Kasım 2008

Ö T E S İ

 

20.04.2024 



Kuşbakışı

 
Şahin Zenginal

Susturulduk


Demokrasinin en belirgin iki özelliği var… Birincisi insanların düşüncelerini özgürce söyleyebilmeleri ve yaşayabilmeleri… Başkalarını rahatsız etmemek, insanlığın temel değerlerini ve toplum düzenini bozmamak şartıyla…İkincisi de seçme ve seçilme hakkı… Sokakta, otobüste, kahve sohbetlerinde herkes zaten fikirlerini söylüyor. İstediği gibi konuşuyor, tartışıyor. Suç olmadıktan sonra kimsenin de müdahale ettiği yok.

Ne yazık ki, bu düşünceler, sözler söylendiği yerde kalıyor. Toplumun geniş kesimine ulaşmıyor, ulaştırılmıyor… Her insanın söylediğinin toplumun bütün kesimlerine ulaşması gerektiğinden bahsetmiyoruz…
Farklı seslerin, farklı düşünen insanların görüşlerini, toplumun her kesimine ulaştırabilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Bunun için kullanılması gereken şey basın yayın organlarıdır. Gel gör ki, Türkiye’de basın yayın organları tek ses olmuş; iktidarın sesi…
Basında tekelleşme, basında kartelleşme gibi ifadeler de artık Türk basının içinde bulunduğu durumu anlatmaya yetmiyor…
Biraz geçmişe dönelim… Önce Uzan grubunun gazete, televizyon ve radyolarına TMSF el koydu. TMSF özerk bir kurum. El koymasının haklı gerekçeleri olabilir. Bu kısmı tartışmıyoruz…
Ama el koyduktan sonra ne yaptı… Ona bakmak lazım…
Star gazetesinin bugünkü hali malum… Star televizyonu da Doğan grubuna gitti. Kral TV; TMSF’nin elinde ama ne hikmetse müzik yayını yapmaktan vazgeçti… Haberciliğe merak sardı… Ne tür haberler yaptığını söylemeye gerek var mı?
Ne büyük tesadüf ki, Star grubu gazete, televizyon ve radyoları iktidarın sesi haline geldi, getirildi…
Bu yetmedi…
Ardından Sabah grubunda operasyon başlatıldı. Sabah grubuna TMSF el koydu… Şimdi TMSF’nin yönetiminde…
Bu da tesadüf ya! Sabah grubu yayın organları da iktidarın başarılarını anlata anlata bitiremiyor…
Geriye Doğan grubu ve Akşam grubu kalıyor… Onların da nasıl yayın yaptıklarını hepimiz biliyoruz… Anlatmaya gerek var mı?
Daha net bir ifade ile söylemek gerekirse, Türkiye’de günde 4 milyon gazete satılıyorsa bunun en az 3 milyon 800 bini iktidarı destekliyor… En azından iktidarı rahatsız edecek yayın yapmıyor. Geriye kalan 200 bin gibi küçük bir rakam muhalif haber ve görüşlere de yer veriyor…
Televizyonlarda da aynı durum var. İzlenme oranı dikkate alındığında yüzde 95’lik bir kesim iktidarı destekliyor. En azından rahatsız edecek haberleri vermiyor. Geriye kalan ancak yüzde 5’lik kesimde muhalif haberler de yer alabiliyor.
Gazete ve televizyonların halktan uzak olduğu son yapılan mitinglerle iyice su yüzüne çıktı… Milyonlarca insan sokağa dökülüyor, kimi gazete ve televizyonlar bunu haber bile yapmıyor…
Bir ülkenin gazete ve televizyonları bu şekilde ise farklı sesler, farklı görüşler halka nasıl ulaşacak?
Önümüzde seçimler var… Gazete ve televizyonlarda AKP dışında diğer partilerin haberlerini görebiliyor musunuz? CHP, DSP ile seçim işbirliği konusu gündemde olmasa haber bile olamayacak... DYP ve ANAP birleşmemiş olsaydı gazete ve televizyonlar onları tamamen yok sayacaktı…
MHP’nin adı sadece kamuoyu yoklamalarında barajın altında gösterilmek için anılıyor. Kimi partilerin adı hiç anılmıyor, diğerleri diye geçiştiriliyor…
Tür Milleti gazete ve televizyonlar haber yapsa da yapmasa da gerçekleri görüyor ve herkese hak ettiği değeri veriyor… Seçimlerde de öyle yapacağından kimsenin kuşkusu olmasın…
AKP’yi yüzde 40 oy oranı ile iktidar gösterenlere, 1989 yılındaki mahalli seçimleri hatırlatmak isterim… 1989 seçimlerinde dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Bedrettin Dalan’ın tekrar seçileceği konusunda bütün anketler hem fikirdi… Dalan’ın yüzde 60, hatta yüzde 70 oy alacağını gösteren anketler bile vardı. En insaflı anketlerde Dalan’ın oyu yüzde 45’ten aşağı inmiyordu…
Sonuçta anketlerde yüzde 20’lik oy bile alamayacağı söylenen Nurettin Sözen İstanbul’a belediye başkanı seçildi…
Siz anketlere bakmayın…


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam 3065 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002