Soyulmaya kalkılsa ne para ne altın bulabileceğiniz bir banka hayal edin. Ama bu bankalarda şirketlerin tüm merkez işlemleri dönüyor. Bu bankalar çalışmasa şirketler iflas edebilir. İşte Bilgi Bankaları.
Databank veya datamerkez olarak anlandırılan bu soğuk mekânlar artık şirketler için hayati önem arz etmeye başlamakta. Şu anda şirketlerin çoğunun kendine ait bir sistem odası olarak adlandırılan datamerkezleri bulunmakta.
Fakat bu alanlar hem soğuk olmalı hem hiç elektirik kesilmemeli hem de güvenli olmalı ve hep çalışır olmalı. Bunlarla uğraşmak istemeyen şirketler o zaman dtamerkezlerin yolunu tutuyorlar. Ve en değer verdikleri ana server bilgisayarlarını bu bankalara emanet ediyorlar
BİLGİ BANKASI
Datamerkezlerde sistem bakın nasıl çalışıyor? Siz kendi serverlarınızı yani bilgi işlem servislerinizdeki küçük veya dev boyuttaki ana bilgisayarlarınızı getirip bu datacenterlara bırakıp uzaktan masaüstü sistemi ile sanki yan odanızda imişcesine binlerce km ötedeki datacentera bağlanıp şirketinin 24 saat kesintisiz çalışmasını sağlıyorsunuz.
Datacenterlar size internet çıkış trafiğinizi, elektiriğinizi ve soğuk bir ortamda bilgisayarlarınızın çalışabilimesini güvenli bir şekilde sağlarak sizin, bu iş için harcayacağınız emek, zaman ve para kaybını önlüyorlar.
Şimdiye kadar Türkiye’de pahalı bir fiyat olduğu için birçok Türk kullanıcısı milyonlarca dolar vererek datacenter ve hosting işleri için yurtdışından hizmet almaya devam ediyor.
Bu olay Türkiye’den yurtdışına bir nakit sirkülasyonuna sebep olmakta. Ortalama finansal boyutu ise yıllık 2.500.000 doları bulmaktadır. Türkiye’deki altyapı ve telekom hizmetlerinin ucuzlaması ile Türk şirketleri de artık yavaş yavaş Türkiye’deki datacenterları tercih etmeye başlayacaktır. Şu an için büyük kurumlar tecihlerini artık Türkiye’den yana kullanmaya başlamışlar.
Hizmet için ucuz da olsa ABD’den veya Avrupa’dan hizmet almak mantıklı gelmemektedir. Türkiye’de kurulan bu datamerkezlerdeki serverların arkasında, gigabit seviyesinde internet, güçlü firewall ve kesintsiz bir enerji desteği mevcuttur. Dolayısıyla Datamerkez açmak bile yüklü bir maliyettir.
TÜRKİYE’DEKİ DURUM
Şu anda Türkiye’de birçok işletme yeni yeni büyüyen bu pazara yatırım yaparak farklı bankalar oluşturmaya çalışmakta.
Datacenter kuranların en büyük tüketim kalemi ise soğutmak için harcadıkları elektrik enerjisi olmakta. Çünkü yüzlerce bilgisayarın çalışması ile ortamdaki ısı çok yükseklere çıkmakta. Bunu engellemek için de dev boyutlu soğutma klimaları yapılmakta. Bu da var olan elektrik tüketimini gün geçtikçe katlamaktadır. Türkiye’de yakın gelecekte bu soğutma parasını vermek istemeyenler ise Türkiye’nin en fazla soğuk arazilerinde datamerkez açmaya başlayabilirler. Ya da nehir kenarlarında kendi enerjilerini üretebilien ve elektrik maliyetinden kaçan işletmeler görebiliriz.