Kasım 2008

Ö T E S İ

 

5.12.2024 



Geniş Açı

 
Ali Arif Esatgil

“Düş”te Gör...


TÜRKİYE tiyatral yeteneğin şahikasında bir başbakana sahip olmanın nimetlerini doyasıya yaşıyor... Gün geliyor at sırtında -daha doğrusu atın ayaklarının altında- gün geliyor, saz elinde... Kimi zaman ceketi omuzunda şiirler mırıldanıyor... Coşuyor, köpürüyor... Yeri gelip ağladığı da oluyor. Unutup Kasımpaşalı yanını, gözlerinden yaş döküyor bir Anadolu türküsünde... Millete eşlik mi ediyor dersiniz? Her kalıba giriyor, her telden çalıyor. Musiki bilgisi bile var...

Musiki bilgisi bile var... Öyle ki, diplomasideki nota ile müziktesi notayı bir kapta yoğurup, yeni bir tür bile geliştirebiliyor. Hikmetyar’la göz göze, AB liderleriyle diz dize... Onca işin içinde fırsat bulup, enflasyonu bile düşürüyor. Nitrik asit, dinamit vs kalemleri enflasyon hesaplamasında can simidi olarak kullanıyor. Adama helal olsun, her işin hakkında geliyor... Ya da bize öyle geliyor!
Kendi hesabıma bir şey istiyorsam namerdim, ama şu esnafın, işçinin, köylünün hesabına yanıyorum. 3 Kasım seçimlerinin üzerinden 9 ay geçti. Hazret akıl veriyor, “Her TOBB üyesi bir kişi çalıştırsa, 5 milyon kişiye iş imkanı doğar...”
Sanıyor ki, bu ülkede herkes başbakan... Ha deyince mahdumunuz bir holdinge ‘distribütör’ olup, Sam Amca’nın memleketinde rahle-i tedristen geçerken hesabında paralar birikiyor...
Evet Sayın Başbakan;
Memleketin sokağa dönük yönü böyle. Millet kıt kanaat geçinip gidiyor işte. Ne orman talanına bulaşıyor, ne geçmişe matuf vergilerini sildirme gayretinde. O haline tevekkül etmiş ‘ya sabır’ demekle meşgul... Bugün değilse de yarın öz kaynaklarının yine kendisine döneceğini, dönmek zorunda olduğunu biliyor. Onun içinde soğukkanlı ve vakar içinde bekliyor...
Sabrı zorlamak...
Lakin, Sayın Başbakan; milletin sabır ve tahammül sınırlarını zorladığınız icraatlara da bir bakmak gerekir. Nasıl desem bilmem ki? Bölücü terör örgütü militanlarına karşı şefkat ve merhamet hislerinizden mi başlasam, Mehmetçik’i cepheye sürme niyetinizden mi? Amerika ile can ciğer kuzu sarması politikalarınız zaten herkesin malumu. Türkiye Cumhuriyet’nin Başbakanlık makamında otururken, Türk Milliyetçiliği’ne getirdiğiniz yorumu bilmeyen yok...
Düşmek, düşlemek...
Bir insan olarak, herkes gibi sizin de düş görme, hayal kurma gibi doğal haklarınız var. Örneğin eşkıyayı sokağa salarken, askerimizi Irak’a gönderirken, ABD ve AB ile dirsek temasınızı sıklaştırırken bir hedefiniz mutlaka vardır.
Boşa çabalar değildir, Avrupa Birliği’nin gözüne girmek için paket üstüne paket çıkarmanız.
5 bin yıllık tarihe sahip bir milleti, beş paralık Fogg’ların ya da Roth’ların peşinden sürüklemeniz elbet bir hesabın ürünüdür. Bu büyük hesaplara bizim kıt aklımızla mânâ vermemiz olacak iş değil elbet... O yorumu yapacak yüce makamlar elbette vardır... Biz diyoruz ki, dilinizin altındaki baklayı çıkarsanız da biz sıradan insanlar da olup biteni bir anlasak!
Amma, ‘hedefe adım adım giderken, fincancının katırlarını ürkütmeme gibi bir niyetiniz’ varsa, o da hakkınız tabi...
Size bu konuda yardımcı olması açısında Hikmetyar’la çektirdiğiniz fotoğrafın bir benzerine bu sayfada yer veriyoruz. Bu fotoğraftaki kişi, hedefe adım adım gidişler için biçilmiş bir kaftandır. Kimi nasıl kafa kola alacağını, hedefine vardıktan sonra nasıl hâlâ ayakta kalacağını çok iyi bilenlerden... Çarşaf çarşaf ilanlar yayınıyor: Borçları ödüyoruz.. Şu kadar kişiye, şu kadar borç ödedik... Dikkat buyurun! Daha kaç kişiye ve ne kadar borcunuz var, sorusunun cevabı meçhul... Bir yerleri batırdıysan ve diğer şirketlerinle yasal ilgisi yoksa, o paraları nereden bulup ödüyorsun, sorusunun da cevabı yok. İşin garip yanı, adamı kendi haline bırakmışlar... Temcit pilavı gibi üç beş kişiyi dillerine dolayanlar, ona gelince nedense laf etmekten imtina ediyorlar. Dilleri mi tutuluyor nedir, anlam vermek de mümkün değil...

Son olarak...
Elbette Amerikalı, AB’li dostlara sırtı dayamak, kimileri için bir tür güvence olabiliyor. Hele cebinizde ABD vatandaşlığına dair bir kağıt taşıyorsanız, mesele yok.
Ancak, her fırsatta ABD düşmanlığı yapanlar yaptıranlar, bu tür olayları neden görmezden gelirler?
Ortada danışıklı bir döğüş mü vardır? Kapalı kapılar arkasında bir takım pazarlıklar mı yapılmaktadır? Daha bir yığın soruyu gündeme getirmek ve ‘kim, kimi, neden kullanıyor?’ diye bir sorgulama mekanizması geliştirmek mümkün.
Netice olarak, düşmek, düşlemek, düş görmek hayatın bir parçasıdır.
Aynı hayat içinde kåbusları, karabasanları da barındırır... Şüpheniz olmasın, Türk Milleti karşılaştığı her kåbusu alt etmeyi bilmiş, kanı pahasına bu cumhuriyeti kurmuştur... Arada bir iki çürük elma istismarlara göz yummuş, hırsızı uğursuzu korumuş, kollamış olabilir... Oluyor da... Fakat nereye kadar?


aliarifesatgil@hotmail.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002