Oldum olası “soğuk savaş” deyimini anlamakta zorlanıyorum. Soğuk sözcüğünün zıddı olan sıcak sözcüğü de savaş sözcüğünün önüne getirilebilir. Lakin sıcaklık-soğukluk boyutlarında ortada yer alan ılık sözcüğünü, nereye yerleştireceğimi bir türlü beceremiyorum. Soğuk savaş olunca ılık savaşın da olması gerekir.
Ancak soğuk savaş deyimi, 1948’den beri milletler arasındaki düşmanca hareketleri açıklayan; ama gerçek savaş şekline dökülmeyen durumu belirten deyim olarak bilimsel olmaktan çok siyasi bir deyim içeriğine sahip görünüyor. Açık savaş, elektronik-teknolojik savaş, kutsal savaş, iç savaş, ihtilalci savaş, küçük savaş, büyük savaş, kimyasal savaş, nükleer savaş, partizan savaş, psikolojik savaş, sinir savaşı, gerilla savaşı, ekonomik savaş, topyekûn savaş, yıkıcı savaş, yıldırım savaşı, deniz-kara-hava savaşları, kayıpsız savaş vb. deyimlerin çağrışımları bir gerçekliğe vurgu yaparken “soğuk savaş” deyiminin siyasi ve kasıtlı yönü olduğu söylenebilir.
Türkçe sözlükte “II. Dünya Savaşı’ndan sonra doğu ve batı bloklarının zaman zaman savaş çıkarma tehditlerinin bütün dünyada yarattığı gerginlik” olarak tanımlandığı soğuk savaş deyimi, tanımdan da anlaşılacağı gibi bilimsel değil, siyasi bir içerik taşımaktadır. Dünyanın doğu-batı bloğu olarak bölümlenmesi, kuzeyi ve güneyi dışta bıraktığından bütüne değil, parçaya yönelik tek boyutlu bir düşünceye vurgu yapmaktadır. Genel olarak bakıldığında batının Yahudi-Hıristiyan kültürüyle yoğrulduğu, doğunun ise Marksist ideoloji ile Ortodoks-Hıristiyanlık ve Budist milletlerden oluştuğu görülmektedir. Açıkça anlaşılan odur ki Amerika Birleşik Devletleri merkezli bir siyasi ideoloji, kendisine rakip olarak Marksist ve Maocu ideoloji ile Ortodoks Hıristiyanlık ve Budizm’i görmektedir. Soğuk savaş deyiminin içeriğinde İslam ülkeleri yeşil kuşak olarak adlandırılmıştır. Marksist ve Maocu ideoloji ile Ortodoks Hıristiyanlık ve Budizm, Amerika Birleşik Devletleri’nin rakipleri olarak görülmüştür. Diğer ülkelerin bellerine yeşil kuşak veya siyah kuşak takılmıştır.
Sıcak ve soğuk renkler düşünüldüğünde ara renkler de otomatik olarak düşünülür. Ancak soğuk savaş-sıcak savaş boyutlarında ara renk herhalde yeşil veya siyah renk olması gerekir. Komünizm karşıtı ideoloji olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin ileri sürdüğü tezi desteklemek amacıyla üretilen bu deyim, zihinleri bulandırıcı bir etkiye sahiptir. Rusya’nın Çekoslavakya’daki 1948 darbesi sonucu bu deyimin ortaya çıktığı görülmektedir. O zamandan bugüne bu deyimin içeriğinde bazı yozlaşmalar ve aşınmalar olduğu da açıktır. Hele tarihin sonu deyip tarihi kimlikleri, kişilikleri; akıl deyip kendi aklını insanlığa kabul ettiren, yenidünya düzeni diyerek eski dünya düzeni ve eski dünyadaki milletleri huzursuz etmeyi planlayan bir küresel ideolojinin bu terimin arkasına saklanması, esas niyetini gizlemesi hayret vericidir. Soğuk savaş kimin savaşıdır? Bu savaşta piyonlarla şahlar kimlerdir? Yeşil kuşak bölgesindeki ülkeler yeşil savaş mı yapmaktadır? Afrika ülkeleri siyah savaş mı yapmaktadır? Hem ısı hem renk alanları savaş ve kuşak sözcükleriyle birbirine karıştırılarak zihinleri bulandırıcı bir etki yapmaktadırlar.
Soğuk savaşın etkileri en çok kimin zararına olmuştur? Yeşil kuşak takan ülkeler, judo sporundaki hangi kuşakla bu savaşa dâhil edilmişlerdir? Kırmızı, sarı, mavi, gri vb. renk tonlarındaki kuşaklar kimlere takılmıştır? Bilen de bilmeyen de “soğuk savaş” nakaratı söylerken kendi ülkesi ve milletinin durumunu düşünmemeyi öğrenmiştir. Parası çok ve silahı güçlü olanlar, soğuk savaşın zaten sahne gösterilerinin baş aktörleridir. Bazı oyuncular rol gereği nasıl tiyatroda etkisizleştirilirse baş aktörler de beğenmedikleri oyuncuları istedikleri zaman etkisizleştirip değiştirirler. Soğuk savaş aldatmacasının gerisindeki niyetleri, gerekçeleri ve isteklilik düzeylerini akıllıca belirlemek gerekmektedir. Soğuk savaş dönemi denilen dönemdeki sıcak savaşlar, örneğin Vietnam, Falkland, Körfez, Irak, Küba Krizi, Ara-İsrail Savaşı vb. sıcak çatışmalar neden görmezden gelinmektedir? Bu durum kimin işine yaramaktadır? 1947’de İsrail Devleti’nin kurulması soğuk savaş perdesi arkasına gizlenmiş midir gizlenmemiş midir? Dünya barışı demokrasi ile mi yoksa adaletle mi sağlanır? Haksızlıklar demokrasisi anlayışının yaygınlaşması demokrasi ve adalet anlayışlarına zarar vermez mi?
Soğuk savaş deyimini kullanırken genel gerginlik, tehdit ve tehlike kavramlarının içerikleri de göz önünde bulundurulmalıdır. Tek kutuplu, çift kutuplu veya tek blok, çift blok, çoklu blok, merkez ülkesi-çevre ülkeleri vb. terimlerden medet umulmamalı; akıllıca bir ilmî siyaset uygulanmalıdır. Dünyayı komünist blok, özgür blok diye ikiye bölen bir anlayışın kuzeyi güneyi dışta bırakması, yuvarlak olan dünyanın yarısını dışlamak demektir. Dışlayıcı bir özgür bloğun zararı önce kendisinedir. Kavramlarla düşündüğümüze göre soğuk savaşın ne anlama geldiğini ve içeriğinin ne olduğunu bilmeden kullanarak mantık kurallarını uygulamak bilimsel düşünceye terstir. Soğuk savaş konusunda kitaplar yazanlar, senaryo üretenler, komplo kuramları geliştirenlerin ayakları yere basmayan “sanki öyleymiş gibi” yaklaşımları da millî kimlik, kişilik, benlik ve bilinçleri de gerçeklikten uzaklaştırıcı bir işlev yüklenmişlerdir.