2008 | 2007 | 2006 | 2005 | 2004 | 2003 | 2002
|
ARŞİV : Mayıs - 2006
|
|
Köşe Yazıları
|
Kuşbakışı : Bu kafayla nereye kadar!
- Şahin Zenginal |
Bir film yönetmeni düşünün. Senaryoyu hazırlayan ekibin de başında bulunuyor. Bu yönetmen “en iyi filmi ben çekerim” diye kollarını sıvıyor, yapımcıdan paraları alıyor. Gel gör ki, yapımcıya söz verdiği hiçbir sahneyi çekemiyor. Bunun üzerine settekilerle kavgaya başlıyor, senaryoyu beğenmiyor. Sette çay taşıyan çocukları bile azarlıyor. Senaryoyu hazırlayan ekibin başında kendisinin bulunduğunu ve settekilerden de kendisinin sorumlu olduğunu unutuyor! ()
|
Bamteli : Kırım kırım kırılan Kırım…
- Aydil Erol |
Bir gece yarısı hazırlanmaları için 15 dakikalık bir süre (!) tanınanların, yerlerinden, yurtlarından edilenlerin; eşya gibi, mal gibi vagonlara doldurulup bilinmez yerlere, sürgüne yollananların, akıl almaz işkencelere, zulümlere lâyık görülenlerin vatanı Kırım…
Bir garip tesadüf müdür, yoksa tarihin ve talihin tuhaf bir cilvesi midir, bilinemez: Kırım Türklerinin inim inim inletildiği günlerde Türkiye’de despot bir yönetime karşı soylu bir başkaldırının unutulmaz örneklerini veren Türk milliyetçileri de “ihanetle” suçlanıp “mutena hücre” denilen “tabutluklar”a tıkılır… ()
|
Tutanak : Konsolosluk mahkemelerinden sömürge yargısına
- Hüseyin Özbek |
“Mütareke döneminde, ceza ve infaz sistemine yapılan müdahaleler de, devletin meşruiyetini ciddi bir şekilde yaralamıştı. Adliye Nezaretinin, cinayetten tutuklu bulunanlardan “sadece Ermeni ve Rum’ların” serbest bırakılmasına ilişkin, cezada eşitlik ilkesine aykırı kararını,1.Dünya Savaşından önce İngiltere’nin İzmir konsolosu olup, mütarekeden sonra albay rütbesiyle vilayete gelen Smith’in işleme koymasına razı olmak büyük bir hataydı. 20 Martta yanında Rum avukat Athinogenini olduğu halde, İzmir Merkez hapishanesine gelen Smith 1250 Hıristiyan’ı serbest bıraktırmıştı”. ()
|
TeknoVizyon : Bilgi Politikası ve Bilim-Teknoloji-Üretim Döngüsü…
- Nilüfer Yalçın |
Ulusal politika olarak bilimin ve teknolojinin sınırlarını genişletmeye yönelik temel araştırmalara öncelik ortaya çıkan bulguların ekonomik ve/veya toplumsal faydaya dönüşmesi sağlanmalıdır. Araştırma-geliştirme faaliyetleri belirgin bir amaca ulaşıyorsa, kullanılabilir bir ürüne dönüşüyorsa ekonomik ve/veya toplumsal anlamda fayda sağlayabilir. Günü yaşamak yeterli değildir, yarınları yaratmanın ve yarınlarda güçlü olmanın tek yolu bilim ve teknoloji politikalarının oluşturulması ve uygulanmasıdır. ()
|
Gerçek : Yalnızlık
- Özdemir Özsoy |
Demek ki asıl önemli olan halkı, gözü korkutulmuş yığınlar hâline getirmekten sakınmaktır. Onu okumayan ve düşünmeyen bir kitle olmaktan kurtarmaktır. Bunun için yılmadan, hiçbir şeyden çekinmeden doğruları gösterecek önderlere, doğruları öğretecek mekteplere ihtiyaç vardır.
Çıkış yolunu, bizlere doktrinlerini dayatan emperyalistlerde değil, fikir kutuplarında, ilim merkezlerinde aramalıyız. ()
|
Aykırı Bakış : Cumhuriyet döneminde Türk-Amerikan ilişkileri
- Dr. Yusuf Gedikli |
Başbakan Tayyip Erdoğan, 8-11 haziran 2005 tarihleri arasında yaptığı Amerika gezisinde Ortadoğu purojesi için ABD’ye destek verdi. Başbakanın gazete başlıklarına yansıyan sözleri bir çok arkadaşı çok kızdırdı. Durumdan biz de hoşlanmadık. Ama arkadaşlar kadar da kızmadık. Çünkü buna ve benzerlerine alışkındık.
Bugünkü ittifak manasında Türk-ABD ilişkilerinin tarihini 1945’te başlatmak mümkündür (Yazıyı geçen sene buraya kadar yazmıştık ve böyle kalmıştı. Şimdi devam ediyoruz). ()
|
Milli Sıtrateji : Denize düşen Amerika’ya sarılır...
- Dr. Alptürk Ünlü |
Sovyet Rusya’ya karşı, Avrupa’daki en önemli kültürel yapı üssü ve saldırı merkezi olarak, Almanya ve onun en muhafazakar bölgesi olan Bavyera ve o bölgenin de en büyük şehri olan Münih merkez olarak seçilmişti. Münih şehri, İkinci Dünya Savaşı sonrasında, özellikle 1950 ve 1960’lı yıllarda, Orta Asya ve Kafkasya kökenli, bir çok Türk’ün de içinde bulunduğu ve de çalıştığı ya da çalıştırıldığı yer olarak da belirmiştir. ()
|
Pusula : Utanmak gerekir!
- Bayram Akcan |
Kendi fikrinin gazetesini alıp okumayan yurdum insanı, kitap alıp okuyor mu? Bu soruya evet dememiz maalesef mümkün değil. Yahya Kemal’e “Üstad, bu millet nasıl Viyana’ya kadar gitti?” diye sorulunca: “Pilâv yiyerek ve Mesnevî okuyarak” cevabını vermişti. Yahya Kemal, bu sözle şunu kastetmektedir: “Bu millet İslam dinine sımsıkı sarılarak, Türk kültürünü yaşayarak Viyana’ya kadar gitti.”
Kitap bizim kültürümüzde çok önemli bir yere sahipti. Önceleri her evde küçük de olsa kütüphane bulunurdu. ()
|
Sözün Özü : Şimdi okullu olduk, hastaneleri doldurduk…
- Alptekin Cevherli |
Türkiye Cumhuriyeti’ni ve asil Türk Milleti’ni, 21. yüzyılda çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkaracak nesil buysa; kusura bakmayın ve treni durdurun ben iniyorum!... Aslında, bir süredir psikologların dile getirdiği ‘ergen devrimi yaşanıyor’ uyarılarını dikkate almayan ve sadece seçim dönemlerinde kendilerine muhalefet yapmasın diye televizyonların yayınladıkları rezillikleri görmezden gelen “etkili ve yetkililer” bunun en önemli müsebbibidirler… ()
|
Tarih Bilinci : Kim namussuz?
- Rasim Giresunlu |
Acaba; “vatan borcu namus borcudur” diyenlerin, borç hanesindeki yüklendikleri bedel, her hangi bir kadın erkek ilişkisine yönelik midir? Buradaki ifadede, vatan ne kadındır, ne de erkek... Öyleyse nedir? Yoksa oradaki vatan kavramı, tarihsel derinliğimizden sırtımıza yüklenen, bazı birikim veya süreçlerin sonucu mudur? Acaba vatan borcunu, böyle niteleyenlerin yanında, bu borçtan kaçmaya ya da bu kaçışa “dünya insanı”, gibi -belki de ileride uzay insanı diyecekler- kılıflar uydurmaya çalışanlar, namustan, ardan, edepten uzak mıdırlar? ()
|
Ünlem ! : Arkanızda duracak bir hükümet yok…
- Asuman Özdemir |
İkinci Dünya Savaşı sırasında Dış İşleri Bakanlığı Konutu o günlerin deyimi ile Hariciye Köşkü davetlerin merkezi hâline gelmiş, dünya politikası ve savaşın gidişatı hakkında en sağlıklı haberlerin alındığı kaynak olmuştu. Her akşam verilen resepsiyonlarda çok ince bir politika izleniyor, bir akşam müttefik ülkelere, diğer gün ise mihver ülkelere veriliyordu. Müttefik ülkelerin yanındaymış gibi görünen Türkiye bu sırada Almanya ile de arayı açmak istemiyor, diğer ülkelere gösterdiği ilgiyi Almanya’ya da gösteriyordu. ()
|
Çapraz Ateş : Bayrak önderlerin asrı
- Kemal Çapraz |
Türk milleti için 20. asır büyük sıkıntıların, çilelerin, katliamların, soykırımların, sürgünlerin yaşandığı bir asır olarak tarihe geçti. Bu asırda Türk milletinin tek bağımsız Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti idi. Üç kıtada hüküm süren Türk milleti Anadolu coğrafyasına sıkışıp kaldı. Türk illeri tek tek esaret altına düştü. İşte bu asırda, Türk milletinin sıkıntılı anları yaşaması büyük önderlerin de yetişmesine sebep oldu. Türk milleti tarih boyunca olduğu gibi bu asırda da, milletini esaretten kurtaracak önderlerinin peşine düşerek istiklal yolunu açtılar. ()
|
Reymanca : Analarını Alıp gittiklerinde...
- Reyman Eray |
Polis, hükümetle ters düşmemek, meslekten atılmamak ya da sürgüne gönderilmemek-soruşturmaya uğramamak adına “yumuşak” davranmakta; bu nedenle de, son günlerdeki gösterilerde, yaralanan-ölen güvenlik güçlerimizin sayısı, yaralanan-ölen militan sayısını geçmekte... Demokles’in kılıcı teröristin-anarşistin üzerinde sallanacağına, güvenlik güçlerimizin üzerinde sallanmakta... Giderek küçülen dünyada bunları herkes izliyor... Batının “Bravo! Türkler uygarlaşıyor” diye düşüneceğini sananları “acı gerçek”lere davet ediyoruz. ()
|
Köşe Taşı : Toplumsal Niyetler Nereye Doğru?
- Prof Dr. Ali Osman Özcan |
Toplumsal ihtiyaçların gürültü ve patırtısından niyetlerin çığlığı duyulmuyor. İhtiyaçlar ön planda. Niyetler ve istekler kapı dışarı edilmiş. Niyetleri ve istekleri olmayan hayalî bir insan belki düşünebilir. Fakat bilinci varsa, niyet ve istekleri de olacaktır. Bir şeyin yapılmasına veya yapılmamasına göre, bilincin yönelmesi değişir. Bu değişime niyetlilik durumundaki değişme yol açar.
Eylem ve etkinlikler, ahlâkî sorumlulukların yerine getirilişindeki niyete göre değişir. ()
|
Yakın Takip : Başa gelen çekilir
- Dr. Ünal Metin |
Marmara Bölgesinin tamamını etkileyen 17 Ağustos depremi olduğunda bütün Türkiye kenetlenmişti. İnsanlar birbirlerinin acılarına ortak olmuş, herkes bir başka kimsenin yardımına koşmuştu. O günlerde bazı kimseler ise bu acı olayı siyasî malzeme yapmışlardı utanmadan ve Allah’tan korkmadan. Bu zavallılara göre deprem 28 Şubat MGK toplantısında alınan kararlar yüzünden olmuştu (!) Bu yüzden dolayı Gölcük’te askerlerimiz şehit olmuşlardı (!) ()
|
Ölçü : Yabancılaştıran damatlar ve kırılan kanatlar
- Cem Sökmen |
Türkiye’de son aylarda, dizilerin ve filmlerin, toplumu ve özellikle gençleri nasıl etkilediğine dair yoğun tartışmaların yaşandığına şahit olduk. Genel olarak “aynı mahallenin çocukları” tarafından yönlendirilen bu tartışmalar her zamanki gibi saptırılarak rant ve nüfuz kavgasının sahnesi haline getirildi. İzlediğimiz tartışmalar “Türkiye’ye komünizm gelecekse onu da biz getiririz” zihniyetinin kültür sanat dünyası ve kitle iletişim araçlarındaki gücünü ve tavrını bir kez daha bizlere yansıtmış oldu. ()
|
Göğe Merdiven : Bir millî bayram konuşması
- Aybars Fırat |
Tarih sahnesindeki en eski milletlerden biri olan Türk Milleti, aynı zamanda en uygar milletlerden biridir. Çünkü Türk Milleti, tarihte kurduğu hiçbir ulu devlet (imparatorluk değil, çünkü biz sömürgeci bir devlet kurmadık) veya devlette, başka milletleri köle olarak kullanmayı düşünmedi. Bugün bize insanlıktan, barıştan, uygarlıktan söz eden düşmanlarımız ise, hep sömürmeyi, çalışmadan başka milletleri köle olarak kullanmayı düşündüler. Dünyanın zenginliklerini sadece kendileri için kullanmak istediler. Bunun için insanlığa Türkler kadar hizmet eden bir başka millet daha gösterilemez. ()
|
Sağlık Meridyeni : Akupunktur dünyası ilâca karşı mı?
- Dr. İsmail Maraş |
Akupunktur belki insanlık tarihinden beri öneminden hiç kaybetmeden günümüze dek kullanılagelmiş klâsik bir tedavi metodudur. Genellikle hiçbir yan etkisi de yoktur. Üstelik akupunktur tedavisi vücudun denge sistemini düzenleme noktasında mutlaka ama mutlaka hastaya yardımcı olur. Dengesi yerine gelen vücut kendine lâzım olan ilacını zaten kendisi üretir. Tıp dünyasının içinde bulunan herkes bilir ki, doktor reçetesi ile kullandığımız ilaçların çoğunu aslında vücudumuz kendisi üretmektedir. ()
|
Serbest Atış : Zonguldak’ın dershaneleri
- Tuncay Yıldız |
Zonguldak’ta yakın zamana kadar sadece yerel dershaneler hizmet vermekte idi. Yerel dershanelerden biri ismini değiştirip ulusal dershane şubesi olma kararı verdi. Standartlarını yükselten dershane Zonguldak’ta mevcut primini artırdı.
İşte bu fakir o zamanlarda kaleme aldığı yazısında Zonguldak’taki diğer yerel dershanelerin de rekabet edebilmeleri için ulusal dershane ismi alacaklarını yazmıştı. ()
|
- : “Güneş ufuktan şimdi doğar”
- Ahmet Özdemir |
Ölümle ilgili şiirlerde gidip de gelmemek, gelip de görmemek düşüncesi işlenmiştir. Bazen gelmemek üzere gitmeğe boynunuzu büküp razı olmuşken, Tanrı bir şans daha veriyor ve geri döndürüyor. Geri döndürdüğü için önce Tanrı’ya şükrediyorum. Böylesi günlerde insanlar gönül ufkunun içini ve ufkunun ötesini daha iyi anlıyor. Ufkunun sınırlarını kavrıyor, onun sıcaklığına sığınıyor, moral buluyor. Gönül ufkumuzda kalıp dualarından, sıcaklıklarından ve moral kaynaklarından beni mahrum etmeyen gönül dostlarıma minnet duygularımı ve teşekkürlerimi arz ediyorum. ()
|
Hedef : Türkiye şimdi ne yapıyor?
- Ünal Bolat |
Artık herkes biliyor ki ABD, Ortadoğu’daki coğrafyayı kendi menfaatine göre ele almayı amaçlıyor. Bu amacını da Dünya’nın gözü önünde ülke ülke gerçekleştirmektedir. ABD bu sebeple önce bahanesini çıkartmıştı. Dünya global bir terör tehdidi altında demişti. Sonra bu tehdidin kaynağını radikal İslam diye ilan etmişti. Sonra da Dünyayı bu terörden kurtarmak adına, terörist mi yoksa ülke mi avladığı belli olmaz bir biçimde önce Afganistan’da konuşlanmış, Saddam’ı yakalamak (!) uğruna koca Irak’ı delik deşik etmişti. ()
|
Türk Ekonomisi : Devletlerin haksız fiil sorululuğu
- İ.Orkun Atalay |
Devletlerin Yargı Bağışıklığına Dair BM Sözleşmesi devletlerin haksız fiil sorumluluğunu sınırlı sayıda kabul etmiştir. Bunlar da aslında milletlerarası örf-âdet hukukunun kanunlaştırılmış hâlinden ibarettir. Sözleşmede geçen sorumluluk hâllerinden biri olan “personel injury” (kişisel zarar) ibaresi dikkat çekicidir. Bunun kapsamına her türlü haksız fiil girebilir mi yoksa sadece cismanî zararlar mı dâhildir? ()
|
Öteki UFUK : Öteki Ufuk
- Süleyman Özkonuk |
. ()
|
Geniş Açı : Mühür kimde Süleyman!
- Ali Arif Esatgil |
AKP iktidarı ile Demirel arasındaki çekişme, 2002 seçimlerine kadar al takke ver külah ilişkisi içinde yürüyen siyaset-tarikat işbirliğinin artık bir güven bunalımına düştüğünün göstergesidir. Daha doğrusu, sistem bu yapıyı kaldıramaz olduğunu ‘iplerin elden çıktığını’ fark etmiş olmalı ki, siyasette yeni bir yapılanmaya ‘yol temizliği’ne girişti. Hem de en çetrefilli, en güç noktadan… Unutulmasın ki, AKP’nin bugün iktidarda bulunuşunda koalisyon liderleri kadar, 28 Şubat’ın da hayli önemli payı vardır. ()
|
Net P@no : Numara gizleme kalkacak mı?
- Baki Günay |
Hiç cep telefonu ile rahatsız edildiniz mi¬? Sizi rahatsız eden kişinin numarası eğer gizli ise ne yapmanız gerek. Bu konular TBMM’de tartışıldı ama etrafımızda GSM sapıkları hâlâ at koşturuyor.
Gizli saklı işlerle işiniz var mı bilemem ama var ise hâlâ cep telefonunuzu gizleyerek bir yerleri arayabilirsiniz. Bu yılın başında bu sistemi kökten bitirecek bir tasarı TBMM’ye gelmesine karşın tasarı kabul görmedi. ()
|
Zekice : Van savcısı ve Şemdinli olayları
- Zeki Hacı ibrahimoğlu |
TSK’nin kararlı ve kesin tavrı üzerine HSYK, Van Cumhuriyet Savcısı hakkında soruşturma açmış ve neticesinde savcı suçlu bulunarak görevden ihraç kararı verilmiştir. Şimdi bir hukukçu olarak şunu söylemek isterim. Eğer C. Savcısı görevden alınacak kadar bir suç işlemişse hakkında adlî soruşturma yapılıyor mu? Savcı sanıklar hakkında iddianame hazırlamış ve dava açmıştır. Buna göre Ağır Ceza mahkemesinin iddianameyi kabul etmeme, geri çevirme hakkı varken neden geri çevirmemiş, kabul etmiş ve duruşma günü vermiştir? Suç unsuru içeren bir iddianameyi kabul eden mahkeme heyeti de aynı suçu işlemiş olmaz mı? ()
|
*
|
Haberler
|
Ceyhun’dan Ceyhan’a
- Ufuk Ötesi |
Ceyhan Belediyesi tarafından düzenlenen “Ceyhun’dan Ceyhan’a” sempozyumu 29 Mart–1 Nisan tarihleri arasında yapıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Ceyhan Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, “Çukurova’nın parlayan yıldızı Ceyhan’ın geleceğine bu sempozyum ışık tutacaktır” dedi. (5855)
|
İrevan’daki Soykırım ve Sürgünler (1948-1953) -3
- Ufuk Ötesi |
Ermenistan rehberliği ve Ermeni diasporası tek ve homojen Ermeni devleti yaratmak için çeşitli fitne ve hilelere el atmağa başladı. Bu hilelerinden biri de Azerbaycan Türklerinin Ermenistan’dan zorla göçürülmesi oldu. II. Dünya Savaşı biter bitmez Ermeniler hilekâr Mikoyan’ın aracılığı ile şöyle bir pilan ileri sürdüler: (5330)
|
Millî Arşiv kanunu çıkmalıdır
- Ufuk Ötesi |
Tüm Arşivciler Derneği Başkanı Hacı Haldun Şahin, Millî Arşiv Kanunu’nun biran önce çıkması gerektiğini ifade ederek, “Bu kanun, personel üzerindeki belirsizliklerle beraber arşivler üzerindeki olumsuz tasarrufları, isabetsiz kararları, millî arşivlerimizin sevk ve idaresindeki mevzuat yetersizliğini ortadan kaldıracak kapsamda olmalıdır” dedi.
(3387)
|
İyi Geceler Anne
- Reyman Eray |
Dizilerde at koşturmadıkları için Celile Toyon ve Hikmet Körmükçü adları sokaktaki adam için fazla bir şey ifade etmese bile, sanat camiasında bu iki sahne yeteneğine şapka çıkarılır. (3365)
|
Mikadonun Çöpleri
- Reyman Eray |
Türkiye’nin ilk “primadonna”sı ve ressam Semiha Berksoy’un kızı olan Prof. Zeliha Berksoy, MSÜ Devlet Konservatuarı Tiyatro Anasanat Dalı Başkanı ve Sahne Sanatları Bölüm Başkanı’dır. (3319)
|
Okulumun adını değiştirmeyin!
- Ufuk Ötesi |
Bazen şöyle etrafıma bakıyorum, düşünüyorum da, ismi ile yaşı arasında ne kadar çok mesafeler var çeşitli müesseselerimizin. Her halde ismini en uzun süre koruyan kuruluşumuz Hacıbekir Şekerlemecisi ile Vefa Bozacısı olsa gerek. Bir iki de okul var: Galatasaray gibi... Vefa gibi... (3234)
|
Görkemli kutlama “Ufkumuzu aydınlatan gazete”
- Ufuk Ötesi |
Gazetemizin 5. kuruluş yıldönümüne başta Kırım Türklerinin efsanevi önderi Mustafa Cemiloğlu olmak üzere dünyanın dört bir köşesinden gelen misafirler katıldı. Yıldönümü adeta Türk Kurultayına döndü.
(3168)
|
İstanbul Devlet Tiyatrosu Turnede
- Reyman Eray |
Tunç Günbay’ın yönetimindeki İstanbul Devlet Tiyatrosu, Günbay’ın da sahne aldığı “Kaktüs Çiçeği” de içinde olmak üzere, sezon boyunca başarıyla (3150)
|
MSÜ Konserleri
- Reyman Eray |
Ülkemizde “düzeyli sanat”ın öncülüğünü üstlenmiş olan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı, sanatçı-müdür Prof. Mesut İktu’nun önayak olduğu güzellikleri sürdürüyor. (3014)
|
Ufuk Ötesi’ne 5 ödül
- Ufuk Ötesi |
Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Milliyetçileri, Ufuk Ötesi gazetesine 5 ödül verdi. Gazetemizin sahibi ve başyazarı Kemal Çapraz, Genel Yayın Yönetmenimiz Dr. Yusuf Gedikli, Yayın Danışmanlarımız Prof. Dr. Ali Osman Özcan, Aydil Erol ve Özdemir Özsoy ödüle layık görüldüler. (3005)
|
Bir “Ekol”dür Dormen
- Reyman Eray |
“Duayen” bir sanatçıyı onurlandırmak, genellikle o “değer”i yitirdikten sonra aklımıza gelir... Neyse ki bu kez öyle olmadı ve henüz ayakta ve dipdiriyken, “Koca Haldun Hoca”, sanat yaşamının 50. yılı dolayısıyla Türker İnanoğlu Sanat ve Kültür Merkezi’nde görkemli bir törenle onurlandırıldı... (2880)
|