İki kerecik sohbetimiz olmuştu. Şiirlerime çok ilgi göstermişti. 
En çok da bizim Hasan abimiz var. Polatlı 'da her yıl bostan ekiyor. 
Niye diye sordum. Dedi ki Necip beyin şöyle minik minik iki tane kızı 
var. Her yıl gelirler. Kızlar bostanda koşuştururlar, Uyvar ve 
Kanije... Bana dediler ki Hasan amca biz karpuzları, kavunları ağaçta 
yetişiyor sanıyorduk. Senin sayende öğrendik. Demek bunlar toprakta 
yetişiyordu diye... İşte o yüzden ekiyorum dedi. Sonra da içini 
çekti. İki kat bodrumda yaşıyorlar, tabiatı, doğayı mı görüyor 
çocuklar... Diye. Ben hiç iki kat bodrumda oturan derin devlet 
görmedim. siz gördünüz mü? Biraz önce Hasan beyi aradım. bu sene 
bostanı ekmiş ama kızlar gelip koşuşturmamışlar bostanda... Necip Bey 
vakit bulamamış bu yıl koşturmaktan. 
İşte ben ona ağlıyorum şimdi. Çünkü şairlikte ağlamak ayıp değil. 
  | 
  
  
    | 
       BİZİM SEVDAMIZ 
Kırım'dan Budin'e varır gizlice 
Surlara uzanır bizim sevdamız 
Gözler ufukları yaslı Kanije 
Uyvar'a uzanır bizim sevdamız 
 
İzmir'e yol açar süngüler ile  
Alayları kırar mangalar ile 
Aşar kaf dağını Anka'lar ile  
Zorlara uzanır bizim sevdamız 
 
Bağdat'ı fetheder gençlik çağında 
Kamalıdır ödemişin bağında 
Ayvadan usanır Emirdağı'nda  
Narlara uzanır bizim sevdamız 
 
Uzağı yakına getiren atlar 
Arşa kanatlandık aştık sıratlar 
Şahittir bu aşka eşkin kıratlar 
Dor(u)lara uzanır bizim sevdamız 
 
Bektaş'ça davranır, Veysel'ce duyar 
Gâh Mahzunî, Gahi Yunus'a uyar 
Ruh olur Altay'da kaftanın soyar  
Pirlere özenir bizim sevdamız 
 
Tüter üç kıtada buhurlar ile 
Açar gönülleri mühürler ile 
Duyar aşk sözünü sağırlar ile 
Körlere uzanır bizim sevdamız 
 
Karaman düzünde çınlar şarkımız 
Kutlu şiirlerle dolar terkimiz 
Mahmut'un kabrinde bekler kırkımız 
Kaşgar'a uzanır bizim sevdamız 
 
 
Nice mazlumları tutar elinden 
Şaşkını çevirir, çıkmaz yolundan  
Zalimi, haini, budar kolundan  
Şerlere uzanır bizim sevdamız 
 
İçer ak ayranı, Konya çölünde  
Tırpan elindedir, türkü dilinde  
Bakır yanaklarda tunçtan alında 
Terlere uzanır bizim sevdamız  
 
Gölgeli dağlarda kuşluk zamanı 
Gizler izimizi yayla dumanı 
Ezer çiçekleri, ıslak çimeni  
Kırlara uzanır bizim sevdamız 
 
Bilmeyen cahildir "meşe selini"  
Götürür köprüyü, allı gelini  
Uçurumlar keser aşkın yolunu 
Yarlara uzanır bizim sevdamız 
 
Gezmek gerek yiğitliğin çağında 
Sevmek gerek kula gönül bağında  
Abant'ta Zorkun'da Tekir dağında 
Karlara uzanır bizim sevdamız 
 
 
İpek yollarında arar izlerden 
Kolca kopuz dinler, ince kızlardan  
Çağıldar neylerden, taşar sazlardan  
Tarlara uzanır bizim sevdamız 
 
Talas'ta kadere boynunu eğer 
Kırım'da örenler boyunca arar  
Turfan'da bin tane Paris'e değer 
Şarlara uzanır bizim sevdamız 
 
Sevdalı Necip Bey bilmez ki hile 
Düşer kara yere kitaplar ile  
Rengini verir de kızıl bir güle 
Karlara uzanır bizim sevdamız 
 
Uyanır her sabah yayla sisiyle 
Gülümser mübarek ezan sesiyle  
Düşer Kanije'nin tesellisiyle  
Uyvar'a uzanır bizim sevdamız 
 
Yanar yurdu için; yanar kime ne ?  
Düşse de hasretin cehennemine  
Bir serinlik arar orda yine de 
Korlara uzanır bizim sevdamız 
 
ORHAN SEYFİ ŞİRİN 
 
 
      |