2008 | 2007 | 2006 | 2005 | 2004 | 2003 | 2002
|
ARŞİV : Eylül - 2003
|
|
Köşe Yazıları
|
Sanal Esaret : Türkiye’den bir Felsefe Kongresi geçti
- Kemal Çiftçi |
Geçtiğimiz günlerde sona eren Dünya Felsefe Kongresi, basınımızda büyük yankı bulmuştu. İlk defa bilimsel bir faaliyet medyamızı bu kadar meşgul ediyordu. Basının bilimsel gelişmelere ilgi göstermiş olması sevindirmişti bizi. Ama olacak şey değil. Bu işte bir bit yeniği olmalıydı. Nihayet kongre başladıktan sonra ayaklarımız yere erdi. Ve gördük ki, bu ilgi boşuna değilmiş. ()
|
Köşe Taşı : Kavak Yellerine gelin vermek
- Prof Dr. Ali Osman Özcan |
Değersiz abartı ve şişirmelerle çirkini güzelleştirmeye çalışmak boşuna. Yalanlarla dolu kişisel hayatımızda dolambaçlı ve kaçamak konuşma eğilimi o kadar bol ki.. sorumluluktan uzak durmayı görev sayanlar, doğruluk ve dürüstlüğü itibarsız kılmak için veryansın edip duruyor. Her koşulda sözünden dönme, siyasi başarı kabul ediliyor. Nankör, kaypak, güvenilmez, korkak ve açgözlülerin hırslarını doyurmak için onların dilinden anlayacak birileri henüz ortada yok. ()
|
Sözün Özü : Türk Dünyası'nın sorunları
- Alptekin Cevherli |
23-25 Ağustos'ta Kastamonu'da, yedincisi düzenlenen Türk Dünyası Günleri'ne katıldık. Kazakistan'dan Kerkük'e, Özbekistan'dan Gagauzya'ya kadar 11 milyon kilometrekarelik Türk Dünyası'nın buluştuğu güzel bir şenlik yaşandı. Bu vesile ile güzel organizasyonu gerçekleştiren Kastamonu Belediye Başkanı Turhan Topçuoğlu'na, Başkan Yardımcıları Fikri Yazan ve Mehmet Sayan’a, Fahri Başkan Yardımcısı Emin Çapraz'a, Basın Birliği Başkanı Kemal Çapraz'a ve bu çalışmalarda emeği geçen ancak adını yazamadığım yüzlerce değerli insana Türk Dünyası'nı tekrar ülke gündemine getirdikleri için teşekkür etmek isterim. ()
|
Ünlem ! : Ferman Padişahımındır.....
- Asuman Özdemir |
Dahiliye Nazırı Aksu “Eve Dönüş Yasası”ndan faydalanmak üzere 2 binden fazla başvuru olduğunu söylerken, Ordu Komutanlarından tekzip geldi. “Başvuruların 2’si kırsal alandan, geri kalan kısmı cezaevlerinden geliyor.”
Şırnak, Cizre ve Silopi’de polis noktaları teröristlerce kurşun yağmuruna tutuldu, failleri yakalanamadı....
Barzani ve Talabani Türk Ordusunu Irak’ta görmek istemediklerini, eğer TSK gelirse kötü sonuçlar doğacağını ifade ederek Türkiye Cumhuriyetini tehdit ettiler.. ()
|
Göğe Merdiven : Ayranı Kabarmak
- Aybars Fırat |
"Büyüklere Hikayeler" başlıklı geçen yazımı okuyan bazı dostlar beni uyardı ve özetle dedi ki; Türkiye elden gidiyor, sen hikaye anlatıyorsun! Doğrusu haksız da sayılmazlar. Ancak Nasrettin Hoca misali ben de haklıyım. Neden mi? Anlatayım. Hikaye yazabilmek, anlatabilmek, özel bir yetenek ister. Çünkü, bir özel dönemi, durumu, kişiyi, toplumun bir yönünü bize özetleyip sunarlar. Millet, kendisine anlatılan bu hikayelerle, olup biten olayları, hayatı ve kişileri kafasında anlamaya başlar. Bu hikayeler, masallar, bir vesileyle söyleniveren atasözleri, hikmetler, kaybolmadan uygulanmaya devam eden gelenek yumakları, bizim dünyayı daha iyi algılamamıza yardımcı olur. ()
|
Bamteli : İşte Yunan dostluğu
- Aydil Erol |
Allah, Türk milletini mağlûp edecek bir kuvveti yaratmamıştır.
Edirne mebusu Şeref Beğ ()
|
Net P@no : Elektronik Kirlenme Tehdit Ediyor
- Baki Günay |
Günlük yaşamda kullanılan birçok cihaz elektromanyetik dalga üretiyor. Elektromanyetik kirlilik Elektromanyetik dalga kaynaklarının, vücuda ve özellikle baş bölgesine uzun süre yakın tutulmaması gerekiyor. ()
|
Pusula : Mevlana ve Yunus Emre’yi anlamak
- Bayram Akcan |
Mevlana ve Yunus Emre Türk-İslam tarihinin içerisinde müstesna bir yeri olan, kendilerini Allah’a adamış, insanın dünyanın en kıymetli varlık olduğunu dile getiren iki büyük şahsiyettir.
Bu değerli iki insan, gönüllere gerçek sevgiyi aşılamaya çalışan sadece birer nakkaş değil, aynı zamanda karanlık dünyamıza ışık tutan birer güneştirler. Onlarda tıpkı birer güneş gibi yanmakta ve isteyenlere ateşlerinden bir parça vermektedirler. ()
|
Gezi : Denizli
- Banu Erkmen |
Tarihin unutulmamak, doğanın dokunulmamak için yaşandığı bölgelerden acı haberler geliyor. Hiç bitmeyen orman yangınları, ard arda gelen depremlerle gözüm haber bültenlerinde, yüreğimse çarpıntılarda. İnsan eli ile gelen yangın felaketlerini asla anlayamıyorum,
Hiç aklımdan çıkmayan yerleşim alanları, ören yerleri, yaylaları, tarihi eserleri, travertenleri, suları, gölleri, şelaleleri ile Denizli şu günlerde beşik gibi sallanıyor. Denizli’ye gidince uğramadan edemediğimiz dokumaların en zarifinin el tezgâhlarında dokunduğu, Buldan sallanıyor. ()
|
Evrak-ı Perişandan : Irak’a Asker Göndermek!
- Doç. Dr. Fethi Gedikli |
Bugünlerde Irak’a asker gönderme hususunda herkes aklına geleni söylüyor. Söylesin, bir itirazımız yok. Ben de Irak’a asker göndermenin hükümetimizin inisiyatifiyle alınan bir karara dayanması şartıyla, daha açık bir deyişle oraya Amerikan baskısı yahut yönlendirmesi sebebiyle değil, Türkiye’nin menfaatlerini korumak maksadıyla gidilmesi gerektiği kanaatindeyim. Ancak işgalci Amerikalı ve İngiliz askerlerini içinde bulundukları kötü durumdan kurtarmak için gidilecekse, bu doğru olmaz. Ayrıca asker göndermenin gerekliliği ve zorlukları, uygulamaya geçilmeden evvel milletimize iyice açıklanmalıdır. ()
|
- : Eylül girdi yaşantımıza
- Ahmet Özdemir |
Rıza Polat Akkoyunlu’nun. “Nokta Noktam” adıyla tanınmış şiirini, çoğu kişiler bilirler ya da işitmişlerdir. Ama bu şiirin şairi hakkında, kimse bir şey bilmez. ()
|
Dilek / çe : Bunlar Embedded filan değil resmen Omurgasız
- Hüseyin Mümtaz |
“Embed” edilmiş, yâni “ilişmiş” olanların bile bir takım değerleri, amaçları vardır.. Örneğin, para için yazarlar, daha iyi bir yönetim “post”u edinmek için yazarlar, şoför-araba için yazarlar, han-hamam-yat-kat için yazarlar.
Ama bunlar düpedüz omurgasız. Bir tür yumuşakça.. Derin denizlerin, “derin” diplerinde; omurgasız-kılçıksız oldukları için derhal bulundukları ortamın kılığına uyum gösterirler.
Renksiz-kokusuz ve şekilsizlerdir. Taşın altında, taş şeklinde, herhangi bir bitkinin üzerinde asalak şeklinde, ağzı mantarlı şişede; “neşvünemasını” tamamlamadan çarpmaya kalkan cin şeklinde bulunurlar.
Kabak olmadan çiçek açarlar. ()
|
Geniş Açı : Uyum talanı başladı
- Ali Arif Esatgil |
Avrupa Birliği Uyum Yasaları meyvelerini vermeye başladı... Başpapaz Bartholomeos önce Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün, ardından da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kapısını çalıp, “Açın artık şu Ruhban Okulu’nu” dedi... ()
|
Çapraz Ateş : Gözler MHP Kongresinde
- Kemal Çapraz |
Önümüzdeki ay, Türk Milliyetçiliğinin siyasi organizasyonu MHP’de çok önemli bir kongre yaşanacak. Bu kongre hayatlarını bu fikir hareketine adamış insanları olduğu kadar, Türkiye’yi başka yönlere peşkeş çekmeye çalışanları da yakından ilgilendiriyor. Hatta ve hatta, 250 milyonluk Türk Dünyası da bu kongreyi merakla bekliyor. Bazılarınız işi biraz abarttığımı zannedebilir ama işin gerçeği budur. Atatürk’ten sonra Türkiye’nin gündemine Türk Dünyası kavramını sokan ve her zaman diri tutan, oralardaki istiklal hareketlerine ilham kaynağı olan bir hareketin üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi durması samimi milliyetçileri derinden yaralamaktadır. ()
|
Düşün/ce : Karadeniz güzellemesi
- Olcay Yazıcı |
Neden ‘kara’ demişler? Oysa bütün görünür adeta ‘yeşil bir deniz’ gibi, kabarıp, köpürerek, kıvrılıp, açılarak yeryüzünden öte, göğe yükselmek istercesine hep yukarılara ağmış bir tabiat şöleni.
Evet, Karadeniz’den söz ediyorum. Doğup büyüdüğüm, pastoral şiirini ruhuma ezberlettiğim, uzun soluğunu bir yaşama iksiri gibi özümsediğim, kimyasını kimyama, esenliğini ruhuma özümsettiğim ve yıllar yılı bunaldığım bu şehirde, yeniden yaşama direnci depolamak, kan tazelemek, ümit ve sevinç devşirmek için her yıl dağlarına koştuğum belde. ()
|
Şiir : Eyvallah !
- Orhan Seyfi Şirin |
Orhan Seyfi ŞİRİN ()
|
Gerçek : Yangın
- Özdemir Özsoy |
Yangın yüreklerde ise kolay kolay sönmez. Ağır ağır, için için yanar durur. “Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.” Denilmiş. O öyledir; ancak duman çıkmayan yerlerde de bazen ateş vardır. Bizim göremeyişimiz, bilemeyişimiz orada yangın olmadığı ma’nâsına gelmez. Bazı kişiler, bir hicran ateşini gönlünde saklamaktan mutluluk duyar. Kimi alev, kimi köz halinde. Bu ateş bazen yakar bazen üşütür. Yüreği yanan kişi çoğu zaman bunu kendisi istemiştir. O biri gelse de tutuştursa diye... böyle ateşler insanın içini ısıtır; yakanın da, yananın da... yine bu yangını ancak çıkaran söndürebilir.
Madde dünyasında öyle yangınlar da vardır ki yok eder, tüketir. Bu yangınlarda gönüllerde acı bırakır, vicdanları sızlatır. ()
|
Reymanca : Dönüyorlar...
- Reyman Eray |
AKP’nin ülkeye katkılarını yadsıyan varsa, bizce, gerçek bir “değerbilmez”dir. Bu katkılarından ötürü herkes hükümetten çok -ama çok- memnundur. “Rahşan affı’yla ikiye katlanan it-kopuk takımına, şimdi ‘alçak’ların ve ‘vatan hainleri’nin de ekleneceğini” söyleyenler, hükümetin birbirinden başarılı “icraat”larını kıskananlardır. “Bunu böyle bilesiniz”.
Dönüyorlar... Amanın ne güzel ! Zaten bu “mümtaz” evlatlarımızı “Tayyip affı”yla değil; çok daha “çekici” sözüklerle çağırmaktayız: “Eve dönüş yasası”, “topluma kazandırma yasası”, olmadı; “büyüklük bizde kalsın” yasası, “vatanla kucaklaşma yasası”, “elin dağında ne işiniz var çocuklar” yasası, “bereketli topraklarınıza dönün” yasası, “cici çocuklar, ellerindeki kakaları bırakıp anneye dönsün, sütünü içsin” yasası vb... vb... ()
|
Yakın Takip : Afrasya
- Dr. Ünal Metin |
20. yüzyılın sonlarına doğru komünist sistemin çökmesiyle Eski Dünya üzerinde coğrafi olmaktan daha çok siyasi bir kavram doğdu. Avrasya denilen bu soyut kıtayı en çok benimseyenler Türk aydınları oldu. Turan adını ağızlarına almaktan çekinen, ürken aydınlarımız Avrasya kavramına sıkı sıkıya sarıldılar.
AVRASYA'NIN PATRONU KİM
Dünyayı fiziksel olarak kıtalar denen büyük kara parçalarına ayırdığımız zaman aslında Avrupa denen bölgenin büyük Asya kıtasının bir uzantısı olduğu görülür. Avrupa’yı Asya’dan ayıran sınırlar coğrafi değil kültüreldir. ()
|
Aykırı Bakış : Türk Dünyası edebiyatlarını biliyor muyuz?
- Dr. Yusuf Gedikli |
Türklerin geniş bir coğrafyada yaşadığı ve yaşadıkları coğrafyada bir çok edebiyatlar husule getirdiği malumdur. Ancak Cumhuriyet devrinde bu edebiyatların Türkiyede yeteri kadar tanıtıldığı da söylenemez. Bu makalede hariçteki Türk edebiyatlarının Türkiyede neden tanıtılmadığı sorusuna cevap verilmeye çalışılacaktır. ()
|
Zekice : Topluma Kazandırma Yasası
- Zeki Hacı ibrahimoğlu |
Bundan birkaç ay önce PKK-Terör örgütü için “Topluma Kazandırma Yasası” adı altında bir yasa çıkarıldı. Bu yasanın içeriğini burada uzun uzun anlatacak değilim. Ancak, “PKK-Terör örgütü militanları pişman olacaklar, eve dönüş hareketi başlayacak ve bu şekilde dağdaki eşkıyayı topluma kazandırmış olacağız” şeklinde kamuoyuna açıklama yapılmıştır. ()
|
Kuşbakışı : Kim hain, kim değil
- Şahin Zenginal |
Sesi daha çok çıkanların haklı görüldüğü, gücü olanların hakkını alabildiği bir dönemde yaşıyoruz. Çok acı olayların süzgecinden geçtik. Gençlik, hatta orta yaş grubu, sağ ve sol diye ne olduğunu hâlâ daha kimsenin tam olarak tarif edemediği bir kavganın içine itildi. Bu kavgada, hiç kimse karşısındakinin ne dediğini dinlemedi, dinlemek istemedi. Hiç kimse de kendi dünya görüşünü, kendi fikrini anlatma yoluna girmedi, zaten buna imkânı da yoktu. Çünkü ne söylenen anlaşılıyor, ne de haklı haksız ayırt edilebiliyordu.
()
|
İnebolu Haber : İnebolu'nun maket evlerine ilgi
- Celal Bekiroğlu |
Şapka ve Kıyafet İnkılabının 78. Yıldönümü kutlamaları çerçevesinde İnebolu’yu Tanıtma ve Turizm Derneği ile Atatürkçü Düşünce Derneği’nin birlikte organize ettikleri Atatürk fotoğrafları ve kitap sergisi, maket İnebolu evleri, İnebolu konulu tablolar ve kermes halkın beğenisini kazandı.
()
|
Tutanak : Kafalarına elma düşenler
- Hüseyin Özbek |
Türk masalları “bir varmış bir yokmuş” la başlar. Keloğlanın devleri,Kara Vezirleri yenip,kötüleri cezalandırıp padişahın kızını almasıyla sonlanır.Gökten üç elma düşer, bu elmalar masalcıya, dinleyene, v.s. hakça paylaştırılır.
Son aylarda elmalar gökten bizim holding beslemesi, A.B.D ve A.B yalaması yazar bozar takımının kafasına düşmüş olmalı. Anadolu’da abuk subuk, dengesiz konuşan yol yordam bilmeyenler için “bunun kafasına gıcımak (çam kozalağı) düşmüş”
denir. Bu sözle tariflenen kişinin sözüne, eylemine itibar edilmemesi anlaşılır. Anlaşılan
Elmalar bizim köksüz beslemelerin kafasına düşmüş olmalı ki kafayı elma ile bozdular. ()
|
*
|
Haberler
|
Memur çadırda
- Ufuk Ötesi |
Toplu sözleşme görüşmelerinde hükümetle anlaşmaya varamayan Kamu-Sen’e bağlı memurlar açlık grevine başladı. Yurt genelindeki eyleme bazı siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşları da destek verdi. ()
|
Denktaş: Gül’ü de kandırdılar
- Ufuk Ötesi |
Kıbrıs davası konusunda hükümetin çelişkili tutumu ve Denktaş’ı yalnız bırakma çabaları bütün hızıyla devam ederken, Kıbrıs Türkü’nün yiğit ismi Cumhurbaşkanı Denktaş, hiçbir şekilde geri adım atmayacaklarını dile getirdi. Denktaş, “Gerekirse Anadolu’yu arkama alır yeniden mücadele başlatırım” diyerek kararlılığını ifade etti. ()
|
Kotonline, yeni pamuk sezonuna yeniliklerle giriyor
- Ufuk Ötesi |
Kotonline, Türkiye’nin en büyük pamuk alıcı ve satıcılarını bir araya getiriyor.. GAP Pazarlama (Gappa Pamuk), GAP Güneydoğu, Arı Tarım ve IMISK’in de aralarında bulunduğu Türkiye’nin pamuk devleri, artık pamuk alım satımlarını Kotonline üzerinden gerçekleştirecek.
Pamuk alıcısı ve satıcısının, güvenli ortamda internet üzerinden ticaret yapma olanağına sahip olduğu Kotonline (www.kotonline.com), yeni pamuk sezonuna yeniliklerle giriyor. ()
|
Dümeni Kırık Gemi: DEVLET ÜNİVERSİTELERİ-II
- Ufuk Ötesi |
Türk devlet üniversitelerinde özellikle son beş yıl içerisinde başlangıç itibariyle tasarı olarak ortaya konulan ve daha sonra çoğu yürürlüğe giren akademik yükselme kriterleri, kamuoyunda meraklılarınca bilinmekte ancak bir o kadar da uzak kalınan bir konu olarak ortada durmaktadır. Malum olduğu üzere ast üst ve emir komuta zinciri resmi anlamda Türkiye'de iki müessese
çalışanları veya mensupları için geçerlidir. Bunlardan ilki "Türk Silahlı Kuvvetleri", diğeri ise "Devlet Üniversiteleri"dir. Akademisyen olmayı amaçlayan bir genç, mesleğe girdiği ilk günden itibaren tıpkı subay okulundan mezun bir teğmende olduğu gibi yükselmek arzusunu taşır.
Mustafa GÖRKEM ()
|
Don Gıovannı
- Ufuk Ötesi |
Mozart’ın başyapıtlarından biri olan “Don Giovanni” (Opera, 2 perde), 2003-2004 sezonunda da gösterimde olacak.
Reyman ERAY ()
|
Tarihle Sanat İç İçeydi...
- Ufuk Ötesi |
Geçmişi 2500 yıl öncesine dayanan, İstanbul’un tarih boyunca yaşadıklarına tanıklık etmiş olan Kızkulesi, 29 Ağustos gecesi görkemli bir müzik şölenine de tanıklık etti... ()
|
Sonsuz Döngü
- Ufuk Ötesi |
Bir repertuar tiyatrosu olan Tiyatro Stüdyosu, “Sonsuz Döngü”, “Yaşamın Üç Yüzü” ve “Dünyanın Başkenti” adlı oyunlarıyla, yaz ayları boyunca Anadolu’ya tiyatro götürdü. Şimdilerdeyse, 2003-2004 sezonunun yeni oyununu bu repertuara ekleme çalışmaları başladı...
Reyman ERAY ()
|
Akkonak yoluna bakım
- Ufuk Ötesi |
Geçen sayımızda İnebolu’yu Yeşilöz ve Akkonak köylerine bağlayan grup yolunun asfaltının iyice bozulduğunu ve bu konudaki şikayetleri dile getirmiştik, yayınımız etkili oldu ve yola bakım yapıldı.
Celal Bekiroğlu / İnebolu ()
|
F klavyenin başarısı
- Ufuk Ötesi |
2003 Dünya Bilgisayar ve Stenografi Şampiyonası'na ''F klavye'' ile katılan İntersteno Türk Grubu, dünya ikincisi oldu. Kiril ve Latin alfabelerindeki çeşitli harflerden ''karma bir klavye'' kullanan Çek Cumhuriyeti'nin 1. geldiği yarışmada, ''Q klavye'' kullanan bazı ülkeler elendi. İntersteno Türk Grubu Onursal Başkanı İhsan Yener, 2003 Dünya Bilgisayar ve Stenografi Şampiyonaları'nın 15-20 Temmuz tarihleri arasında İtalya'nın başkenti Roma'da gerçekleştirildiğini belirtti. Yener, Uluslararası Bilgi İşlem Federasyonu (İntersteno) tarafından düzenlenen şampiyonaya, 36 ülkeden toplam 519 yarışmacının katıldığını kaydetti. ()
|
TRT’den Cumhuriyetimizin kuruluşunun 80 yılına muhteşem armağan
- Ufuk Ötesi |
‘Son Tanıklar’ belgeseli
Belgesel, Milli Mücadele’ye farklı bir bakış açısıyla bakarak, dönemin sözlü ve yerel tarihini ele almaktadır. Bunun için tüm yurt sathında taramalar yapılmış; Kurtuluş Savaşı’na bizzat katılmış veya çocukluk dönemlerinde tanıklık etmiş kişiler başta olmak üzere, o günlerde yaşananları birinci ağızdan dinlemiş ve o atmosfer içinde büyümüş yaşlı insanlar tespit edilerek tek tek röportajlar yapılmıştır. Projenin başlangıcında, tüm valiliklere, konuyu anlatan yazılar yazılarak, tanıkların bulunması konusunda yardım istenmiş ve önemli bir bölümünden cevap gelmiş, bu cevaplar çerçevesinde TRT ekibi göreve başlamıştır. ()
|
Basın sizi niye görsün?
- Ufuk Ötesi |
BİRÇOĞUNU yakinen tanırım!.. Onlar, çalıştıkları medya kuruluşlarında sürüne sürüne, ‘emekleye emekleye’, dişleriyle tırnaklarıyla mücadele vererek ‘ülkücü kimlikleriyle’ kendilerini kabul ettirmeyi başardılar!..
İsrafil K. Kumbasar - israfilk@gazeteyenicag.com ()
|
7. Türk Dünyası günleri Kastamonu’da muhteşem bir şekilde kutlandı
- Ufuk Ötesi |
Bayrakların geleceğe yürüyüşü
Tarihle Türk’ün buluşması
Kastamonu Türk Dünyası Günleri’nin 7’incisi 250 milyonluk büyük Türk milletinin görkemli buluşmasına sahne oldu. Dünyanın dört bir köşesindeki Türklük temsilcilerinin milli kıyafetleriyle ve bayraklarıyla yürüyüş kortejinde yerlerini alması göğüsleri kabarttı.
Tarihteki en önemli kültür merkezlerinden biri olan Kastamonu’da 7 yıldır yapılan Türk Dünyası Günleri’ne gösterilen ilgi, “Tarihle Türklüğün buluşması” olarak nitelendirildi. Her köşesinde görkemli tarihimizin nabız atışlarının hissedildiği şehirde, üç gün boyunca Türk Dünyası’ndan gelen misafirlerle, Kastamonulular arasında gönül köprüleri kuruldu.
BİLGE ERTEKİN ()
|