Türkiye şu anda “küresel krizin pençesinden nasıl kurtuluruz?” sorusunun cevabını tartışacağı yerde, ülkedeki suni kamplaşmalarla uğraşmaktadır. İşte bu aşamada basın ve aydınlarımıza da büyük görev düşmektedir. Aydın sorumluluğu bunu gerektirmektedir. Aydın kamplaşmalara taraf olan kişi değildir. Aydın, toplumdaki kötü gidişe “dur” diyecek çözümleri üretebilen kişidir.
Türkiye’de bir türlü gerginlik bitmiyor. Politikalarını gerginlik üzerine kuranlara bu ülkede daha çok ekmek var. Vatandaş bu gerginlikten nasıl zarar görürmüş, ülke uçurumun eşiğine gelirmiş kimsenin umurunda değil. Gerginlik olsun da nasıl olursa olsun. Toplum kamplara bölünsün, bu kampların başlarını çekenler bu rantı toplayanlar. Onun için iki tarafında işine gelen bir politika bu…
Gerginlik olursa insanlar ekonomideki kötü gidişi de görmüyor. Ülkenin idare edilemeyişini de… Türkiye’de yıllardır bir başörtüsü gerginliği yaşanıyor. İktidar bu sorundan her zaman rant elde etmeyi adet haline getirmiş. Muhalefette karşı cepheden rant elde ediyor. Ama olan ortadaki vatandaşa oluyor. Türk insanı üzerine oyun oynayanlar her zaman vatandaşımızı kamplara bölmeyi başarıyor. Anayasa mahkemesinin son kararıyla da yeni bir gerginlik ortamına daha sürükleneceğiz. İktidar da muhalefet de bu gerginliği düşürme yolunda en ufak bir adım atmıyor… Çünkü gerginlik en çok onların işine geliyor.
Ama kamplara bölünmüş bir Türkiye’nin geleceği karanlık olur. Bu kamplaşmayı en kısa sürede durduracak ve toplumsal barışı sağlayacak adımları herkesin atması lazım. Bu kamplaşmaların faturasını bu ülke çok acı ödedi. Bu acıları toplumumuza bir kez daha yaşatmaya kimsenin hakkı yok.
Küresel sermaye ülkemizi ciddi manada sarsmaya başladı. Küçük esnaf ve sanayici yok olmak üzere… Üretim her alanda durmuş, üretici kan ağlar hale gelmiş. Her gün birçok işyerinin kepenkleri inmekte…
Ülkenin bu kadar sıkıntılı bir döneminde siz tutun yeni gerginliklere yelken açın… Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Köksal Toptan’ın başbakan Erdoğan’a, “Ülkedeki gerilimi düşürmek bizim görevimiz. En büyük katkı da sizden gelir” sözü gerçekten önemli… Şimdi ülke başbakandan bu gerginliği düşürecek adımları beklemektedir.
İnsanımızın inançlarını rahatlıkla yaşayabileceği ama bunu gerçekleştirirken de toplumdaki gerginliği artırıcı tutum ve davranışlardan kaçınılacağı bir ortam oluşturulmalıdır. Yine inançlarını yaşayan insanların üzerinde de baskı oluşturulmamalıdır.
Türkiye şu anda “küresel krizin pençesinden nasıl kurtuluruz?” sorusunun cevabını tartışacağı yerde, ülkedeki suni kamplaşmalarla uğraşmaktadır.
İşte bu aşamada basın ve aydınlarımıza da büyük görev düşmektedir. Aydın sorumluluğu bunu gerektirmektedir. Aydın kamplaşmalara taraf olan kişi değildir. Aydın, toplumdaki kötü gidişe “dur” diyecek çözümleri üretebilen kişidir. Yine basınımız da kamplaşmaları körükleyecek haberlerden vazgeçmeli, birleştirici ve bütünleştirici haberlerle toplumsal barışa katkı sağlamalıdır.
Önümüzdeki günler çok önemli gelişmelere gebe… AKP’nin kapatılması davası başta olmak üzere, Anayasa mahkemesisin kararı daha çok tartışılacak. Tabiî ki bu tartışmalara daha mahkeme önüne bile çıkmayan “Ergenekon” adı verilen dava da eklenecek. Yaklaşık 11 aydır mahkeme önüne çıkmayı bekleyen sanıklar daha suçlarını bile öğrenmiş değiller. İşte Türkiye’yi gerginliğe götüren bu davranışlardır. Biran önce bu davaya başlanılmalı, suçlu suçsuz ortaya çıkarılmalıdır. Kamuoyunun merakla beklediği bu davada bütün gerçekleri toplumumuz görmek istiyor.
DİLAVER AĞABEYİ’N SON YOLCULUĞU
Büyük şairimiz Dilaver Cebeci’yi son yolculuğuna, ebedi istirahatgâhına uğurladık. “Türkiyem” şiirinin yazarı, Seyyah-ı Fakir Evliya Çelebi artık gönüllerimizde yaşayacak. Onun şiirleri, onun yazıları gençliğimize milli bir ruh vermeye devam edecektir. Dilaver Cebeci ağabeyimizle ilgili yazarlarımız geniş bir şekilde tahliller yaptılar. Bu tahlilleri gazetemizin sayfalarından bulacaksınız. Ben burada sadece bu büyük insan, fikir ve dava adamına Allah’tan rahmet, yüce Türk milletine de başsağlığı diliyorum.
Dilaver Cebeci’yi son yolculuğuna uğurlarken hep şunu düşündüm, dünyada kalıcı eserler bırakmak, adam gibi adam olmak kolay değil. Dilaver Cebeci o zoru başarmış bir insandı.
Güzel insan, ruhun şad, mekânın cennet olsun.