TRT Genel Müdürü İbrahim ŞAHİN, tek parti iktidarının güçlü yetkilerle göreve getirdiği bir bürokrat. Türk Milleti TRT’nin Türk Kültürüne, örf ve adetlerine, geleneklerine göreneklerine, ahlakına, İslam’a uygun bir yayın yapmasını bekliyordu. Daha İbrahim ŞAHİN göreve başlamadan Devlet Bakanı “Ermenice yayın yapacağız”, Başbakan “Kürtçe yayın yapacağız” demeye başladılar.
İslâm İslâm’dır, ılımlısı, sıcağı, soğuğu, olmaz diyeceksiniz. Hem ılımlı İslâm, hem de “Ilımlı İslâm Yayıncılığı” var. Adı da TRT. Biliyorsunuz AKP, içeriden ve dışarıdan çok büyük bir destekle iktidara geldi. İcraatlarında bu iki desteği yapanlara sadık kalmaya çalışıyor. Bir aceleciliktir almış başını gidiyor. ABD Türkiye’de ılımlı İslam’ı AKP ile yerleştirmeye çalışıyor. AB, arzularını AKP ile adım adım gerçekleştiriyor. AKP, AB’ yi ve ABD’yi arkasına olarak ayakta kalabileceğine inanıyor. Ortada bir ikiyüzlülük var, olan Türk Milletine oluyor. Güvendiği, oy verdiği yöneticiler dış güçlerin maşası oluyor. Kurumlar Türk Milletinin değil, AB ve ABD’nin, küresel sermayenin menfaatlerine göre yeniden şekillendiriliyor. Kadrolaşma buna göre yapılıyor.
TRT Genel Müdürü İbrahim ŞAHİN, tek parti iktidarının güçlü yetkilerle göreve getirdiği bir bürokrat. Türk Milleti TRT’nin Türk Kültürüne, örf ve adetlerine, geleneklerine göreneklerine, ahlakına, İslam’a uygun bir yayın yapmasını bekliyordu. Daha İbrahim ŞAHİN göreve başlamadan Devlet Bakanı “Ermenice yayın yapacağız”, Başbakan “Kürtçe yayın yapacağız” demeye başladılar. Önceki Genel Müdür Şenol DEMİRÖZ göreve başlamadan Yeni Şafak gazetesinde çıkan bir yazıyı hatırladım. “Yeni Genel Müdürün ilk işi Kürtçe Yayını başlatmak olacak” diyordu bu haber. Anlaşılan TRT’ye Genel Müdür olacaklardan “Ermenice, Kürtçe yayın yapacaklarına” dair bir taahhüt alınıyordu. Onlar da gelir gelmez, “TRT’yi BBC yapıcağız ”la başlayan söylemlerle asıl maksatlarını gizliyordu. Ermenice, Kürtçe yayınların AB’ye verilen sözlerle (Ana dilde eğitim, ana dilde yayın) ilgili olduğunu düşünüyorum. Ülke ve devlet baskı altına alınmış olabilir, bu sözlere uygun icraatların yapılması kaçınılmazdır. Bunu anlayabiliyorum. Ama anlayamadığım, idrakime, havsalama sığmayan bir konu var; bir yandan bu baskılara göğüs gerer, diğer yandan da Türk Milletinin ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun yayın yaparsınız. Halkınızı aydınlatmaya, yol göstermeye çalışırsınız. Elinize geçen her fırsatı halkınızın menfaatlerini korumak için kullanırsınız. Hayır, böyle olmuyor. Bu gidişle de TRT’de Türk Milletinin menfaatlerine uygun bir yayın yapılmayacaktır. Neden mi? İbrahim ŞAHİN’in başlattığı, yeni yayın döneminde yayınlanmak üzere sipariş verdiği programlara bakılması her şeyi açıklıyor.
Önce Enine Boyuna, Ezber Bozan, Gündeme Dair gibi yeni başlayan programlara bakalım. Bunlar, devam eden davalar hakkında konuşmak da dahil olmak üzere, suç işleyen, TRT yayın ilkelerine aykırı yayın yapan, RTÜK’ün TRT’yi cezalandırmasına bile yol açabilecek programlar. Yine üçüncü sınıf televizyonların bile itibar etmedikleri şiir programı vb. programlar da nerde çaptan düşmüş ipten kazıktan kurtulmuş, fikri zikri belli adamların yuvalanma mekânı olmuş. İkide bir kendisine iltifat edip lütfedip ekrana taşıyanlara laf atan, kendini beğenmekten başka bir şeye yaramayan tipler. Uzmanlığı kendinden menkul jüriler. Halk Oyunları, Türk Müziği gibi değerlerimiz üzerine kurulan oyunlar, insanın midesini bulandırıyor. Türk Kültürüne hizmet edeceğim diye Türk Kültürünü tahrip et, ezber bozacağım diye Türk Milletinin kafasını karıştır, Türk Milliyetçiliğine saldır. Anlayacağınız ortada “Türk kaşığıyla ecnebi herzesi yedirme” vaziyeti var.
Daha bitmedi: TRT Genel Müdürü İbrahim ŞAHİN, 15 Eylül 2008 -14 Haziran 2009 yayın döneminde yayınlanmak üzere 120’nin üzerinde program sipariş etmiş. TRT yapımcılarının bu siparişlere cevap vermesini beklediğini sanmıyorum. Çoğu bir devlet kanalında yapılabilecek programlar değil. Hatta üçüncü sınıf bir televizyonda bile bu programların çoğu yaptırılmaz, yayınlanmaz. Benim tahminim, siparişi verilen programların çoğu bir yerlerde yapılmış bekliyor ve yönetim, bu programları, TRT’de yaptıramadık, bari dışarıya yaptıralım diyerek satın alacak. Neresinden bakarsanız kârlı bir durum. Yapımcı kârlı, kurum kârlı, yöneticiler kârlı. Zarar gören ve görecek olan sadece seyirci. Bunları yazarken abarttığımı zannetmeyin. Siparişleri görenler söylüyor. Bazıları zaten TRT tarafından daha önce yaptırılmış programlar. AKP borazanlığı için istenen programlar hemen dikkat çekiyor. Bol bol konuşma ve uzmanlığı kendinden menkul uzmanların sohbetleri isteniyor. İnanır mısınız, derin devlet için, hatalar için program yaptırılıyor. Halen yayında olan programların bazıları bile sipariş verilmiş. Bir konuda üç-beş ayrı programın yapılması istenmiş. Türk Tarihi ve Türk Büyükleri ile ilgili göstermelik programlar da bu listede yer alıyor. Türk Dünyası ile ilgili nazarlık iki program konulmuş, sipariş programların içinde yer alan ve küresel sermayeye, kültür emperyalizmine hizmet edecek programlar yapılmasının istenmesi ise akıllara durgunluk veriyor;
Edit Piaf, Andrei Tarkovsky, Krzysztof Kieslowski, Beatles, Bob Dylan, Joan Baez, Martin Heaidegger, Martin Luther King, Bob Marley, Cat Stevens, Romy Schneader’in hayatı, eserleri ve düşünceleri İslamcı (!) AKP’nin TRT’si tarafından programlaştırılacak. Ya da hazır yapılmış da alınıp yayınlanacak. Tabii Vatikan’ın dinler arası diyalog konsülünün uzantısı programlar da var. Anadolu Kardeşliği ve dinler arası diyalog da programlaştırılacak. Antik Anadolu kentleri ile ilgili programlara yeniden başlanıyor. Anadolu şiir tarihi, destanlaşmış mitolojik aşk hikâyeleri, hatta Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen Hac Dağı Kilisesi ve Noel Baba ve Snt Nikolas da unutulmamış. Sağ gösterip sol vurmak diye buna denir.
İslam Dini ile ilgili bir kaç program var: “Bir sunucu ile Fıkıh konusunda etkin ismin yer alacağı enteraktif canlı olarak stüdyo programı yaptırılıyor. Sunucu olarak bir özel kanalda Peygamberimizin gördüğü rüyaları anlatan adamın kullanılmasını tavsiye edeceğim! Kurban ve Hac bir diğer dini program. Hüseyin Hatemî hocamız ise uzun soluklu bir hayvan programıyla huzurumuza gelecek!
Belgesel programları içinde yepyeni orijinal belgeseller de var! 13 Bölümlük Romanlar, Dengbejler (özellikle bu program Kürtçü çevrelerin emellerine hizmet edecek.).. Özellikle bir duygu durumu olan aşkı ve yaşayış biçimi çeşitli boyutlarıyla ele alacak belgeseli çok merak ediyorum.
Doğrudan adresi belli Müzik-Eğlence programları ile dostlara kıyak çekilmeye devam edilecek. Siparişler şöyle: “Murat ÇELİK tarzında bir müzisyenin sunacağı…”, “ Deniz ARCAK ve Halil NECİPOĞLU gibi isimlerin birlikte sunacağı…” Yahu kardeşim başka sanatçı yok mu? Yapımcı başka özgün bir sunucu kullanamaz mı?
Ilımlı İslam stratejistlerinin ürettiği projelerin neredeyse tamamı tek tek tartışılır projeler. Üzerinde sayfalarca yazılabilir ama yazmayacağım. Sadece şunu söylemek istiyorum: Eğer sizin ufkunuz buysa yazıklar olsun. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını, örümcekli kafanızdaki maksatlı programlarla, bu programlara kılıf olsun diye ürettiğiniz göstermelik emperyalizm uşaklığından ibaret programlarla yiyeceksiniz. Allah, burnunuzdan fitil fitil getirir. Bu kafa, savaş halindeki gaflettedir, ihanet içindedir. Beni iğrendiriyor. Türk Milletinin gözünün içine baka baka yapılan işleri gördükçe... Vah zavallı milletim. Vah zavallı TRT. Allah TRT çalışanlarına sabırlar versin.