Kasım 2008

Ö T E S İ

 

19.03.2024 



2008 | 2007 | 2006 | 2005 | 2004 | 2003 | 2002


ARŞİV : Mart - 2004

 
 

Köşe Yazıları


- :  SİL BAŞTAN! -  Mustafa Görkem
Eşref Bitlis Paşa’nın Aziz Hatırasına… Emekli Tümgeneral Osman Pamukoğlu’nun “Unutulanlar Dışında Yeni Bir Şey Yok” adını taşıyan kitabını 8 saatlik bir şehirlerarası yolculuğu boyunca okuyup bitirdikten sonra dudaklarımızdan ilk dökülen Kan kusarım kızılcık şerbeti içtim derim sözü oldu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerilla savaşına dönük taktikleri arasına gayrı nizami harp kavramını ilk kez yerleştiren ve bizzat Hakkari ve Kuzey Irak dağlarında uygulayan komutanımızdır Osman Pamukoğlu. Bugüne kadar 16 baskı yaptığını tespit ettiğimiz kitapta anlatılanlar, üzerinde hiçbir değişikliğe gerek duyulmaksızın bir televizyon veya sinema yapıtında kullanılabilecek gerçekliğe ve çarpıcılığa sahiptir.
()
Köşe Taşı :  Dingildek düzbeyinlinin başarısı -  Prof Dr. Ali Osman Özcan
Hava günlük güneşlik. Mevsim bahar. Vakit öğleye yakın. Kuş cıvıltıları korosu işbaşı yapmış, en güzel koro şarkısını söylemekte. Çiçekler gelinliklerini giyip yol kenarlarına dizilmiş. Gelip geçenlerin kendilerine bakıp gülümsemesini, mutlu olmasını beklemekteler. Amaçları ise çok farklı. Gelip geçenlerin yüzlerine sevgi gözüyle görüp, portlerini yapma kararı almışlar. Her çiçek kendi çizdiği portrenin en güzel portre olması için var gücüyle çalışıp durmakta.
()
Sözün Özü :  “Bizim Yunus” olabilmek -  Alptekin Cevherli
Bazen öyle çok hayat gailesinin içinde boğuluyoruz ki, insan olarak yaşadığımızı bile unutuyoruz. Bir telaş, bir umut, bir hırs veya bir kararsızlık içinde koşuşturup duruyoruz. Sanki hiç ölmeyecekmiş gibi dünyaya, yarın ölecek gibi ahirete çalış demişler, demişler ya... Pekiyi ölen kim, Çalışan ne? İnsan nedir? Bize derlerdi ki: Şu nefes alıp veren mi ya da ortada dolaşan et ve kemik yığını mı, yoksa başka bir şey mi?
()
Milli Sıtrateji :  Yazılar sertmiş!.. -  Dr. Alptürk Ünlü
Yazılarımızın sert olduğundan şikayetçi olanlar varmış! Bana göre, böyle bir değerlendirme yapılabilmesi için, haklarında sert yazı yazıldığı iddia edilen kişi, kurum, kuruluş ve de ülkelerin, günümüzdeki hal ve tutumları incelenip değerlendirildikten sonra, bizim yazılarımızın yorumlanması daha objektif olabilir...
()
Ünlem ! :  Bir asırlık proje BOP -  Asuman Özdemir
ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi,” şapkadan tavşan çıkmış” misâli sanki bugünün konusuymuş gibi sunuluyor. Bu proje hayata geçirilmek isteneli 3-5 ay olmuş gibi 70 milyon büyük bir şaşkınlıkla tartışıyor. Bana ise bu tartışmaları şaşkınlıkla izlemek kalıyor. BOP 1921 den beri devrede olan bir plân idi. Aktörleri hep aynı kaldı. Bir tarafta İngiltere ve ABD diğer tarafta ise malûm zevat vardı. Orta da ise top olarak döndürülen su ve petroldü.
()
Göğe Merdiven :  El gider Töre kalır -  Aybars Fırat
Geçtiğimiz günlerde, Meclis Başkanımız Bülent ARINÇ’ın, gazetecilerin sebep olduğu izdiham üzerine, basın mensuplarının çalışması ile ilgili bazı tedbirler aldığını okuduk, sevindik. Türk televizyonlarını ve filmlerini seyredenler, en küçük bir adli vakanın, en adisinden hafif meşrep haber peşindeki basın mensupları; fotoğrafçı, kameraman ve muhabirlerin, utanç verici kargaşasını görmüşlerdir. Koca koca adamların düzenlediği, aylar günler öncesinden bilinen karşılama, uğurlama ve ağırlamalarda, toplantı, dernek ve düğünlerde görülen başıbozukluk, beni çok düşündürmüştür;
()
Bamteli :  Bayraklaşan şair -  Aydil Erol
Lisan, öyle bir vatandır ki, bozulursa artık ne millet kalır, ne devlet!.. Ömer Seyfeddin
()
Net P@no :  Sanatçıların korkulu rüyası: MP3 -  Baki Günay
MPEG Layer 3'ün kısaltmasından oluşan MP3 müzik formatları hayatımızın bir parçası oldu. Bilgisayarımızda bir tıklama ile müzik kasetinin tümünü veya bir görüntüyü ücretsiz olarak dinlemek ve izleyebilmemiz sağlayan bu teknoloji müzik yapımcılarının korkulu rüyası olmaya devam ediyor. İnsanlar her ne kadar yasal olmasa da kendi evlerinde gigabyte'lar boyutlarına ulaşacak miktarlarda mp3 dosyaları bulunduruyorlar. Çoğu internet kullanıcısı saatlerini Internet'ten güncel ve hit parçaların mp3 dosyalarını aramak ve indirmekle geçiriyor.
()
Gezi :  Galata -  Banu Erkmen
Bugün Galata Kulesinin bulunduğu bölge ve etrafının göz alabildiğine bostanlarla, içinde derelerin aktığı, küçük küçük çağlayanların şarıldadığı yemyeşil korularla kaplı, Bizans kilise ve manastır rahiplerinin yetiştirdiği envai çeşit gül bahçeleri ile dolu idi desem hiç inanasınız gelmez. Ama öyleymiş. Bugünse böyle.
()
Pusula :  Misyonerler mi, biz mi suçluyuz? -  Bayram Akcan
Kısa bir zaman önce başta Türkiye olmak üzere, diğer İslam ülkelerindeki misyonerlerin varlığından haberdar olduk. İslam coğrafyasında 100 bin misyonerin olduğu belirtiliyor. Özellikle de ABD’nin Afganistan’ı ve Irak’ı işgalinden sonra 4500 misyoner New York'ta 150 saatlik eğitimden sonra bölgeye yollanmış (New York Times). Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinde de aşırı faaliyetteler. Türkiye, sözde Batılı turist, hakikatte misyonerlerin en fazla bulunduğu ülke. Neden Türkiye? Bunun nedenini Papa 2. John Paul şöyle açıklamıştı : “Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika. Üçüncü bin yılda ise Asya’yı Hıristiyanlaştıralım. Asya’yı Hıristiyanlaştırmanın yolu Türkiye’den geçer. (1999)”
()
İnebolu Haber :  Rekortmen Hekim yılın Doktoru oldu -  Celal Bekiroğlu
İnebolu Merkez Sağlık Ocağı’nda tek başına görev yapan ve günde 150-200 civarında hasta muayene eden Dr. Habibe Doğanç yılın doktoru seçildi. Gösterdiği olağanüstü çaba ve fedakârlıkla hastalarıyla ilgilenerek kendisinden beklenenin çok üzerinde bir performans sergileyen Dr. Habibe Doğanç yılın doktoru olarak belirlendi ve bu karar Vali Mustafa Kara tarafından da onaylandı. Dr. Habibe Doğanç, ödülünü 14 Mart Tıp Bayramında aldı.
()
Ölçü :  Gerçek Türkiye’yi bulmak gerek -  Cem  Sökmen
Yazımızın başlığını teşkil eden cümle Claude Farrere’in “Türklerin Manevi Gücü” adlı eserinden... Türklerin sahip oldukları dünya görüşünün inceliklerini kedilerine ve köpeklerine dahi geçirdiklerini düşünen yazar insanımızda hissettiği, gördüğü kendi kabuğundan çıkma emareleri karşısında hayrete kapılarak bu cümleyi sarfediyor.
()
Evrak-ı Perişandan :  2003 Yılında Türkçeye Giren Yeni Kelimeler -  Doç. Dr. Fethi Gedikli
Bu makalemizde geçen sene dilimize yeni giren kelimelerin tarihsel bir dizelgesini yapmaya çalışacağız. Bu iş, tabii ki meslekten dilci olanların ve dil üzerinde çalışan özel ve resmi kurumların -TDK gibi- işi olmalıdır. Ne yazık ki onlar bu konularda çalışmadıkları için, iş biz heveskarların üzerine kalmaktadır. Bu yazının ilgilileri bu konuda çalışmaya iteceğini ve önümüzde yıllarda bu görevi onların yerine getireceğini umuyor ve bekliyorum.
()
Tutanak :  18 Mart’larda Çanakkalede olmak -  Hüseyin Özbek
Yazılı ve görsel medyadan her 25 Nisan günü Çanakkale’yi ziyaret eden ANZAK’ların yaptıklarını ettiklerini en ince ayrıntılarına kadar öğreniriz. 25 Nisan 1915 tarihinde başlayan ve aylarca süren Çanakkale Kara Muharebelerinde ANZAK Kolordusu’nun çıkartma yaptığı ve bugün artık ANZAK KOYU olarak anılan koyda Avusturalya’dan ve yeni Zelanda’dan gelen Anzak torunları ayin yaparlar,sabahlara kadar içerler, güneşin doğuşunu beklerler. ANZAK sözü bilindiği gibi Avusturalya ve Yeni Zelanda kelimelerinin kısaltılmasından oluşmuştur.
()
- :  Dünya Kadınlar Günü -  Ahmet Özdemir
Kuşkusuz ki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle, her yıl olduğu gibi bu yıl da birçok etkinlikler düzenlenecek. Demeçler verilecek, kimimiz geçmişimizin gurur verici sayfalarından yansımalar yaparken, kimimiz karamsar tablolar çizecek, konferansları, panelleri ağlama duvarına çevirecek. Ben homurdanarak kendi kendime soracağım; “neyin günü” diye. Kadın olmadan erkek olur mu? Öyleyse kime karşı kimin günü?
()
Kuşbakışı :  Ucuzluk ve bedavacılık -  Şahin Zenginal
Türkiye’de son yıllarda inanılmaz olaylar yaşıyoruz. Her şeyi basite indirgedik, iki slogan ve bir çift kuru laf neredeyse ana ilkemiz oldu. Olayların derinine inmek, sebepleri ve sonuçları araştırmak artık hayal oldu, araştırmak isteyenler de neredeyse azılı suçlu gibi içeri tıkılacak. Ucuzluk ve bedavacılık içimize kadar işlemiş. Çalışmayı şiar edinmiş, emeğinin, alın terinin ve hak ettiğinin dışında hiçbir karşılığı kabul etmemiş bir neslin torunları olan bizler, hazırcılığa alıştık ve alıştırıldık. İlim adına, sanat adına, çalışma adına, işgücü adına hiçbir değeri kabul etmez olduk. Ucuzluk ve basitlik adam boyu…
()
- :  Mavi Altın / Dr. Müh. Nazlı Hilal Türkdoğan -  Dr. Müh. Nazlı Hilal Türkdoğan
Uzun süreli açlıktan sonra vücudumuzun ilk isteğidir “su”. .Sadece insanın değil bitkilerin hayvanların kısacası hayatın devamıdır; bizatihi “hayat” tır su... Suyun insan (canlı) hayatı üzerindeki önemi bilindikten sonra bilinmesi gereken bir diğer husus da bu “mavi altın”ın korunması, israf edilmeden tüketilmesi. Dünyanın dörtte üçünün sularla kaplı olması sanki bizlere “suyumuzu bol bol harcayabiliriz” intibaını bırakmaktadır. Oysa yanılmaktayız...
()
- :  İtiraftan da Öte... -  Elif Keskin
“Acının da tıpkı mutluluk gibi bir lezzeti var...” Canlarım benim... Aşığım size aşık... Aşık... Biliyor musunuz?.. Daha bitli ve sümüğü hiç kurumayan bir kız çocuğuyken büyüyünce ne olmak istediğim sorulduğunda “yazar olmak” derdim hemen. Kimse aldırmazdı verdiğim cevaba. Doktor, avukat, mühendis olacağım, demiyordum ki.... Sermayesi sözcükler olan ve yoktan var eden kıytırıktan bir meslek işte!
()
Zekice :  Türkiye’nin Meselelerine Milli Bakış -  Zeki Hacı ibrahimoğlu
Bugün çevremize, ülkemize ve dünyaya baktığımızda devamlı ve süratli değişmeler görmekte ve birbirini takip eden meselelerle karşı karşıya kalmaktayız. Bu durum yaşayan, hareket eden, gelişen gelen veya gerileyen insan topluluklarının ortaya koyduğu tabii bir durumdur. İnsanlar var oldukça ve topluluk halinde yaşadıkça çok çeşitli alanlarda meseleler belirecek, bunlar ekseri hallerde iç içe girerek karmaşık bir mahiyet arzedecektir. Bu ise hayatın dinamik akışının tabii neticesidir.
()
Aykırı Bakış :  Komplo Teorileri, Pasifizm ve Tembellik -  Dr. Yusuf Gedikli
Ne kadar batılılaşmaya çalışsak da, bunda şeklen büyük ölçüde başarı sağlasak da, yine şarklıyızdır. Çünkü esas değişim insanların zihinlerinde, zihniyetlerinde ve beyinlerinde olmalıdır, şekillerinde değil. Aksi halde Latin Amerika batılılığı denilebilecek türden bir batılılıkla karşı karşıya kalırız ki, hiç bir şey üretmez, sürekli tüketir, sadece görünüş itibariyle batılı oluruz. Ülkemizde bunun en tipik göstergesi çağdaşlığın kadın kıyafetine indirgenmesidir. Oysa zihniyet bakımından pek bir şey değişmemektedir. Bilimde, teknolojide henüz hiç bir yeni buluşa, icada imza atamadık. Bu gidişle atacağımız da şüphelidir.
()
Yakın Takip :  Büyük Ortadoğu Projesi -  Dr. Ünal Metin
ABD Afrasya'da yeni bir planı devreye soktu. Adı bir hayli heybetli "Büyük Ortadoğu Projesi". Projenin hedefi ABD'ne yakın çevreler tarafından şu şekilde açıklanıyor. Demokratik olmayan sistemlerle yönetilen Ortadoğu ülkelerinde demokratik reformların desteklenmesi. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc Grossman bu proje kapsamında mart ayında ülkemize gelecek. Türkiye uzun yıllardır demokrasi ile yönetilmesine rağmen ABD'nin demokratik reformları desteklemek amacıyla başlattığı projeye dahil edildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'da 16 Şubat'ta katıldığı bir televizyon programında Türkiye'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne katıldığını adeta büyük bir başarıymış gibi ballandıra ballandıra anlattı.
()
Sağlık Meridyeni :  Akupunktur gerçeği ve kabullenmek istemeyenler -  Dr. İsmail  Maraş
Dünya Sağlık teşkilatı WHO, akupunkturun bilimsel bir tedavi yöntemi olduğunu kabul etmiştir. Akupunkturun etki mekanizmasını gösteren yüzlerce bilimsel açıklama vardır. Buna rağmen Batı tıbbına mensup bir kısım doktor arkadaş, bu tedavi metodunu açıkça reddedemese de, ondan hiç söz etmek istememektedir.
()
Serbest Atış :  Konsantre şehir ZONGULDAK -  Tuncay Yıldız
Zonguldak tepeler arasına kurulmuş bir şehir. Maden ocaklarının çevresi veya üstü insanların yerleşim alanları olmuş. Emekçi ekmek parası için kazmayı yerin yüzlerce metre derininde kömüre indirir, indirir ama kim bilir kazdığı yerin üstünde belki kendi evi veya bir akrabasının evi bulunur. İhtimal yuvasının geçimi için yuvasının altını oyar kömür emekçisi. Köstebek yuvası gibidir yerin altı. Düşünün kendi evinizin kömürlüğünde kömür doldurup boşaltarak kaç dakika durabilirsiniz.
()
Çapraz Ateş :  ABD oyununa taşeronluk -  Kemal Çapraz
Türkiye’deki yerel seçimler ilk defa farklı bir atmosferde yapılıyor. AB, Kıbrıs, Irak da Türkmenlerin hakları gündemde iken birden bire birde, ABD’nin Büyük Ortadoğu projesini sayın başbakan gündeme getirdi. Bir televizyon programında sayın başbakan, “Diyarbakır... İstiyorum ki şu anda Amerika’nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya Genişletilmiş Ortadoğu yani bu proje içersinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir. Bunu başarmamız lazım” dedi. Başbakan bu programda güneydoğu bölgemizin adaylarını belirlerken çok dikkatli davrandıklarını da ifade etti. Yani, Büyük Ortadoğu Projesini uygulayabilecek adayların bu bölgede belediye başkanlıklarına gelmesini istediğini belirtti.
()
Reymanca :  Hint boyasıyla damgalanmak -  Reyman Eray
Hiçbir uygar ülkede, yurttaşa “alternatif suçlu” gözüyle bakılmaz ! Belki de bu nedenle, kimi “uygulama”lar zaman zaman kırıyor, üzüyor, incitiyor bizi. Batılı olduğumuzu düşünüp kıvanırken, hâlâ su katılmadık birer doğulu olduğumuzun yüzümüze vurulması gibi; “kıvanç payı”mızın elimizden alınması gibi bir şey bu ! Seçimlerde “mükerrer(yinelemeli) oy” kullanılmasını önlemek için Hindistan'dan milyarlarca lira karşılığında “özel boya” getirten yetkililer; bir kez daha Türk insanına “Sen üçkâğıtçısın ! Seni damgalamazsam, gider başka sandıklarda ikinci-üçüncü kez oy kullanırsın” demeye hazırlanıyor... Çok ayıp ! Kendi insanımızdan utanmıyorsak, yabancılardan utanalım.
()
Tarih Bilinci :  "Başarılıysan TÜRK Değilsin!.." -  Rasim Giresunlu
Balık suda yaşarken, suyu idrak edemezmiş...Günümüzde, Türk insanı, Türklüğünü kolayca idrak edebiliyor mu? Ya da içimizdeki başka başka birileri, kendi kimliklerini bizden çok iyi bir şekilde mi idrak ediyorlar ya da ettiriliyorlar? Ülkemizde birbirleriyle yeni tanışan insanlar arasındaki sohbetler sırasında, ne iş yaptıkları, nereli oldukları sorularından sonra, söz genellikle döner dolaşır, soy-sop durumuna gelir: ‘Efendim benim ana tarafım, Kafkasya’dan gelmiş, onlar da Çerkezmiş?!.’; başka biri de: ‘benim, ninemde Suriye’den gelmiş, her halde Arapmış!’; daha daha başka biri de, ‘biz de Rumeli’den göç etmişiz, acaba dedelerimiz Arnavut mu, Boşnak mı bilmiyoruz? Tek bildiğimiz, büyüklerimizin o bölgeden buraya geldikleridir’...
()
Gerçek :  İçgüdü nedir? -  Özdemir Özsoy
İçgüdünün esrarlı yönlerini gösteren öyle örnekler vardır ki, bunun bir Allah vergisi değil de kalıtımla kuşaktan kuşağa geçen alışkanlıklar olduğunu ileri sürmek çok defa dayanaksız bir tez olarak ortada kalır. Özellikle, hayvanların davranış biçimlerini değil de onların biyolojik yapılarını inceleyerek bir yere varma tutkusu yanıltıcı olmuştur. Evreni yaratan yüce varlığın, yaratıklardaki bazı vasıfları geliştirip kökleştirerek daha sonraki kuşaklara geçmesini sağlayacak bir düzen kurmayı dilemesi halinde, bu mutlak iradenin gerçekleşmesinde şaşacak bir şey yoktur. O halde neyi, niçin tartışıyoruz?
()
Şiir :  Gülümser Çocukluğum... -  Orhan Seyfi Şirin
Orhan Seyfi ŞİRİN
()
Düşün/ce :  Küreselleşmenin neresindeyiz? -  Olcay Yazıcı
Küreselleşme, ya da öteki adıyla globalleşme dünyayı kuşatan yeni bir kavram. Kimilerine göre kaçınılmaz bir gereklilik, kimilerine göre ise çağdaş sömürü düzeninin maskeli yüzü. Egemen gücün, kendi menfaatlerini, sanki bütün dünyanın menfaati imiş gibi takdim etmesi. Bu yönüyle, “küreselleşme, köleselleşmedir!” diyenler, onu “vahşi kapitalizmin yırtıcı yüzü” diye tanımlayanlar ve ülkelerin bağımsızlık ilkesiyle uyuşmadığını söyleyenler var. En endişelendirici boyutu ise, ulusal kimliğe ve özgün kültüre karşı çıkışı; kendi hükümranlığı için yerelliği yok etmeye çalışması.
()
- :  ‘Su götürür’ bir anlaşma -  Mithat Abakan
BM'nin su raporuna göre, Türkiye 2025 yılında su sıkıntısı çekecek. 2040 yılında ise elindeki su rezervleri yüzünden Türkiye'ye savaş açılacak. BM tarafından yapılan bu açık uyarıya rağmen AKP hükümeti Türkiye’nin sularını İsrail’e satmakta beis görmedi.
()
Hedef :  Siyaset kimin işi, Seçimi kim kazanır? -  Ünal  Bolat
Size bir şey diyeyim mi? Bu ülkede siyaset yapmak için bilgi birikim fazla önemli değildir. Şehrini, kasabasını, beldesini tanımak, halkını sevmek falan da pek gerekmez. Sorunları tek tek sıralamışsın hiç fark etmez. Türkiye’de siyasetin verileri birazcık farklıdır. Önce bol para gerekir. Nerden bulduğun, nasıl biriktirdiğin hiç önemli değil, sadece bol paran olmalı. Yetmez.
()

*

Haberler


Tiyatro Fora -  Ufuk Ötesi
“Günlük Müstehcen Sırlar” adlı güldürüyle Kadıköy Yakası tiyatroseverini kahkahaya boğan Tiyatro Fora, şimdi de “Sorgu” adlı yeni oyunuyla ses getiriyor.
()
Son Tanıklar Belgeseline iki ödül -  Ufuk Ötesi
TRT İstanbul Televizyonu tarafından gerçekleştirilen ve Milli Mücadele’nin sözlü ve beşeri tarihini konu alan “Son Tanıklar” belgeseli iki ödül birden aldı.
()
Kral Lear -  Ufuk Ötesi
Gerçekte yaşamış olup-olmadığı bile yıllar yılı tartışılan; yapıtları Christopher Marlowe ve başkalarına yakıştırılan Shakespeare’in tragedyaları arasında ayrı bir yeri vardır “Kral Lear”in. Sevgiyi-sevgisizliği, sadakati-ihaneti, açgözlülüğü ve “yetinme” erdemini böylesine çarpıcı biçimde işlemesi, oyuna yüzyıllardır “kalıcılık” sağlamış...
()
Irak Türkleri -  Ufuk Ötesi
Irak’ta ABD’lilerin desteğini alarak her türlü şımarıklığını yapmaları ve yeni Irak Anayasası’da kendi haklarının yok sayılmasına Türkmenler sert tepki gösterdi: “HAKLARIMIZI ALANA KADAR DİRENECEĞİZ!” Irak Türkleri, Abdullah Gül’ün yapmış olduğu “Irak’ta yaşayan Türkmenler, Türkiye’den destek beklemek yerine kendileri birleşsin” açıklamasına sert tepki gösterdi.
()
Ben Anadolu -  Ufuk Ötesi
Engin Alkan, sahne aldığı her oyunda ses getiren bir oyuncu olmanın çok ötesine geçti ve sahneye koyduğu oyunlarla, usta bir yönetmen olduğunu da kanıtladı. Bunun son örneği, Şehir Tiyatrosu’nca sergilenen “Ben Anadolu”.
()
Cidespor’dan şampiyonluk gecesi -  Ufuk Ötesi
Yenikapı sahilleri gecenin geç saatlerine kadar, şampiyon Cidespor sesleriyle inledi.
()
T.C Yeditepe Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bedrettin Dalan: -  Ufuk Ötesi
“Ayın konuğu; “AB için, Kıbrıs’ta aldanan olmayalım” “Ayın röportajında Bedrettin Dalan ile birlikteydik. Şunun şurasında mahalli seçimler kapıdaydı. Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak, İstanbul’un çözüm bekleyen sorunları hakkında ne söyleyecekti?
()

2008


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2007


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2006


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2005


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2004


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2003


OCAK

ŞUBAT

MART

NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

2002


NİSAN

MAYIS

HAZİRAN

TEMMUZ

AĞUSTOS

EYLÜL

EKİM

KASIM

ARALIK

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002