Kutuplardan bize doğru yaklaşmakta bir felaket,
Yurdumuz da çölleşiyor bu kötü sona işaret…
Sağırlaşan vicdanlara dert değil dünya umarı,
Küresel çapulculara vız gelir doğa şamarı.
Gözlerinde at gözlüğü, buzlu-camdan sanal perde;
Entel gaydası çalmakta balaban yetkililer de…
Bela geliyorum derken boşa kürek çekmekteler,
Acil eylem pilanını hasır-altı etmekteler…
Elle gelen düğün bayram, intihar kaderciliği;
İnsanlığın baş sorunu bence beyin kirliliği…
Isınan yer küremizin dengeleri bozulmakta,
Önlem alınacak yerde yaraya tuz basılmakta.
Bir yanda dolu-dizgince bilgi-iletişim çağı,
Öbür yanda, kan emici süper güç bir kabadayı…
Uyduruk bahanelerle kendine hedef seçmekte,
Örümcek-ağı yöntemle Türklüğe kefen biçmekte…
Kim, nasıl neşter vuracak, kangıren olan bu derde?
Nerde bahadır otacım?
Hani Lokman Hekim, nerde?
Mademki ezelden beri dünyanın formatı Türkçe,
Bu deli-bozuk gidişe çare de Türk Gençliğinde.
O’nun asil kanında var, muhtaç olduğu güç, kudret,
Silkinip özüne dönse, bitecek cihanda fetret…
Uyanmalı Türk budunu, O’ndadır evren umarı;
O’nda bütün insanlığın ortak erdem şahdamarı…
Bir kere taşmaya-görsün o kaynaktan em pınarı,
Volkan yürek karlı dağlar, coşturur bengisuları…
Şanı büyük yüce millet, sana yakışmıyor zillet!
Sen ki sensin, Bilge-Türk’sün! Sen ki sensin, Atatürk’sün!
Nasıl bağdaşır adınla gaflet, dalalet, hıyanet…
Eyy Türk oğlu, eyy Alp-erim,
Öğün, çalış, güven, kıvan!
Gerisine Allah kerim…
Tarihteki payın kadar,
Yarınlarda mirasın var,
Çağı Türkçe oku derim!
Gâzi’den sana emânet gençliğe hitâbesine,
Dara düştükçe dönüp bak, ders çıkar içercesine!
O’ndan dört dörtlük uyarı, gerçek dost-avazı dinle!
Anla günün şartlarında tıpkıbasım kurguları
Ve elinle koymuş gibi bul, dağıt ağ örgüsünde,
Beyinlere tuzaklanmış çetrefil şer pusuları!
Su uyur, düşman uyumaz, gaflet haram dercesine,
Kovarak öz benliğinden yad-yabanıl arzuları,
Kelle koltuğunda gezen efsane bir ercesine,
Soylu bilincinde berkit, düşmana dert pazuları !..
Alpakut, arslan Yiğidim
Dağlara yaslan Yiğidim,
Seni uykuda gördükçe
Gönlümü sisler basar da
Bu nasıl destan Yiğidim ?
Uyan, depren Can-Yiğidim,
Devranına heyy,
Dermanına hey!