Kendilerine bilim adamı, münevver, aydın, ulema, yazar, çizer süsü verenler aslında rüzgârın estiği güçlü tarafa dönen birer yeldeğirmenidir. Geriye kalanlar da Don Kişotlar.
Yeldeğirmenleri görünüşte azametli olurlar. Görünüşlerine aldanırız. Bu görünüşün tersine, yeldeğirmenleri rüzgâr hangi yönden eserse o yöne dönmek zorundadırlar. Rüzgâra boyun eğmeyen yeldeğirmeni yoktur.
150 yıllık aydınlanma tarihimiz aslında bir Cervantes masalıdır.
Aydınlanma diye bize yutturulan yeldeğirmenleriyle Don Kişotların mücadele tarihidir.
Kendilerine bilim adamı, münevver, aydın, ulema, yazar, çizer süsü verenler aslında rüzgârın estiği güçlü tarafa dönen birer yeldeğirmenidir. Geriye kalanlar da Don Kişotlar.
Yeldeğirmenleri görünüşte azametli olurlar. Görünüşlerine aldanırız. Bu görünüşün tersine, yeldeğirmenleri rüzgâr hangi yönden eserse o yöne dönmek zorundadırlar. Rüzgâra boyun eğmeyen yeldeğirmeni yoktur.
Bizim azametli aydınlarımız da esen rüzgâra boyun eğen zavallı yeldeğirmenleridir.
Yeldeğirmenleri olunca bunun tamamlayıcısı Don Kişotlar, Sanço Pançolar da olması gerekir.
Çünkü birileri yel değirmeni inşa ederken bunların karşısına Don Kişotları, Sanço Pançoları da yetiştirmeleri lazımdır.
Don Kişotlar duygusaldır, çabuk gaza gelirler. Ölümden korkmazlar.
Don Kişotlar değirmencinin unuyla değil yeldeğirmenlerinin görünüşleriyle uğraşırlar.
Yeldeğirmenleri esen rüzgâra göre yön değiştirip fırıl fırıl dönerken içerdeki uyanık değirmenci de ununu öğütmektedir.
Değirmenci Don Kişotların ve Sanço Pançoların yeldeğirmenlerinin bir dev olduklarını düşünmelerini ister. Uyanık değirmencinin onların esen rüzgâra göre yön değiştiren bir köle olduklarını Don Kişotlara ve Sanço Pançolara hissettirmemesi gerekir.
Don Kişotun mızrağını çekip yeldeğirmenine saldırması lazımdır. Don Kişot yeldeğirmeniyle uğraşırken değirmeci ununu elemiştir bile.
Değirmencinin en büyük korkusu Don Kişotun kendisini fark etmesidir. Don Kişot aslında buğdayını öğütenin değirmenci olduğunu fark ederse oyun bozulabilir. Onun için Don Kişotların düşman olarak yeldeğirmenlerini görmeleri zorunludur.
Şimdi bizim eski değirmenciler yeni yeldeğirmenleri piyasaya sürdüler.
Don Kişotlar, Sanço Pançolar hemen bu yeldeğirmenlerine saldırmaya başladılar.
2008’e girerken bir karar vermemiz gerekiyor artık.
Yeldeğirmeni mi olacağız yoksa Don Kişot mu?
Ya da...
Ne yeldeğirmeni ne de Don Kişot.
İçerde ununu öğüten değirmenciyi mi fark edeceğiz?