Dönüyorlar... Ne seviniyoruz, ne seviniyoruz bilemezsiniz... Hele asker ve polis ailelerinin sevinci anlatılır gibi değil ! Hepsi de bu “şirin sözcüklerle bezeli” yasanın destekçisi ve AKP’nin bir numaralı duacısı... “Tosun”lar ve “tosuniye”ler, döner dönmez bir işe girecek ve vatana-millete hayırlı olmak için canla-başla çalışacak; örnek birer vatandaş olacak. Kimseyle, değil kavgaya, tartışmaya bile girmeyecek. Zaten “şiddet” nedir bilmez onlar ! Silahla hiç işleri olmaz ! Silahı tanımazlar bile ! Nasıl bir şeydir, ne işe yarar ?.. Onlar birer sportmendir. Tüm kabahatleri, Dağcılık Kulübü’ne kaydolmadan dağa çıkmak. Bir daha yapmazlar amcası. Zaten AKP de, “bir daha yapmayacak”larını bildiği için çıkarıyor bu sevimli yasayı. Yoksa çıkarır mı ?
Dönüyorlar... Gözümüz yollarda kalmıştı... Bu mutlu haber AB’yi, ABD’yi ve ülkemizin birliğini-beraberliğini isteyen herkesi mutlandırıyor görüldüğü gibi... “Müttefik”lerimiz, “stratejik ortak”larımız, Claudia Roth, Karen Fogg gibi can dostlarımız ve yedi düvel, zil takıp oynayacak neredeyse. Oysa bu bizim mutluluğumuz. Onlara ne oluyor ki!
Dönüyorlar... “İşsizler ordusuna-suçlular ordusuna yenilerinin katılacağı”nı söyleyenler, bu mutluluğu çekemeyen komünistlerdir. Oysa “Tosun”ların ve “tosuniye”lerin iş bulması hiç sorun olmayacak. AKP sayesinde her gün bir yenisi açılan işyerleri, eleman sıkıntısıyla kıvranıyor bilindiği gibi. Dağ havası solumuş sağlıklı elemanları kim işe almaz ki! Bunların ruh sağlığı ve “uyum” yeteneği ise, -yakında görüleceği gibi- “süper”, hatta “hiper”.
Dönüyorlar... Bu büyük bayramımıza, büyük dostumuz Madame Mitterand en önde katılıyor... “Hoşgeldin şenlikleri” için hazırlayacağı bir kamyon elmalı turtanın gereçlerini almış bile !.. Şenliklere-etkin olarak- katılmak isteyen “madam”a, özel doktoru: “Bu yaşta ateşin üzerinden atlamanın doğru olmayacağını; ancak, isterse ‘zılgıt’ dersleri alabileceğini söylemiş...
Dönüyorlar... Umarız üçer-beşer değil de, hepsi aynı gün döner; o günü “ulusal bayram” olarak her yıl kutlarız. Can dostlarımızdan, “müttefik”lerimizden biri olan Fransa, döndükleri günün anısına Paris’in ortasına bir heykel diker; Madame Mitterand da, elinde bezle heykelin başında nöbet tutarak kuş pisliklerini temizler...
Dönüyorlar... Bizler bu dönüşün “eksik” olduğunu düşünüyoruz ve aynı “şirin sözcüklerle bezenmiş çağrı”nın Fehriye Erdal’lara ve Kaplan’lara
da uygulanmasını istiyoruz. Ülkeyi bu “mümtaz” insanlardan yoksun bırakmaya kimsenin hakkı yok !