Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Geniş Açı

 
Ali Arif Esatgil

Hırsız köylü olunca


Hadi diyorum, hırsız köylü olunca tek celsede işi bitiren bu hızlı mekanizma, usulsüzlükleri belirlenen bankacılar, GMS operatörleri, sigortacılar, yükleniciler, milletin kanını emenler için de kolları sıvasın. Valla ben bir değil, bin kere utanmaya hazırım. Kalemimi kırmazsam namerdim…

Ne zaman bu ülke üzerine iki laf etmeye kalkışsam, anında mahcup düşüyorum. Yüzüm kızarıyor, utanıyorum. Yine öyle oldu. Gerçeklerle, yazdıklarım sürekli çelişiyor. Bir anlamda 'tekzip' yiyorum. Bu ay yine korktuğum başıma geldi. Sen misin 'denizin bittiği'nden, 'helvanın dibinin tuttuğu'ndan dem vuran!
Daha yazının mürekkebi kurumadan şamar gibi bir haber ekranda belirdi. Meğer bu ülkede çalma, çırpma, tokat, yetim hakkı yeme, kamudan geçinme gibi aşağılık eylemler, yapanın yanına kâr kalmıyormuş. Kimse öyle gerine gerine "karda yürür, izimi belli etmem' havalarına girmesin. Amiri, memuru, zaptiyesi, hafiyesi ülkemin tüm etkili ve yetkili kişileri 'hırsızlar'ın, 'arsızlar'ın peşinde (!)
Haberi okuyunca siz de benim gibi sevinsek mi, üzülsek mi diye hayli düşüneceksiniz. Zira bu kez vurgunun kahramanları 'köylüler'… Hâl böyle olunca, 'bu işler köye kadar uzandı mı?' diye sormadan edemiyorsunuz. Öte yandan olayın ortaya çıkmasında kullanılan yöntemi öğrenince, şaşkınlığınız daha da artıyor.
Efendim, olayın özeti şu: Tahıl ektikleri halde, daha fazla destek primi almak isteyen Diyarbakırlı 450 çiftçi, devlete verdikleri beyanda ürünü 'pamuk' olarak göstermiş. Öyle ya, dağ başındaki tarlaya kim gelip bakar, ne ekilmiş diye…
Koca şehirler kaçak gökdelenlerle donatılıp, vergi yüzsüzleri lüks yatlarla caka satarken, kamu bankasından alınan krediyle medya patronluğuna soyunulurken, sürekli zarar gösterilip, banka hesaplarında trilyonlar biriktirilirken, halkın birikimleri kene gibi emilirken… Kim dönüp iki cıbıl köylünün yaptığına bakar?..
Yüzümü kara çıkaran hadise işte burada devreye giriyor: Sen misin, devleti dolandırmaya kalkışan! Tarlaların görüntüleri uydudan alınıyor ve mahkemeye sunuluyor. Karar: Suçu sabit görülen çiftçilerin ikişer yıl hapis cezası ile tecziyelerine…
Bir olay, birkaç ders… Her şeyden önce memleketi bir virüs gibi saran 'yolsuzluk, suiistimal ve vurgun' hadiselerinin artık köylere kadar indiği acı gerçeği… Bir başka ders, devlet isteyince 'işi kılıfına uyduramamış' zanlılara tek celsede fatura kesebiliyor… Asıl ders bana… Öyle ulu orta ahkâm kesme. Baki kalan bu kubbede bir hoş seda, yoksa yapılan hırsızlığın yapanın yanına kâr kalması değil (!)
Nitekim bu yöndeki olumlu gelişmeler geçenlerde gazetelere yansıdı. Maliye Bakanlığı gelirler kontrolörlerinin yaptığı sektör incelemeleri herkesin bilip de kulağının üstüne oturduğu bir gerçeği, vergi kaçakçılığını yeniden gündeme taşıdı. Çalışmalar gösterdi ki, bankalardan, cep telefonu firmalarına, yabancılara mülk satanlardan, sigorta acentelerine kadar herkes vergi kaçırıyor. 17 sektörü inceleyen uzmanlar, bunların tamamında vergi kaçakçılığı tespit etti… Rakamlarla kafanızı şişirmeyeyim. Gazetelerde etraflıca yer aldı zaten…
Lafı şuraya getireceğim: Hani köylüye 'uydu fotoğraflarıyla' suçüstü yapıp, ikişer yıla mahkûm eden adalet var ya… Yahu şu yüzümü kızartan asil hareketten söz ediyorum… Valla ben yine utanmak, pancar gibi kızarmak istiyorum…
Hadi diyorum, hırsız köylü olunca tek celsede işi bitiren bu hızlı mekanizma, usulsüzlükleri belirlenen bankacılar, GMS operatörleri, sigortacılar, yükleniciler, milletin kanını emenler için de kolları sıvasın. Valla ben bir değil, bin kere utanmaya hazırım. Kalemimi kırmazsam namerdim…
Fakat bu asla olmaz… Çok iyi biliyoruz ki, bu işe soyunanlar karda yürüyüp, izini belli etmeyen tilkilere pabucunu ters giydirecek cinsten insanlardır. Çok sıkıştıklarında, mahkeme önünde "Emekli maaşımla geçiniyorum" diyecek kadar zavallıdırlar… Dolayısıyla…
Ey aziz okurlar, yakın vadede yüzümü kızartacak bir gelişme beklemiyorum… Rahat olun. Bu kirli oyunun kumaşından bir ip çekilse hepsi birden döküleceği için, kimse kimsenin ipini pazara çıkaramayacaktır… Siz de rahat olun…
Köylüler mi, eh onlar da uslu dursun canım… Hallerine bakmadan Hasandağı'nda oduna gitmeleri gerekmiyor yani…


aliarifesatgil@hotmail.com

Bu yazı toplam 3937 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002