2007 yılının genel değerlendirmesini yapacak olur isek aklımıza gelen en önemli kavramlar: Seçim öncesi ve sonrası hükümet değişiklikleri, Irak ve Orta Doğu’da sonu gelmeyen çatışmalar ve terör olayları, kişisel borçlanmalarda artış, tüketici iyimserliğinde düşüş, artan petrol fiyatları , “Mortgage” modası ve emlak piyasalarına etkisi, düşük dolar kuru, hatta yerel seçimlere hazırlık...
Yılın ilk üççeyreğinde dünyadaki gelişmelere paralel olarak benzer gelişmeler olmuştur. Hepimiz cumhurbaşkanlığı krizi, genel seçimler, Anayasa tartışmaları derken, ekonomik takip de yapamadan, hatta değerlendirmelerin tamamını kenara bırakarak güncel siyasi olaylara odaklandık.
Yılın son çeyreği ise başta terör ve ülke güvenliği sorunları oldukça yavaşlayan, hatta bazı alanlarda duraklayan AB sürecini, seçimlerle gevşeyen mali disiplin ve yapılmayan kritik mikro ekonomik reformların sonucu olarak tutturulamayan büyüme, enflasyon, faiz ve bütçe hedeflerini ve bütün bunlara rağmen artışı devam eden yabancı sermaye girişleri ve ihracatın rekor seviyelere varmasını gösterdi.
Bu sebeple 2007 yılını geçiş yılı olarak nitelendirebiliriz. 2006’nın iyimserliği, 2008 ‘in belirsizliği ve arada kalan 2007 ve yukarıda yaşananlar...
2008 YILINDA NELER OLACAK?
2008 yılı tam anlamı ile bir belirsizlik yılı olacak. Sadece ekonomi ve sektörler değil birçok konu bıçak sırtında... Neyin ne tarafa düşeceği belli değil! Tüketici yüksek borçlanmalar dolayısı ile karamsar, ABD ekonomisinin enflasyonist baskıların nereye oturacağı, piyasalardaki tedirginliğin nasıl gelişeceği, AB’nin Çin’e uyguladığı kotaların kalkması ve etkileri, petrol ve enerji fiyatlarının durumu gibi konular tam anlamı ile bıçak sırtında...
TEDBİR VE TEMKİN ANAHTAR KELİMELER!
Yukarıdaki belirsizlikler bize tedbir ve temkin kelimelerinin bu yıl daha da önem kazanacağını göstermektedir. Çözüm gerektiren konular artık masada beklemeden çözüme kavuşmalı. Hatta aynı zamanda birkaç önemli iş bir arada yapılmalı. Artık erteleme lüksümüz kalmadığı gibi direnç gösterecek gücümüz de kalmadı.
En büyük tehlike olan terör sorununa ilişkin vatandaşların birliğini sağlayacak sosyal ve siyasi atılımlar yapılmalı. Makro hedeflerden ziyade, önce ulaşılır mikro hedeflere odaklanılmalı. Büyüme hızı sürdürülmeli, enflasyon, faiz, işsizlik reel olarak düşmeli, kurların zarar vermeden dengelenmeli. Bu alanda gereken reformlar yapılmadıkça sadece makro politikaların etkinliği gelişmemiz için yetersiz kalacaktır.
Belirsizlikten kurtulmamız etkin kararlar ve uygulamalara bağlı. Aksi takdirde tüm sektörler önünü göremeden, her an sürprizlere açık bir beklenti ile uyuma moduna geçecek ve gelişmeyecek. Acil önlem ve etkin çözümler derhal hareketlilik getirecektir! En önemlisi bıçak sırtından kurtuluş olacaktır!