Geçen günlerde karşılaştığım bir arkadaşım, bir süre benim de görev yaptığım okul olan Beyazıt İlköğretim Okulu’nun yıkılmaya başlandığını ve Koç Holding tarafından yeniden yaptırılacağını söyledi. Zira bu okul 2004-2005 eğitim-öğretim yılı başında, depremden etkilenen okullar listesine alınarak boşaltılmış ve eğitime bir başka okulun binasını o okulla paylaşarak devam etmeye başlamıştı. Millî Eğitim Bakanlığı’nın başlattığı kampanya neticesinde İstanbul’da benzer durumda bulunan 60-70 civarında okulun yeniden yapılması için çeşitli şirketler talip olmuştu. Bu sevindirici bir durumdu ancak arkadaşımın söylediği bir söz beni çok üzdü. Zira okulu yaptıran Koç grubuna ait şirket okula kendi adını verecekmiş. Oysa bu okul yüzyıldan fazla bir süredir (tarihini çok çok daha eskiye götürenler de var) burada eğitim hizmeti veriyor. Durum ne olursa olsun neticede bu okul İstanbul’daki eski eğitim kurumlarından biri ve bu okuldan mezun olan on binlerce kişi var. Biz şimdi bu okulun ismini değiştirirken o kişilerin o günlerle, o kurumla olan bağlarını da koparmış olmuyor muyuz? Ayrıca buna kimin hakkı var. Üstelik bunu devlet kendi eliyle yapıyor. Daha önce de bu ve benzeri sayısız hata yapıldığı için bizim geçmişimizle olan bağlarımız kopmadı mı? Biz bu yüzden yaşamıyor muyuz buhranlarımızın çoğunu. Eğer bu okula yeni bir isim verilecekse, bu okulun öğretmeni iken gönüllü olarak cepheye giden ve dünyada en aziz varlığı olan canını 1915 yılında Çanakkale’de vatan toprağı için bağışlamış olan Hasan Ethem’in adı verilmeli değil miydi. Benim, bir öğretmen olarak görev yaptığım üç buçuk yıla yakın bir süre içinde hemen her gün yüreğimi kanatan ve hâlâ da aynı hisleri yaşatan Hasan Ethem’in ruhu için Koç Holding’in değerli yönetici sayın Mustafa Koç’tan bir istirhamım olacak: “Lütfen okulumun adının değişmesine müsaade etmeyiniz, zira siz istediğiniz yerde, istediğiniz büyüklükte, istediğiniz kadar okul yapabilecek güce fazlasıyla sahipsiniz. Ve istediğiniz şirketinizin adını da verebilirsiniz. Buna saygım var. Ama lütfen bu ülkeye yüzlerce hayır eseri yaptırmış bir babanın evladı olan sizden tekrar rica ediyorum, okulumun adı yine ‘Beyazıt’ olarak kalsın.”