Kasım 2008

Ö T E S İ

 

27.04.2024 



Sağlık Meridyeni

 
Dr. İsmail Maraş

Aile hekimliği yine mi unutuldu?


İşte aradan aylar geçti... Ve sessiz sedasız “Aile hekimliği” gündemden kayboldu... Yazılı ve görsel basında gündemden düştü. Buradan Sayın Bakanımız başta olmak üzere konuyla ilgilenen herkese sesleniyoruz

Toplum hafızasının zayıf olduğundan söz ederiz. Oysa hiç de öyle değil. Toplum hafızası, medyanın gündemiyle doğru orantılı.
Medya istediği sürece, toplumu hiç ilgilendirmeyen konular hep gündemde kalır. Medya istemediği sürece, en önemli konular bile unutulur gider...
Söz gelişi yıllardır hükümetlerin, Sağlık Bakanlıklarının en önemli projesi olduğu halde, bir zaman sonra sessiz sedasız unutulup giden “Aile Hekimliği” projelerine ne oluyor?

Yıl 1984... Sağlık Bakanı Mehmet Aydın’dan başlayan süreçte kimler gelip geçti? Halil Şıvgın, Yıldırım Aktuna, Halil İbrahim ÖZSOY... Hepsi iyi niyetle kolları sıvıyorlar. Sonra bir bakıyorlar ki iş hiç de öyle göründüğü gibi değil...
57. Hükümette Sağlık Bakanı Doç Dr. Osman Durmuş, o dönemde medyanın kendisini birçok farklı gündemlerle manşetlere taşımasına rağmen, hakikaten gerek aile hekimliği üzerine gerek sağlık sistemimiz üzerine çok radikal kararlar alıyordu. Örneğin mesaide dörtten sonraki zamanı değerlendirmek için yaptığı girişimler, lüzumsuz hastane yapımına gösterdiği tepkiler, sağlıkta yapılan lüzumsuz harcamalara getirdiği kısıtlamalar vs gerçekten mükemmel bir başlangıcı müjdeliyordu... Keşke devamlılık arz etseydi. Hatta yeni gelen Sağlık Bakanlığıyla işbirliği yapılsaydı.
Şimdi geldik bu döneme...
Sayın Bakanımız Prof Dr. Recep Akdağ da gerçekten, daha göreve geldiği andan itibaren sağlıkla ilgili güzel çalışmalara niyetlendiğini açıkladı... Kendisinin çocuk hekimi olması aile hekimliğinin önemi açısından ayrıca bir değer.
Sayın Akdağ, 04.06.2003’te Kanal D’de Genç Bakış Programında konuk olmuş ve Bakanlığıyla ilgili hedeflerini, kendi ifadesiyle çok faydalı olduğuna inandığı bir soru cevap şeklinde hem konuklarına hem izleyicilere büyük bir içtenlikle açıklamıştı. Aile hekimliğiyle ilgili açıklamaları ise şöyleydi:
“...
Biz pratisyen hekimlerimizin önüne de doğru ufuklar koymalıyız. Doğru ufuklar görmeli onlar. Ve bu yönde motive olmalılar. İşte aile hekimliği bunun için olmalı. Dünyanın gelişmiş hemen her ülkesinde bir uygulama alanı bulmuş olan aile hekimliği böyle olmalıdır. Peki aile hekimliğinden kastımız ne. Şunu söyleyeyim değerli arkadaşlar, aile hekimliğinden kastımız işin başlangıcında pratisyen hekimlerin yapacağı bir uygulama alanıdır. Dünyanın çeşitli ülkelerinde aile hekimliği konusunda farklı farklı eğitim modelleri var. Türkiye’de de biliyorsunuz aile hekimliği uzmanlığı var. Üç yıllık bir uzmanlık alanı bu. Ama maalesef bugüne kadar çok az sayıda öğrenci alındığı için aile hekimliğine, sayımız az. Şimdi biz Türkiye’de aile hekimliğini kurmayı düşünen bir hükümet olarak önce aile hekimlerimizi yetiştirelim diye işe başlarsak, yine yarım bırakmış oluruz işi. Onun için biz şu andaki pratisyen hekimlerimizle bu sisteme başlamayı düşünüyoruz.
...
Türkiye’de Aile hekimliği uzmanlık alanını da geliştirecek, sayısını artıracak bir yeni uygulamanın içine gireceğiz. Ve yıllar içersinde aile hekimliği uzmanı olan hekimlerimizin de sayısı artacak.”

İşte Sayın Bakanın konuşmasından örnek metinler. Ne kadar da hoş söylemişti... Bunları samimiyetle söylediğine de imzamı atarım. Ama iyi niyetle yola çıkmak ne kadar yeterli oluyor?
İşte aradan aylar geçti... Ve sessiz sedasız “Aile hekimliği” gündemden kayboldu... Yazılı ve görsel basında gündemden düştü.
Buradan Sayın Bakanımız başta olmak üzere konuyla ilgilenen herkese sesleniyoruz. Yıllardır, her gelen iktidarın en önemli sağlık projesi olmasına rağmen, her bakan gerçekten samimi bir şekilde bu konuyu gündeme getirmesine ve pilot uygulama başlatmak istemesine rağmen bir müddet sonra bu konunun unutulmasının sebepleri nelerdir?


www.marasakupunktur.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002