Necip Hablemitoğlu'nun aziz hatırasına BİZİM SEVDAMIZ
İki kerecik sohbetimiz olmuştu. Şiirlerime çok ilgi göstermişti.
En çok da bizim Hasan abimiz var. Polatlı 'da her yıl bostan ekiyor.
Niye diye sordum. Dedi ki Necip beyin şöyle minik minik iki tane kızı
var. Her yıl gelirler. Kızlar bostanda koşuştururlar, Uyvar ve
Kanije... Bana dediler ki Hasan amca biz karpuzları, kavunları ağaçta
yetişiyor sanıyorduk. Senin sayende öğrendik. Demek bunlar toprakta
yetişiyordu diye... İşte o yüzden ekiyorum dedi. Sonra da içini
çekti. İki kat bodrumda yaşıyorlar, tabiatı, doğayı mı görüyor
çocuklar... Diye. Ben hiç iki kat bodrumda oturan derin devlet
görmedim. siz gördünüz mü? Biraz önce Hasan beyi aradım. bu sene
bostanı ekmiş ama kızlar gelip koşuşturmamışlar bostanda... Necip Bey
vakit bulamamış bu yıl koşturmaktan.
İşte ben ona ağlıyorum şimdi. Çünkü şairlikte ağlamak ayıp değil.
BİZİM SEVDAMIZ
Kırım'dan Budin'e varır gizlice
Surlara uzanır bizim sevdamız
Gözler ufukları yaslı Kanije
Uyvar'a uzanır bizim sevdamız
İzmir'e yol açar süngüler ile
Alayları kırar mangalar ile
Aşar kaf dağını Anka'lar ile
Zorlara uzanır bizim sevdamız
Bağdat'ı fetheder gençlik çağında
Kamalıdır ödemişin bağında
Ayvadan usanır Emirdağı'nda
Narlara uzanır bizim sevdamız
Uzağı yakına getiren atlar
Arşa kanatlandık aştık sıratlar
Şahittir bu aşka eşkin kıratlar
Dor(u)lara uzanır bizim sevdamız
Bektaş'ça davranır, Veysel'ce duyar
Gâh Mahzunî, Gahi Yunus'a uyar
Ruh olur Altay'da kaftanın soyar
Pirlere özenir bizim sevdamız
Tüter üç kıtada buhurlar ile
Açar gönülleri mühürler ile
Duyar aşk sözünü sağırlar ile
Körlere uzanır bizim sevdamız
Karaman düzünde çınlar şarkımız
Kutlu şiirlerle dolar terkimiz
Mahmut'un kabrinde bekler kırkımız
Kaşgar'a uzanır bizim sevdamız
Nice mazlumları tutar elinden
Şaşkını çevirir, çıkmaz yolundan
Zalimi, haini, budar kolundan
Şerlere uzanır bizim sevdamız
İçer ak ayranı, Konya çölünde
Tırpan elindedir, türkü dilinde
Bakır yanaklarda tunçtan alında
Terlere uzanır bizim sevdamız
Gölgeli dağlarda kuşluk zamanı
Gizler izimizi yayla dumanı
Ezer çiçekleri, ıslak çimeni
Kırlara uzanır bizim sevdamız
Bilmeyen cahildir "meşe selini"
Götürür köprüyü, allı gelini
Uçurumlar keser aşkın yolunu
Yarlara uzanır bizim sevdamız
Gezmek gerek yiğitliğin çağında
Sevmek gerek kula gönül bağında
Abant'ta Zorkun'da Tekir dağında
Karlara uzanır bizim sevdamız
İpek yollarında arar izlerden
Kolca kopuz dinler, ince kızlardan
Çağıldar neylerden, taşar sazlardan
Tarlara uzanır bizim sevdamız
Talas'ta kadere boynunu eğer
Kırım'da örenler boyunca arar
Turfan'da bin tane Paris'e değer
Şarlara uzanır bizim sevdamız
Sevdalı Necip Bey bilmez ki hile
Düşer kara yere kitaplar ile
Rengini verir de kızıl bir güle
Karlara uzanır bizim sevdamız
Uyanır her sabah yayla sisiyle
Gülümser mübarek ezan sesiyle
Düşer Kanije'nin tesellisiyle
Uyvar'a uzanır bizim sevdamız
Yanar yurdu için; yanar kime ne ?
Düşse de hasretin cehennemine
Bir serinlik arar orda yine de
Korlara uzanır bizim sevdamız