Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Göğe Merdiven

 
Aybars Fırat

Yarınları inşa etmek


Şehirleşme işini, biz beceremedik. Bundan sonra kurulacak şehirlerimiz için belki bir kurtuluş ümidimiz var. Ama mevcut şehirlerimiz hayat kalitesine uygun değil. Birbirinin üstüne kibrit kutusu gibi yığılmış binalardan oluşan şehirlerimizde, maalesef estetik, zarâfet, huzur, sağlıklı yaşama, yüksek eğitim seviyesi, gelenekleri koruma gibi endişelerden uzak bir kentleşme görülüyor.

Sayın Turgut Altınok’a
Otuz yahut kırk yıl sonra Türkiye’de kuraklığın baş göstereceği söyleniyor. Yüksek bir ihtimalle, maalesef, bu öngörü doğrulanacak. Bunu bile bile boş oturacak mıyız? Neden kuraklık olacak? Ne gibi tedbirler alabiliriz? Her alanda kuraklık çektiğimiz şu günlerde bunları düşünmek bir fantezi gibi gözükse de bazı düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
Şehirleşme işini, biz beceremedik. Bundan sonra kurulacak şehirlerimiz için belki bir kurtuluş ümidimiz var. Ama mevcut şehirlerimiz hayat kalitesine uygun değil. Birbirinin üstüne kibrit kutusu gibi yığılmış binalardan oluşan şehirlerimizde, maalesef estetik, zarâfet, huzur, sağlıklı yaşama, yüksek eğitim seviyesi, gelenekleri koruma gibi endişelerden uzak bir kentleşme görülüyor. Kullanılan malzemeler, asfaltlarımız, çatılarımız ısıyı bünyesine hapsediyor. Boğucu sıcaklıklara sebep oluyor. Kirli hava, yanlış yerlerdeki yapılaşma hava akımlarını engelliyor. Bu da şehirlerimizin süratle ısınmasına sebep oluyor. Büyük şehirlerimizdeki bu ısınma yağmur, kar yağışının da dengesini bozuyor. Şehirlerin su ihtiyacının karşılanması için büyük miktarda yeraltı suları harcanıyor. İntihardır bu. Bizim derhal temiz, estetik ve sağlıklı şehirler kurmamız gerekiyor.
Kurulacak bu şehirlerde kullanılacak suyun, mümkün olduğu kadar tasarruflu kullanabilmesi için düzenlemeler yapılması lazım. Hem çevrenin yeşil olması, hem insanların yeterince su bulabilmesi için uygun düzenlemeler yapılmalı. En az su kullanarak en fazla verimin nasıl elde edilebileceğine bakılmalı. Sadece insanların suyu nasıl tasarruflu kullanacağını öğretmek yetmez. Başka teknik düzenlemelerin de yapılması gerekiyor. Hayatın her alanında yeniden durup düşünmemiz ve çözümler üretmemiz lazım.
Büyük şehirler için barajlarda toplanan su, yeraltına inmediği, yer altı sularımız süratle çekildiğinden kuraklık kaçınılmaz. Bunun için acilen tedbirler alınmalı. Mesela kanalizasyon sistemi değiştirilmeli. Şu anda kullanılan sistemde bütün atıklar, yağlar, sular tek bir yoldan atılıyor. Bunun yerine üçlü, dörtlü, beşli kanalizasyonlar yapılmalı. Birinden deterjanlı, değerinden deterjan kullanılmayan suların atılabilmesine imkân tanınmalı. Yanmış mutfak yağlarının sularımızı nasıl zehirlediğini hepiniz biliyorsunuz. Yanmış yağlar ayrıca atılabilir. Bu belki belediyelerimize ek mali külfet getirecek. Ama en azından tabiata geri döndürülebilecek suların kazanılmasına fırsat verecektir. Banyoda, çamaşır ve bulaşıkta kullanılan sabunlu, deterjanlı suların arıtılarak tabiata döndürülmesi gerekmektedir. Şu anda meyve yıkadığımız su da, tuvalet temizliğinde kullanılan asit de aynı kanalizasyona karışıyor. Hem sularımız, hem toprağımız kirleniyor, mahvoluyor. Yağan yağmurların biriktirilmesi için ev, sokak mimarisini vb. değiştirmemiz gerekiyor. Bu suların kesinlikle ayrı bir kanalizasyonda toplanması ve kullanıma sunulması sağlanmalı. Evlerdeki banyo düzeninin de değişmesi lazım. Belki duş sistemini kaldırıp, hamam kurnası sistemine geri dönülmesi gerekiyor.
Şehirler büyüdükçe su ihtiyacı artıyor. Barajlar kurudukça özel su işletmeleri de çoğalıyor. Nadir su kaynaklarımızın yanı başına tesisler kuruluyor. Yakın gelecekte Allah korusun, küresel kuraklık baş gösterdiğinde, emin olun bu tesislere askeri alanlar olarak el konulabilir. Çünkü bütün insanlar, büyük devletler bu su kaynaklarına hücum edeceklerdir. Zaten ABD’nin, AB’nin Ortadoğu ve Türkiye için hazırladıkları bölme, parçalama işlemlerinin altında biraz da bu su kaynaklarına hakim olma mücadelesi yatmıyor mu?
Devletin, üniversitelerin, uzmanların, aydınların, basının, olur olmaz lüzumsuz konularla ilgilenmeleri, bugün ve yarını kotarmak yerine, yarınları inşa etmeleri gerekmez mi? Havamızı, suyumuzu, toprağımızı korumaz, geliştiremezsek gelecek on yıllar felaketimiz olacaktır.
Bütün bunları suya sabuna dokunmayan bir yazı yazmak için kaleme almadım. Mesela gündemdeki konu Ergenekon'dan bahsetmeyi bir basın mensubu olarak hukuka aykırı bulduğumu, başta devlet televizyonundaki Enine Boyuna, Gündeme Dair programları olmak üzere bu konuda peşin hüküm mahiyetindeki yayınlara son verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Tutuklu ya da tutuksuz gözaltına alınanlar hakkında mahkeme yasağı varken konuşulmasını doğru bulmuyorum. Bu konuda TRT başta olmak üzere basın organlarını hukuka saygıya davet ediyorum. Ayrıca geciken adaletin, oluşturulamayan iddianamenin de hukuk üzerinde gölgeler oluşturduğunu düşünüyorum. Devlet vardır, hukuk vardır ve er geç tecelli edecektir. Birtakım şarlatanlar bunu sulandırmak istese de bu böyledir. Türk Milleti sonsuza kadar var olmaya devam edecektir.


aybarsfirat@yahoo.com

Bu yazı toplam 3394 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002