Kasım 2008

Ö T E S İ

 

19.03.2024 



2008 | 2007 | 2006 | 2005 | 2004 | 2003 | 2002


ARŞİV : Temmuz - 2005

 
 

Köşe Yazıları


Yakın Takip :  SARI VE MAVİ -  Dr. Ünal Metin
Balkan insanı becerikli elleriyle şekillendirir kara toprağı. Binbir çiçek benzeri binbir kültür harmanlar doğurgan Balkan toprağında. Balkan dağlarının çiçekleri süsler elbisesini, fıtasını, şalvarını. Kimi zaman da birbirlerini boğarlar yağan yağmurun taşan sellerinde. Gökyüzünde kaynaşıp duran bereketli anaç bulutlar gibi göçler yaşanmıştır bu topraklarda.
()
Bamteli :  “BİR ULU RÜYAYI GÖRENLER ŞEHRİ” VE TEBRİKLER -  Aydil Erol
Camileri, konakları, koruları, kasırları, yalıları, sahilsarayları, sebilleri, selsebilleri, çeşmeleri, mesireleri, medreseleri, dârüşşifalarıyla, kaynak suları; çoğu yok edilen dantel dantel işlenmiş mezar taşlarıyla, yetiştirdiği değerlerle, son uykusunu bağrında uyuyan ünlülerle Üsküdar… Çamlıcadan Kızkulesine bir donanma gecesinin mehabetini, bir güzellikler güldestesinin haşmetini anlatabilmek, dile getirebilmek kolay mı?..
()
Tutanak :  Papyonlu Pişekarlar -  Hüseyin Özbek
Orta oyunu bize özgü, bizim mizah anlayışımızı, bizim yaşam kültürümüzü yansıtan, argo, söz oyunları, söze ve harekete, taklide dayanan tarzıyla bizden renkleriyle kaybettiğimiz bir zenginlikti. Oyun Kavuklu ve Pişekar denilen iki ana karakter etrafında gelişirdi. Pişekar perde oyununun Hacivat’ına, Kavuklu da Karagöz’e benzerdi. Pişekar oyun kurucu, uç açıcı, oyunu yönlendiren sürükleyen, sahne içinde oyuncu-yönetmen denebilecek bir konumdadır.
()
SİZDEN GELENLER :  Sizden Gelenler -  Ayhan ÇİFTÇİ
Trabzon’da yaşanan (TAYAD) olayları, Türk basınında kısa bir süre yer almış ve ardından gündemden düşmüştü. Bu konuda okurlarımızdan gelen tepkileri ve görüşleri bu sayfadan sizlere duyurmuştum. Şimdi ise Trabzon’daki TAYAD eyleminde aktif olarak bulunan Zeynep Hanım’ın yazmış olduğu e-postayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bize düşen bu yazıyı tarafsız olarak size sunmaktır. Yorum sizin.
()
Gerçek :  DOĞU CEPHESİNDE DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK -  Özdemir Özsoy
Bizde “ateş, düştüğü yeri yakar” diye bir özdeyiş vardır. Bu elbette bir gerçeğin ifadesidir. Duygulu, duyarlı bazı kişilerin dışında genellikle insanlar başkalarının acısına yakın ilgi göstermezler hatta görmezlikten gelirler. Aslında bu davranış, psikolojik açıdan bir paniktir; gerçeklerden kaçıştır. Ama yok; kimse böylece kendini kurtaracağını sanmasın!
()
Aykırı Bakış :  Rusyanın kararı -  Dr. Yusuf Gedikli
İhracatçının yanlış bakışı ve işi Moskovadan dönünce hemen bir furya. Hükümet veya devlet işe el atsın. Tabii atacak ve atmalıdır da. Nitekim devlet elinden geleni yaptı. Hatta tarım bakanı bile koltuğundan oldu. Ama devletin bütün işi birinin veya bir şirketin yaptığı gayri ciddi bir işin, bir sahtekârlığın savunulması veya düzeltilmesi midir? İnsan ya da kurum niçin kendi kendisini kontrol etmiyor?
()
Milli Sıtrateji :  Emek mi, sermaye mi? -  Dr. Alptürk Ünlü
Türk milliyetçilerinin emek-sermaye arasındaki konumu nedir? Türk milliyetçisi olduğunu söyleyen kaç kişinin emek ile sermaye arasındaki ilişkilere ya da çelişkilere yönelik görüşleri olmuştur? Siz hiç duydunuz mu? Şu anda dahi, emek- sermaye arasındaki ilişkiler ve çelişkiler üzerinde, kaç tane Türk milliyetçisi düşünce üretmektedir? Gören, duyan varsa, bize de söylesin! Biz de bu görüşleri öğrenelim!
()
Sağlık Meridyeni :  Sağlık kuruluşları ne kadar sağlıklı -  Dr. İsmail  Maraş
Bir tıp fakültesinin, bir aşının sağlıklı olup olmadığını araştıracak donanımı yoksa her bir köşeye bir üniversite açmanın veya diğer bir tabirle sanal büyümenin ne anlamı vardı? Sonra şu sorular takıldı aklıma. Bir tıp fakültesinin bir aşıyı araştırma imkânının olmaması bir yana, böyle bir durumda bu araştırmayı yapacak bir başka üniversiteye gönderip tetkik ettirmek de mi mümkün değildi?
()
Sözün Özü :  Kendimize dönme vakti geldi -  Alptekin Cevherli
Yüzyıllardır dünyaya medeniyet timsali olmuş bu asil milletin kendine dönme vakti artık gelmiştir. İMF ve Dünya Bankası ile kanımızı emen sözde medenî ülkelerin bize oynadığı oyunları görmeliyiz. Ülkemiz ne zaman düze çıksa bir kriz yaratıp, gündem değiştirenlere aldanmak yüce Türk Milleti için bir züldür. Atatürk’ün gösterdiği “Türk kültürünü çağdaş uygarlıklar seviyesinin üzerine çıkarma” düsturundan bir an bile ayrılmadan, aldığımız her nefesin hakkını vererek yaşamalıyız.
()
Tarih Bilinci :  Fırat’ın ötesi -  Rasim Giresunlu
Hatırlayınız bir zamanlar, bu topraklarda Ermenilere yurt arayanlar olmadı mı? O toprakları ve Fırat nehrini kim, ne şekilde kan denizine dönüştürdü? Bu nedenle mi, Şirzi köprüsü ya da Nefret köprüsü romanı yazıldı? Kime kaldı bu topraklar? Yoksa Türklerden intikam almak için mi, Fırat’ın ötesinde evrensel bir tezgah ortaya konuluyor? Abdullah Öcalan kimin rahleyi tezgahından geçti? Onu kimler, nasıl finanse etti? Bu adam, İtalya’da Rusya’da ne aradı?
()
Gezi :  DAĞINDAN YAĞ, OVASINDAN BAL AKAN ÇİNE -  Banu Erkmen
Ne zamandı onu yıpratan, ne de doğa şartları… İnsandı onu yıpratan, yok eden. Gelmiş geçmiş bütün medeniyetlere kucak açmış, onlardan izler taşımış, efsane ve öyküleri ile bugüne değin gelmiş Çine hızla yok olmakta. Küçük ahşap evlerin, dar sokakların hatta hanların kervansarayların yerini büyük beton apartmanlar ve çarşılar almakta. Hepsi bir bir yıkılırken Çine Çayı bir kere daha ağlamakta.
()
Göğe Merdiven :  AYRIŞTIRMAK-BİRLEŞTİRMEK -  Aybars Fırat
Aile olarak çocuklarımıza iyi örnek olmuyoruz. Okuyan çocuk olmalarına özendiremiyoruz. Onların yanında okumuyor, yazmıyor, televizyon seyrediyoruz. Vaktimizin çoğunu laklakla geçiriyoruz. Çocuklarımıza vakit ayırmıyor, onları daha çok bilgilendirmek, daha fazla gezdirip beyinlerini ve ruhlarını daha fazla geliştirmek için çaba göstermiyoruz. Onlarla daha fazla oynamamız, konuşmamız, arkadaş olmamız mümkün halbuki.
()
Çapraz Ateş :  Umudun tükenişi -  Kemal Çapraz
Türkiye böyle önemli stratejik adımlar atmazsa Türkiye’yi kuşatan güçlerin elinde oyuncak olmaya devam eder. Türkiye’nin etrafındaki çember hızla daralıyor. Türk ülkelerindeki gelişmeler hiç de olumlu gözükmüyor. Bu gidişle dost ve kardeş Türk ülkeleriyle de ilerde karşı karşıya gelebiliriz. Çünkü aynı Türkiye’de oynanan oyunlar bu ülkelerde de çok yoğun bir şekilde oynanmaktadır.
()
Kuşbakışı :  Baba malı satmak -  Şahin Zenginal
Eğer özelleştirilmek istenen kamu kuruluşları gerçekten kârlı değilse, niye birileri alsın? Zarar etmek için kim alır? Zarar eden ve kâr etmesine imkân olmayan bir fabrikayı kime satabilirsiniz? Yok, eğer iyi yönetilmedikleri için kimi kamu kuruluşları zarar ediyorsa, adama sormazlar mı; “Seçim meydanlarında bol keseden nutuk attınız, bu ülkeyi en iyi biz idare ederiz diye… 3–5 fabrikayı idare etmekten aciz misiniz?”
()
Türk Ekonomisi :  ÖZGÜRLÜĞÜN KURAMSAL AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ -  İ.Orkun  Atalay
Spekülasyonlara ve provokasyonlara çok “duyarlı” bir toplum olmanın üstüne, bir şey okumama ve düşünmeme “tembelliği” de eklenince maalesef, “hareketli” ama “bilinçsiz” bir yapıya sahip bulunmaktayız. Bunu, “bilinç kayması” olarak tanımlayanlar da olmuştur. Bilgi olmadan fikir olmayacağından hareketle, Türkiye’de en çok “ahkâm kesilen” ve en çok da “yanılınan” bir kavram olan “özgürlüğü” kuramsal açıdan incelemekte yarar gördük.
()
Pusula :  ÖZÜR DİLERİZ, ÖZÜR DİLERİZ... -  Bayram Akcan
Tunceli’de bir taksi PKK'lılarca yola döşenen mayına çarparak parçalanmıştı. Tuncelili vatandaşlarımız bu olaya tepkisini parçalanan arabanın üzerine astıkları yazılarda çok güzel ifade ettiler: “İnsan hakları savunucuları bu arabayı gördünüz mü? Neden sessizsin Tunceli Barosu? Dağda uçan kuşa bile basın açıklaması yapanlar, acaba buna bir basın açıklaması yapacak mı? Merakla bekliyoruz"
()
Ölçü :  “KAVRAM DÖNÜŞTÜRÜCÜLÜK” -  Cem  Sökmen
Türkiye’de kitle iletişim araçları vasıtasıyla sürekli gündemde tutulan, farklı mesleklerden bir çok kişiyi birleştiren “iş” kavram dönüştürücülüğüdür. Profesyonel kavram dönüştürücüleri bu fonksiyonları sayesinde, dönüştürürken köşeyi de dönmektedirler. Başörtüsü, türban derken, Türkiye, tartışılmaması gereken sosyolojik ve kültürel realitelerini tartışmakta ve enerjisini kaybetmektedir.
()
Serbest Atış :  ÖYS EVET, ÖSS HAYIR -  Tuncay Yıldız
Yanlışın neresinden dönülse kârdır. YÖK 2005 Haziran toplantısında vardığı kararla üniversite sınav sorularını lise–3 ve ilerde olacak lise–4 konularını kapsayacak şekilde genişletti. Sınavın adı yine ÖSS ama niteliği eski ÖYS esintileri içeriyor. Sınav yine tek basamak olarak yapılacak. Konuların genişlemesi ile her branşın soru sayıları da doğal olarak artmış olacak ve sınav daha uzun süreli olacak.
()
Ünlem ! :  IŞIKLI DEĞİŞİM -  Asuman Özdemir
Şimdi ben önümüzdeki Ramazan evde bir iftar versem, bütün bu ruhani liderleri (!) çağırsam, sitenin girişine de “Dinler Arası Hoşgörü Çamlıca Buluşması” diye bir pankart assam, komşum Emine Hanım da acaba konuşmacı olarak katılır mı? Sonra ben TMSF’nin elindeki mal varlığına göz dikerek “Bankam ve medyam olsun, bir de boğazda yalım olsun istiyorum” desem acaba bu istemimi bütün ulusal basın yazar mı?
()
Zekice :  Dinler Arası Diyalog -  Zeki Hacı ibrahimoğlu
Dinler arası diyalog bahanesiyle artık Türkiye’de Museviler ve Hıristiyanlar misyonerlik faaliyetlerini çok rahat sürdürebiliyorlar, istedikleri yerde kimseye sormadan, izin almadan ibadetlerini yapabiliyorlar, dinî kıyafetleri ile dolaşabiliyorlar. Artık işi daha da ileri götürüp Anadolu’nun değişik yerlerinde camilere girip ayin yapıyorlar. Kimse bunlara karışamıyor, hesap soramıyor, laiklik elden gitti diyemiyorlar.
()
Azerbaycan Haber :  Korkunç göç -  Orhan Hasanoğlu
Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettikten beri semalarını kara bulutlar boş bırakmadı. Daha ilk günlerde Rus ordusu tarafından 20 ocak katliamı gerçekleştirilirken aynı yıllardan başlayarak Ermeni tecavüzüne maruz kaldı. Yalnız olmayan Ermeniler yıllardır Avrupa ülkelerinde yaşamakta olan soydaşlarından ve Ruslardan aldıkları destekle Azerbaycan halkına korkunç felaketler yaşattılar. Hâlâ da yaşatmaya devam ediyorlar.
()
- :  Hey gidinin efesi, bizim Sarı Zeybek... -  Ahmet Özdemir
Efe kelimesi. Cumhuriyet öncesi, Batı Anadolu' da ortaya çıkan çeteciler için kullanılır olmuştu. Zeybekler aralarında cesaret ve kahramanlıkça kendini gösterenlere "efe" derlerdi.Genel olarak bütün Ege dolaylarında özellikle köy¬lerde ve çiftliklerde yaşayan Türklere zeybek adı verilmekteydi. Bu yörede yaşayan Yörükler ve Tahtacılar, Anadolu köylüsünden ayrı inanç ve geleneklere sahip değillerdi.
()
Hedef :  D-8’LER VE DİNDAR COĞRAFYADA DİN PAZARLIĞI -  Ünal  Bolat
Müslüman ülkeler teşkil ediyor. 200 yıldır dünyayı yönetenler hep gayrımüslimler olduğu ve yönetimlerini de kan ve gözyaşı üzerine kurdukları halde niçin hâlâ onlar medeniyetin temsilciliğini ellerinden bırakmazken, müslümanlar geri kalmışlığın, zilletin, maskaralığın pençesinden kurtulamamıştır? Niçin koskoca İslam dünyası kendini hakir gören Batı’ya el açmakta?
()
Geniş Açı :  Garp kurnazlığı -  Ali Arif Esatgil
Sayın Blair ‘gerçek bir hristiyan olarak’ bize ülkesinde kaç terör suçlusunun sığınmacı olarak bulunduğunun yanıtını verebilir mi? Siyasal sığınmacı adı altında, İngiliz topraklarına kapağı atmış, sivil, asker ve polis katillerinin sayısına ilişkin bir istatistik mevcut mudur? Daha yakın zamanda Belçika’nın aldığı karar konusunda Blair ve ‘gerçek müslümanlar’ın görüşlerini doğrusu merak ediyorum.
()
Net P@no :  DÜNYANIN UZAY KAPISI 50 YAŞINDA -  Baki Günay
Avrupalı uzay uzmanlarının “uzaya dünyadaki en kolay çıkılacak yer Baykonur uzay üssüdür” şeklinde açıkladıkları üstte uzay yolculuğuna çıkmayı bekleyen yüzlerce uydu bulunuyor. Rusya’nın kendi topraklarında birkaç uzay üssü olmasına rağmen, uzay çalışmalarını Baykonur’da gerçekleştirmesindeki ısrarını da bu bağlamda değerlendirmek mümkündür
()
Köşe Taşı :  Evrimci Zekânın Demokrasisi -  Prof Dr. Ali Osman Özcan
Zekâ sözcüğü de evrim kuramının silâhı olarak yeni keşfedilen silâhlardan biri. Çoklu zekâ kuramı denilen şey Darwin’in evrim kuramından farklı değil. Çok kaba bir şekilde işlenmiş kavram dizilimiyle çoklu zekâ kuramı denilen şey kuram muram değil. Üzerindeki sis örtüsü yüzünden herkes onu bir şey zannediyor. Belirsiz önkabullerle gizli önyargıları olumlamak, bu kuramın bilimselliğinin delili olmaz ki…
()
Reymanca :  Takke Düştü, Kel Göründü... -  Reyman Eray
“AL-MA-YA-CAK-LAR” diye başlık atmıştık aylar öncesinden... “Görünen köy kılavuz istemez”di... AB yöneticileri bir bir “itiraf’ etmeye başladı... Aralarında “dürüst”lük damarı tümüyle çatlamamış olanlar, “Türkiye’yi boş yere umutlandırmayın, aramızda yeri yok” demekte... Sağduyu sahibi Türkler”in zaten böyle bir ‘umut”u yok! Ciddi ciddi umut besleyenler de ya “saf vatandaş”lar ya da “bir hesabı olan”lar...
()

*

Haberler


Meslek lisesi öğrencilerinin çığlıklarına kulak verin -  Ufuk Ötesi
Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Şuayip Özcan, meslek lisesi öğrencilerine ÖSS’de uygulanan katsayı zulmüne tepki gösterdi ve bu adaletsizliğin hemen giderilmesini istedi
()
Venüs Pastaneleri Yeşilyurt Şubesi açıldı -  Ayhan ÇİFTÇİ
Venüs Pastaneleri Yeşilyurt şubesi, Bakan Başesgioğlu ve Çanakkale Seramik Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Bodur tarafından açıldı.
()
Elif Ağdaş evlendi -  Ufuk Ötesi
Gazetemizin Erzurum temsilcisi Elif Ağdaş, Burhan Başgöze ile evlendi.
()
Banu Özdemir evlendi -  Ufuk Ötesi
Gazetemizin Turizm yazarı Banu Özdemir, Selahattin Erkmen ile hayatını birleştirdi. Bursa Cumurcul Restaurant’ta yapılan düğün töreninde Özdemir ve Erkmen aileleri, genç çiftin mutlu gününde bir araya geldiler.
()
Okul bahçesinde gecekondu -  Ufuk Ötesi
Hayırsever Fazilet Olcay tarafından yaptırılan, Pendik Kırımlı Fazilet Olcay Anadolu Lisesi’nin bahçesinde bulunan gecekondunun yıktırılamayışı, sıkıntıya sebep oldu.
()
KINAY ve AKKAYA -  Reyman Eray
Necip medyamız, “yumuşak” olarak adlandırılan bir delikanlının veya “yarı çıplak” bir tazenin en küçük bir çalışmasını göklere çıkarır; ana haber bültenlerinde ağırlar...
()
Kraliçeye Bir Ödül Daha... -  Reyman Eray
Türk filmlerinde “esas kız”ın arkadaşı olurdu genellikle... Sahnelerde fırtınalar estirirdi... Suna Pekuysal dendi mi, akan sular dururdu... 1948’de Şehir Tiyatrosu Çocuk Bölümü’nde sahneye çıktı ve aynı kurumdan emekli oldu...
()
...Ve Meyve Veren Ağaç Taşlandı -  Reyman Eray
Suat Arıkan, İstanbul Opera ve Balesi’nin bir önceki müdür ve sanat yönetmeni Prof. Mesut İktu’yu aratmayan yöneticiliğiyle ve sanatıyla, kurumun en sevilen adlarından biriydi... Ne yazık ki ülkemizde, güzel olan her şeyin başına bir iş gelir...
()
UYGURLAR -  Reyman Eray
Tiyatroya adanmış bir yaşamın kahramanı olan Nejat Uygur, sahne sevgisini oğullları Süheyl ve Behzat Uygur’a iyi aşılamış olmalı ki, genç Uygurlar, onca TV dizisine ve güldürü programlarına karşın, sahneyi savsamıyor..
()
Şehir Tiyatrosu -  Reyman Eray
Usta tiyatro adamı ve yazar-düşünür Mazlum Kiper’in genel sanat yönetmeni olarak atanmasından bu yana daha bir ivme kazanan Şehir Tiyatrosu, gelenekselleştirdiği yaz etkinliklerine hazırlanıyor...
()
Romeo ve Juliet -  Reyman Eray
İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin 12. Aspendos Festivali kapsamındaki temsillerinden biri de “Romeo ve Juliet” balesi. Shakespeare’in metninden Nugzar Magalaşvili’nin libretto ve koreografisini gerçekleştirdiği çalışma, bir Prokofiev başyapıtı.
()
Kitapçının diplomasi zaferi -  Ufuk Ötesi
Devletin yapamadığını yaparak Fransız yayınevinin kitabından “soykırım” ifadesini kaldırttı.Dünyaca ünlü yayınevlerinden biri olan Thames&Hudson’un bastığı “Turkey From Air” isimli kitapta yer alan “Ermeni Soykırımı” sözcüğü diplomat gibi çalışan Kitapçı Ali Tüysüz’ün üç yıl süren gayretleri sonucu değiştirildi.
()
Bulgaristan’da Türklerin büyük seçim başarısı -  Ufuk Ötesi
BULGARİSTAN- Bulgaristan’da 25 Haziran’da yapılan parlamento seçimlerinde sosyalistlerin Bulgaristan için Koalisyon partisi oyların yüzde 31 birini alarak birinci parti oldu. Bulgaristan seçmenlerinin geçen dönem büyük ümit bağladığı ve iktidar partisi olan İkinci Simeon Ulusal Hareketi ise yüzde 20’lik oyla ikinci yerle yetindi.
()

2008


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2007


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2006


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2005


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2004


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2003


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2002


NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002