Türkiye’deki yerel seçimler ilk defa farklı bir atmosferde yapılıyor. AB, Kıbrıs, Irak da Türkmenlerin hakları gündemde iken birden bire birde, ABD’nin Büyük Ortadoğu projesini sayın başbakan gündeme getirdi.
Bir televizyon programında sayın başbakan, “Diyarbakır... İstiyorum ki şu anda Amerika’nın da Büyük Ortadoğu Projesi var ya Genişletilmiş Ortadoğu yani bu proje içersinde Diyarbakır bir yıldız olabilir, bir merkez olabilir. Bunu başarmamız lazım” dedi. Başbakan bu programda güneydoğu bölgemizin adaylarını belirlerken çok dikkatli davrandıklarını da ifade etti. Yani, Büyük Ortadoğu Projesini uygulayabilecek adayların bu bölgede belediye başkanlıklarına gelmesini istediğini belirtti.
Türk tarihinde herhalde bir ilkede imza attı ve bir başka ülkenin projesinin payandası olacağımızı açık ve net bir şekilde vurguladı. Yani, Amerika’nın dünyayı esaret altına almak için hazırladığı Küresel projenin Ortadoğu ayağında Türkiye, Amerika’nın payandası konumuna getirildi. Nükleer silahlar bahane edilerek Irak’ı işgal eden Amerika’nın burayla sınırlı kalmayacağını defalarca yazdık, çizdik ve komplo teorileri üretmekle suçlandık. Ama gerçek bir kez daha ortaya çıkmıştır ki, Amerika dünyayı sömürecek ve esareti altına alacak planı adım adım uygulamaktadır. Asya’da Afganistan’a yerleşmiş, Ortadoğu’yu esareti altına almak için planlarını hazırlamış. Bu planlarda da Türkiye maşa olarak kullanılmak istenmektedir. Proje süslü ve insanlara cazip gelebilecek sözlerle ifade edilmektedir.
Projede, Ortadoğu’da barışın, istikrarın, ülkeler arası ticari hareketlerin gelişmesini, rejimlerin değişmesini öngörüyor. Medyanın bağımsızlaştırılacağını, demokrasi ve insan hakları kuruluşlarının ve sivil toplum örgütlerinin mali bakımdan destekleneceğini ifade ediliyor. Irak’ta insanları öldürerek özgürleştiren Amerika anlaşılan, bütün bölgede sömürebileceği uydu devletler kurma peşinde. Sivil toplum kuruluşlarının desteklenmesi ve basının özgürleştirilmesi deyimlerine çok dikkat etmek lazım. Aynı Kıbrıs’ta oynanan oyun, Türkiye’de oynanan oyun bu bölgelerde de açık bir şekilde oynanacaktır. Yani sivil toplum örgütleri satın alınacak, bazı basın kuruluşları satın alınacak ve bu bölgelerde Amerika’nın uydusu demokratik devletçikler oluşturulacak Bu kuruluşlar yoluyla Amerika’nın stratejik çıkarlarına hizmet eden bir çok yapı oluşturulacak. Bu projeye taşaronluk yaptırılmak istenen Türkiye’nin ise İslam alemiyle zaten iyi olmayan ilişkilerinin çok daha kötüleşecek. .
SANAL MUTLULUK
Türkiye’nin etrafında yoğunlaşan baskılara rağmen basınımızda sanal bir mutluluk havası estirilmektedir. Büyük Ortadoğu projesini öven yazılar hemen yayınlanmaya başlamıştır. Kıbrıs dayatmasının ardından Ege meselesinin geleceğini aklı başında herkes tahmin ediyordu. PASOK lideri Yorgo Papandreu bunu açıkca artık teleffuz etmeye başladı. Papandreu; “Kıbrıs sorunun çözümü, Türkiye’nin AB yolunda ilerlemesine katkı sağlar. Kıta sahanlığı içinde aynı şeyleri söyleyebilirim” dedi.
Yani tavizler Kıbrıs’la, Ege’yle ve Parikhaneyle asla bitmeyecek. Bunu artık herkes kafasına soksun. Bütün bu gelişmeler olurken, başbakanın Denktaş’ı susturmaya çalışması ve basına biz Denktaş’ı susturamıyoruz. Siz, sansür uygulayın manasında sözler sarf etmesini de anlayabilmiş değiliz. Ne zamandan beri başbakan basına akıl öğretiyor. Neyi yazıp neyi yazmayacağına karışıyor. Yoksa sayın Denktaş’ın kahramanca mücadelesinin halktan gizlenmesinin sebebi ne olabilir.
Evet yeniden açıkca söylüyorum. Bu millet, her şeyi affeder, ama milli davalardan taviz verenleri asla . Türkiye’nin AB yolu, Diyabakır’dan geçer diyenleri affetmediği gibi.
Yerel seçimler arifesinde milletimiz oylarının değerini çok iyi bilecek ve Türkiye üzerinde oynanan oyunları bozacak şekilde oylarını kullanacaktır. Türk milleti sağ duyuludur. Yüce milletimize güveniyor ve inanıyoruz. Teslimiyetçilere dur deme zamanı gelmiştir.