Kasım 2008

Ö T E S İ

 

3.12.2024 



Tutanak

 
Hüseyin Özbek

Tek Kişilik Ordu: Dr.Necip Hablemitoğlu


Küstah Hans’ın suratına Dr.Necip Hablemitoğlu’nun Türk Ulusu adına aşkettiği tokadın izi uzun zaman silinmeyecek. “ALMAN VAKIFLARI VE BERĞAMA DOSYASI” adlı suçüstü tutanağı denebilecek kitap, Alman Emperyalizminin suratına nakşedilmiş Osmanlı sillesi gibi acısını ebediyyen hissettirecek.

Birinci Dünya Savaşına Alman safında sürüklenirken,iktidardaki İttihatçı önderlerin amacı Trablusgarp ve Balkan yenilgilerinin utancını ve toprak kaybını
telafi etmekti. Türk Dostu geçinen Alman emperyalizminin amacı ise Şark Sorununu
çözmek, Osmanlı-Türk coğrafyasını sömürgeleştirerek, Berlin’den Hindistan’a kadar çok geniş bir tarım ve petrol coğrafyasını hayat alanına (Lebensraum) dahil etmekti. Berlin-İstanbul-Hicaz-Bağdat demiryolu hattı da bu amacın kadife kaplanmış yüzüydü.
Almanların çok sevdikleri dostlarını parçalama, yutma gibi garip bir huyları var. Germenik Kabileler, Töton Şövalyeleri döneminden başlayarak, Bismark Purusyası, Kayzer Wilhelm‘in Alman İmparatorluğu’ndan Hitler’in 3.Reich’inden günümüze bütün Alman devletlerinin “KIZILELMA”sı, değişmez milli hedefi DRANG NACH OSTEN (DOĞUYA YAYILMA) oldu.
Dost ve müttefikimiz ( ! ) Almanların bizlerle ilk temasları pek te dostane olmamış: İkinci Haçlı seferlerine kalkışan Kutsal Roma Cermen İmparatoru
3.Konrad’ı ve ordusunu Selçuklu Türkleri Anadolu yaylasında perişan etmiş.3 Haçlı seferlerinin düzenleyicilerinden Kırmızı Sakal l.Freidrich (Barbarossa)
amcası Konrad’ın öcünü almak isterken Tarsus çayında boğulmuş, ordusu dağılmış. Osmanlının tarih sahnesine çıkmasıyla da savaş alanı Avrupa ve Alman toprakları olmuştur.
Osmanlının gerileme ve çöküş süreciyle, Almanların milli birliğini sağlaması,büyümesi,yayılmacı aşamaya geçmesi ters orantılı bir gelişme göstermiştir.
Yirminci yüzyıl başlarında gelişen Türk-Alman dostluğu (!) ise, bize Osmanlı İmparatorluğunun dağılmasına mal oldu. Cephede omuz omuza çarpıştığımız, sırf Avrupa cephesindeki Alman orduları müttefikler karşısında rahatlasın diye, diğer cephelerde kanını sebil ettiğimiz Mehmetlere rağmen, kapitülasyonları lağvetmemize hasım taraf olan İngiliz,Fransız ve İtalyanlardan çok,dost ve müttefikimiz (!) Almanya’nın kızması, köpürmesi,biz saf Türklerin anlayamayacağı bir şey olsa gerektir…
O kadar ki, İstanbul’daki Alman büyükelçisi Von Wangenheim, Avrupalı büyük devlet temsilcilerinin, karşılıklı savaş halinde olmalarına rağmen toplanıp, kapitülasyonların Türklerce tek yanlı ortadan kaldırılmasına ortak tepkilerini örgütler: Bunun üzerine batılı büyük devletler cephelerde karşılıklı savaştıkları halde
Osmanlı hükümetine “ULUSLARARASI DÜZENLEMELERİN TEK YANLI DEĞİŞTİRİLEMİYECEĞİ” notasını verirler.
Dost ve müttefik Alman İmparatorluğunun İstanbul sefiri Von Wangenheim Osmanlı nazırlarını sefaret kapılarında saatlerce bekletir, sonra kabul lütfunda bulunduğunda da ayakta bekleterek aşağılardı. Malumdur ki, devlet yetkililerine yapılan muamele aslında temsilcisi olduğu devlete yapılmış sayılır.
Geçen yüzyılın başından günümüze, Alman diplomasisinin ve diplomasi aktörlerinin yeteneklerinden ve geleneklerinden pek bir şey kaybetmedikleri anlaşılıyor.
Yine Atatürk dönemini hariç tutarsak, bürokrasimizin ve hariciyemizin de Osmanlı’nın çöküş dönemi nazırlarının zilletine benzer bir acz içinde olduklarını seyretmek çok hazin…Büyük Atatürk bu zilletin ve aczin yerine, onurlu, Türk’e özgü dik duruşun mimarı oldu. Ulusal kimliğin, ulusal bağımsızlığın somutlaştığı, başımızın dik, alnımızın açık olduğu bu dönem ne kadar da kısa sürdü.
Şimdi ne yazık ki, Dr. Necip Hablemitoğlu’nun “ALMAN VAKIFLARI VE BERGAMA DOSYASI” adlı, Alman devletinin sivil maskeli suikastinin suçüstü tutanağı incelemesine karşı kudurganlığı,küstahlığı,tam anlamıyla iş üzerinde yakalanmanın paniği değil midir?
Dr. Necip Hablemitoğlu yazdıklarıyla, yaptıklarıyla adeta tek kişilik bir orduydu. Tek başına dost maskeli sırtlanın maskesini düşürmüş, Hans’ın çirkin yüzünü tüm Türk milletine gösterivermiştir. Yine Almanya’daki şer yuvalarında planlanan “Türkiye’nin etnik ve dinsel, mezhepsel parselasyonu projelerinin” yerli ve yabancı piyonlarını ortaya çıkarıvermiştir. Sivil toplumculuk adına orta oyununa çıkan sol,sağ, din maskeli sefilleri, doların, markın, euronun yeşiline tapan yeşilsever mandacıların soysuzluğunu da alemin gözü önüne serivermiştir.
Hablemitoğlu maratonu yüz metre temposuyla koştu. Kemal’in öğretmeni, Kemal’in askeriydi. Türk milletinin, Türk Dünyasının sevdalısıydı. Şehadetiyle de bize en son dersini verdi. Kemal’in öğrencileri, Kemal’in askerleri,Türk milleti, Kocatepe Camisi’nden son yolculuğuna birlikte uğurladılar. Tabuta sarılı al bayrağın hüznü Türk milletinin acısını terennüm ediyordu adeta. Türklük bilinciyle,bilimsel kimliğin,halkına ve geçmişine karşı sorumluluk hissinin bu kadar uyumlu bir biçimde kişiliğinde birleştiren aziz şehit: Kutsal vatan toprağıyla birlikte,sevgili milletinin kalbine gömüldün.



ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002