Zonguldak tepeler arasına kurulmuş bir şehir. Maden ocaklarının çevresi veya üstü insanların yerleşim alanları olmuş. Emekçi ekmek parası için kazmayı yerin yüzlerce metre derininde kömüre indirir, indirir ama kim bilir kazdığı yerin üstünde belki kendi evi veya bir akrabasının evi bulunur. İhtimal yuvasının geçimi için yuvasının altını oyar kömür emekçisi. Köstebek yuvası gibidir yerin altı. Düşünün kendi evinizin kömürlüğünde kömür doldurup boşaltarak kaç dakika durabilirsiniz.
Maden işçisi o tozun toprağın altındaki zifiri karanlıkta 8 saat çalışarak yevmiyesini hak etmeye çalışmaktadır. Varın siz düşünün maden emekçisinin fizyolojik ve psikolojik durumunu.
Evet yerin altı köstebek yuvası gibidir. Yerin üstü ise tam bir konsantre meyve suyu gibi yoğundur. Yaşam dağlar arasına sıkışmış genişlemeye müsait olmayan bir alanda geçmektedir burada.
Ulaşım genellikle merdivenlerle sağlanır. Uzun basamaklar zorunlu spor yaptırır Zonguldak halkına. Atletiktir buranın insanı, yaş geçer ama merdivenlerle müsabakaya devam edilir. Yol yoktur sanmayın. Vardır elbet ama yollar yer darlığından tahmin ettiğiniz gibi dardır ve azdır.
Yerleşim yerinin genişlemeye müsait olmaması şehir içinde yoğunluğu artırmaktadır. Ana cadde Ankara Kızılay meydanını, trafik İstanbul’un kronik trafiğini andırır.
Deniz komşusudur ama deniz ulaşımı kullanılmaz bu ilde. Gariptir işte. İstanbul’a, diğer Karadeniz illerine hatta ve hatta yazın turistik şehirlere niye gemi seferleri düzenlenmez anlamıyorum. Eskiden azda olsa (Haftada bir) Karadeniz illerine seferler düzenlenirmiş. Şimdi oda yok.
Şehir küçük ama konut sayısının azlığı ve yapılmasının kısıtlı olması, emlak ve kira fiyatlarını fırlatıyor şirin ilimizde. Hükümetin toplu konut projesi burada da uygulanacak deniliyor. Bu proje kesinlikle gerçekleştirilmeli. Tabana vuran fiyatlar düşürülmeli. Fiyatlar normale çekilmelidir. Fiyatlar inanın çok anormal. İstanbul gibi bir ilin kenar semtinde bulunan bir eve eşdeğer evler 100 milyar gibi fiyatlarla satılır Zonguldak’ta. Anlam verilemez bu duruma ama böyledir. Kalorifer büyük bir lüks olarak görüldüğünden kaloriferli ev fiyatları ve kiraları almış başını gitmiştir ilimizde.
Emlak fiyatlarının bu denli yükselmesi aslında 19 Ağustos depreminden sonra oldu. Hani ekonomi materyalleri bir birlerini bir şekilde dengelerler ya buda öyle bir şey. İstanbul’da düşen emlak fiyatları Zonguldak’ta fiyatları artırarak dengeyi korumuş oldu. Olan tabii biz Zonguldak ahalisine oldu. Bu kötü gidişe dur diyecek başkan adayını önümüzdeki yerel seçimlerde Zonguldak halkı seçecektir elbet.
Zonguldak eski İstanbul’un küçülmüş hali gibidir dense yanlış olmaz. Burada son bir yıldır su sıkıntısı yaşanıyor. İnanın Zonguldak gibi bir Karadeniz ilinde su sıkıntısı yaşanacağını rüyamda görsem bağıra bağıra uyanırdım. Şehrin su ihtiyacını gideren Ulutan barajının gerekli bakımı yapılmaması ve bu baraja alternatif su kaynaklarının bulunmaması şehri bir senedir su sorunu ile karşıya bırakmıştır. Bu kış aylarında bile bir, iki gün su kesintisi yapılmaktadır. Varın siz yazın yapılan su kesintilerini düşünün. Toprağı sıksan su çıkacak olan bu şehirde halka bu eziyeti çektiren mevcut yönetimde en yakın zamanda (yerel seçimlerde) gerekli cevabı alacaktır diye düşünüyorum.
Haziran aylarında Zonguldak merkezde yapılan Karaelmas Kömür Festivali ve Ereğli’de yapılan Çilek Festivali meşhurdur. Gündemdeki en ünlü sanatçılar katılır bu festivallere. Zonguldak neşelenir bu festivallerde. Emekçinin kömür siyahı yüzünün arasında beyaz dişleri belirir, sevinir bu şehrin insanları bu organizasyonlarda.
Zonguldak bu ülkenin milli servetidir. Bu milli servete gereken ilgi gösterilmelidir. Bu Türkiye için en doğru olanıdır.