Neredeyse tamamı Müslüman olan Türk Milletinin dini inancı İslamiyet olduğu için Türk Milliyetçilerinin de İslamî anlayışa sahip olması son derece tabii ve bir o kadar da mantıklıdır. Fakat bu sonuç da İslamî hassasiyetleri olan Türk milliyetçiliğinin, başka dinlere ve milletlere düşman olduğu hezeyanı da doğurmaz. “Atatürk’ten fazla Atatürkçü” geçinerek onun adına hüküm verip, ahkâm kesenler bilmelidirler ki; Türk Milliyetçiliği tektir ve Atatürk de “Türk” Milliyetçisidir!
En küçük itiraza, muhalefete “bunlar bozguncu” deniliyorsa,
Vatandaşa “ananı da al git” diyerek hakaret ediliyorsa,
Ciddi iç ve dış meselede muhalefetin sesine kulak tıkayarak “siz kimsiniz be” diyerek “posta” konuluyorsa,
Siyasi nezaketi elden bırakıp “senli-benli” konuşuluyorsa,
İddianamesi bile “yılan hikâyesine” dönen bir operasyon düzenlenerek;
İnsanlar mitingler yaptı diyerek “kodese” gönderiliyorsa,
Filanca ile konuşmuş, felanca ile selamlaşmış denilerek derdest edilip “terörist” ilan ediliyorsa,
Emrinizdeki kalemşörler yalan, dolan, iftira üzerine kurulu yazılar çiziktiriyorsa,
Ruhunu Batı’ya satan Batıperestler için “Soros” Operasyonu yapılamıyorsa,
Üç kuruş maaştan milyar dolarlık bir servete kavuşuluyor ve hısım, akraba, eş-dost nemalandırılıyorsa,
Türk Yargısı iğneyi kendine batırınca, her türlü hakaret, tehdit savruluyorsa,
Suç ve suçlu ayırt edilemiyorsa,
İşte orada bal gibi “faşizm” vardır, demokratik diktatörlük vardır! Ve demokrat faşizm hortlamıştır! Gözümüz aydın…
YENİ BİR İSTİSMAR DAHA!
Gün geçmiyor ki, bir kavramın istismar edilip, ideolojik malzeme yapıldığına şahit olmayalım. Gün geçmiyor ki, kendi putlarını yapıp tapanlarca, kavramlar ideolojiye kurban edilmesin… İşte size yeni, hem de gıcır gıcır bir aymazlık örneği…
“Atatürkçü milliyetçilik anlayışı laiktir.”
Bu harikulade(!) tespit 2008 KPSS Genel Kültür sorularından birinin ön bilgisi…
Bu harikulade(!) tespit şahıs milliyetçiliği uyduranların, kavramları ve kişileri istismar ederek, ideolojik malzeme yaptığının çok açık ispatıdır. Bu ilim/irfanla uğraşması gerekenlerin Türk insanın geleceğini ideolojilerine kurban etmesidir.
Türk insanını “muasır medeniyet” kavgası yerine “kör horoz dövüşüne” hapsedenler;
Sanki, şahısların milliyetçiliği varmış gibi…
Sanki, Gazi Mustafa Kemal Atatürk “Türk milliyetçisi” değil, “Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz ve Türk milliyetçisiyiz” dememiş gibi…
Sanki, Türk milliyetçileri din, dil, ırk farkı gözetip, yalnızca kendi dinlerinden olanlara saygı ve sevgi besliyormuş gibi…
Kavramları soysuzlaştırmakta, zihinleri bulandırmaktalar.
Eğer ki, kültürün milliyetçiliğin en önemli unsurlarından birisi olduğunu ve Kültürlerin temelinde dinlerin olduğunu hatırlarsak… Neredeyse tamamı Müslüman olan Türk Milletinin dini inancı İslamiyet olduğu için Türk Milliyetçilerinin de İslamî anlayışa sahip olması son derece tabii ve bir o kadar da mantıklıdır. Fakat bu sonuç da İslamî hassasiyetleri olan Türk milliyetçiliğinin, başka dinlere ve milletlere düşman olduğu hezeyanı da doğurmaz.
“Atatürk’ten fazla Atatürkçü” geçinerek onun adına hüküm verip, ahkâm kesenler bilmelidirler ki; Türk Milliyetçiliği tektir ve Atatürk de “Türk” Milliyetçisidir!
BELEDİYE TARAFSIZMIŞ!
Hatırlayacağınız üzere bir süre evvel Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Selman CAN ile mimarlık tarihimiz üzerine röportaj yapmış ve Ufuk Ötesi’nde yayınlamıştık. Selman Can, Balyanlar’ın bilinenin aksine “mimar değil müteahhit” olduğunu, onlara mal edilen birçok tarihi yapının farklı mimarlar tarafından yapıldığını Osmanlı arşivlerine dayanarak belgelemişti.
Röportajımızdan kısa bir süre önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nce Cemal Reşit Rey Fuayesi’nde “Balyan Ailesi'nin Mimarideki Rolü” isimli fotoğraf sergisi düzenlemiş ve sergide “mimar olmayan” Balyanlar’, Dolmabahçe ve Çırağan Sarayı, Ortaköy Camii, Rami Kışlası gibi birçok önemli tarihi yapının mimarı gibi gösterilmişti. Başkanı mimar olan Büyükşehir Belediyemizin bu tarihi ve mimari yanlışını garipsemiş, “konu hakkında bilgileri yoktur” diyerek iyimser düşünmüştük. Yetkililere, “mesuliyet duygusu” içerisinde hareket edeceklerini ümit ederek, röportajın tam metnini yollayıp yanlışa dikkat çekmiştik. Nihayet “birkaç ay” sonra belediyemizden bir cevap geldi. Büyükşehir Belediyesinin güzide yöneticileri yolladıkları cevapta, Osmanlı arşivlerindeki belgelere dayanarak ortaya çıkan gerçeklere “söylenti”, “tartışma konusu” diyerek “taraf olmadıklarını” söylüyorlar. Başkanı mimar olan Belediyemizin “buram buram bilim kokan” cevabını buyurun siz okuyup, yorumlayınız…
“Sn. Bayram AKCAN,
Belirtmiş olduğunuz sergi Büyükşehir Belediyesi desteğiyle sergilenmiştir. Yapılan etkinlik çerçevesinde ortaya atılan Balyan Ailesinin mimar olmadıkları yönündeki söylentiler bir tartışma konusu olup, Büyükşehir Belediyesi bu tartışmalara taraf değildir.”