Türkiye’nin üzerine oynanan oyunların yoğunlaştığı Kıbrıs, Kerkük, AB, Uyum Yasaları gibi konularla ülkemizin her taraftan kuşatıldığı bir ortamda, bu kongre yapılmaktadır. Bu güçler, kendilerine karşı diri, canlı bir gençlik hareketinin ayağa kalkmasından korkmaktadır. MHP değişim, dönüşüm ve gelişim rüzgarlarına ne kadar ayak uyduracak bilemiyoruz ama, şunu açıkça ifade etmek lazım ki, taban artık genel merkez yöneticilerini kat ve kat geçmiş durumda. Milliyetçi taban, vizyonu ve misyonu olan bir partinin ufuksuz insanlarca yönetilmesine tahammül edemiyor. MHP Genel Başkanlığı yarışında şüphesiz birbirinden değerli adaylar ve kadroları içinde seçkin isimler yer almaktadır. Bu yazının yazıldığı ana kadar birbirinden uzak duran bu kadrolar keşke ortak isimlerde anlaşarak güçlü bir MHP ortaya çıkarabilse... Gönül hep onu arzulamaktadır. Umarım ki, kongrede yaşanacak çetin yarışta, bir zamanlar birlikte kolkola ölüme gözlerini kırpmadan yürüyen kadrolar, birbirlerine karşı kırıcı olmazlar. MHP’nin iktidar dönemindeki beceriksizliklerini ve hatalarını dikkate alarak, bu beceriksiz kadrolar tasfiye edilerek temiz, pırıl pırıl bir kadro kurulmasına ihtiyaç vardır. Biz mevcut genel başkandan, diğer genel başkan adaylarından kadrolarını oluştururken bu kıstasları göz önünde tutmalarını umuyor ve bekliyoruz.
“Rotalarını çıkar rüzgarlarına göre ayarlayanlara değil”, milli ülkülere kenetlenmiş kadrolara MHP’nin ihtiyacı var. Kendi çıkarlarını milli ülküymüş gibi takdim edenleri bu hareketin samimi mensupları iyi tanımaktadırlar.
YENİDEN YAPILANMA
Türk milliyetçiliği hareketinin yeniden yapılanmaya ihtiyacı olduğunu daha önce de yazmıştım. Bu yapılanmada her Türk milliyetçisine görev ve sorumluluk düşmektedir. Görev ve sorumluluktan kimse kaçmamalıdır. O zaman bu hareketi ayağa kaldırmak başta şimdiki genel başkan olmak üzere herkesin sorumluluğundadır. MHP’nin kongre sürecini merkez sağdaki diğer partiler de, dikkatle izlemektedirler. Bu partilerin beklentilerini boşa çıkaracak güçlü bir MHP yönetimi, yeniden Türkiye’nin umudu haline gelebilir. Siyasetten umudunu kesmiş kitleler, “Gelen gideni aratır” sözüne artık iyice inanmışlardır. Bugün meclisteki iktidar ve ana muhalefet de halkın beklentilerine cevap verememiştir. MHP için bu kongre tarihi bir fırsattır. Safralarını atmış bir MHP’den Türkiye üzerine planlar yapan emperyalist güçler de korkmaktadır. Onun için, MHP hareketini bölmeye, samimi kitleleri başka partilere doğru harekete geçirmeye yönelik çalışmalar hızlanmıştır. Şurası unutulmamalıdır, merkez MHP’dir. MHP dışında, siyasi arayışlara girmek Türk milliyetçilerini zayıf düşürmekten başka hiçbir işe yaramaz.
MHP’nin bu kongresinden çıkacak sonuç Türk Dünyası’nda da yeniden bir kıvılcımın ateşlenmesine sebep olabilir. MHP İktidarında Türk Dünyası’ndan sorumlu devlet bakanlarının beceriksizliklerini affettirecek bir çalışma yapılmalıdır. Bağımsız Türk Devletleri’nden başka bağımsızlık mücadelesi veren 30’a yakın Türk topluluğu vardır. Onların problemlerini anlayacak, yol gösterecek ve ateşleyecek bir harekete ihtiyaç vardır. Bunu yapabilecek olan, Türk Milliyetçilerinin siyasi organizasyonu MHP ve Ülkücülerdir. Bu beklentileri boşa çıkarmaya hiç kimsenin ama hiç kimsenin hakkı yoktur. Türk milletinin işaret dilini anlayan, kadrolara ihtiyacımız vardır. Başkaların işaret dilini konuşan, yapay düşünce üretenler bunu başaramazlar. Düşünce yanardağını harekete geçirecek samimi kadrolar MHP’de vardır. Ama ehil kadroları layıkıyla değerlendirecek, bir ekip ruhunu geliştirmek gerekmektedir. Böyle ekip ruhuyla çalışacak güçlü, samimi, adaletli ve liyakatli kadrolardan oluşan MHP, Türkiye’nin Türk Dünyası’nın ve bütün ezilen sömürülen, emperyalizmin pençesinde kıvranan milletlerin de umudu olur.