Bir de başka eskiler var… Adını duydukça bile tiksiniyorum…
Son zamanlarda daha sıklıkla gazete ve televizyonlarda kendilerine yer bulmaya başladı… Hiç hak etmedikleri bir etiketi yakalarına takıp, bir dönem hasbelkader aralarında bulundukları veya hiç tanımadıkları halde nemalandıkları kişilere hakaret yağdırırlar… Güya güleç yüzlü iyimserdirler… Gençlere “ağabey” olarak yaklaşırlar, akıllarınca nasihat verirler… Her şeyi onlar bilir, çok tecrübelidirler (!)…
Eskileri sever misiniz?
Bazıları antika değerindedir, paha biçilmez… Bazıları ise çöpten beterdir, kokudan yanına yaklaşılmaz…
Bir de başka eskiler var… Adını duydukça bile tiksiniyorum…
Son zamanlarda daha sıklıkla gazete ve televizyonlarda kendilerine yer bulmaya başladı… Hiç hak etmedikleri bir etiketi yakalarına takıp, bir dönem hasbelkader aralarında bulundukları veya hiç tanımadıkları halde nemalandıkları kişilere hakaret yağdırırlar…
Güya güleç yüzlü iyimserdirler… Gençlere “ağabey” olarak yaklaşırlar, akıllarınca nasihat verirler… Her şeyi onlar bilir, çok tecrübelidirler (!)…
Kimlerden mi bahsediyorum… Kendilerine “eski ülkücü” etiketini yapıştıran talihsizlerden…
Öncelikle bir gerçeğin altını çizmek lâzım…
Ülkücülük; erdemdir, büyüklerini saymak, küçüklerini sevmek, şerden kaçmak, hak peşinde koşmaktır… Bu arada başka görüşlere, farklı düşünen insanlara da saygı duymaktır.
Ülkücülük; idealdir, Türkiye’yi ve Türk dünyasını ayağa kaldırma idealidir, bağımsız olma sevdasıdır… Köleliğe, teslimiyetçiliğe karşı koymadır…
Ülkücülük; namustur, dürüstlüktür, özveridir…
Kısaca ülkücülük; hayattır, kişiliktir, adam olmaktır…
Bu sebeple, ülkücünün eskisi olmaz… Eski ülkücü yoktur.
Bir insan ya ülkücüdür, ya değildir… Bunun lamı cimi yok…
Ülkücülük bir gömlek değildir ki, istediğin zaman giyip istediğin zaman çıkarasın…
Bir insan ülkücülük şerbetini içerse, onun için başka yol yoktur… Gerisi hikâyedir…
Eğer bir kişi ben “eski ülkücüyüm” diyorsa, o ülkücülük şerbetini içememiş ya da hazmedememiştir…
Bazılarının fikir anlayışı, dün söylediklerini bugün inkâr etmek; bugün söylediklerini de yarın yalanlamak üzerine kurmuş olabilir… Gömlek gibi fikir de değiştirebilir… Hatta bu değişikliğe kılıf da uydurabilir… Bu, o insanların sorunu…
Gazetelerde televizyonlarda “eski ülkücü” etiketiyle nutuk atanlara aldırmayın, ciddiye de almayın…
Kirli işlerle uğraşıp da kendilerini savunmak için ben de “eski ülkücüyüm” diyenlere de prim vermeyin, yanınıza bile yaklaştırmayın…
Ülkücünün; doğruluktan, dürüstlükten, haktan başka işi olmaz… Kirli işlere bulaşanların da ülkücülükle uzaktan yakından hiçbir bağı olmaz, olamaz…
Şunu da belirtelim… Ülkücü olmak için illa şu veya bu partide olmak gerekmez… Ülkücü karakterli, ülkücü düşünceli, ülkücü kişilikli iseniz ve ülkücü gibi yaşıyorsanız sorun yok…
Ama ülkücülükle bağdaşmayan, ülkücülüğe karşı duran parti, kurum ve derneklerdeyseniz o zaman iş başka… Kime ve niçin hizmet ettiğinizi iyi düşünün…
Kendilerini “eski ülkücü” diye tanıtanlara da bir sözüm olacak…
Bölücü terör örgütünün bile dillendiremediklerini söyleyeceksin, Diyarbakır’ın adı Amed olabilir diye emir buyuracaksın… Türk düşmanı, tescilli hain Barzani ile aranda su sızmayacak, hatta ortak iş bile kuracaksın… Bölücü teröristlere af hazırlığında olanlara el altından destek olacaksın… Türkiye’yi manda, Türk milletini de köle yapma uğraşı veren AB ve yandaşlarını destekleyeceksin… AB’nin fonlarından besleneceksin… Ülkücü düşmanı partilerin, derneklerin payandası olacaksın… Ve daha bunun gibi bir sürü zırvalığın içinde bulunacaksın, sonra da “eski ülkücü” etiketini kullanacaksın…
Biraz edep…
Bir zamanlar hasbelkader ülkücü camiada bulunmuş olabilirsiniz… Gerçekten ülkücülüğün erdemine ulaştınızsa yol yakınken aslınıza dönün… Hâlâ günü kurtarma telaşındaysanız düşün yakamızdan… Bırakın ülkücü etiketini… Bırakın artık ülkücülükten nemalanmayı…
Bizim için artık eski ülkücü de, eski ülkücü ağabeyler de yok…
Düşün yakamızdan…