Kasım 2008

Ö T E S İ

 

8.12.2024 



Gezinti

 
Ebru Tenli Günaydın

İzmir’in kavakları, dökülür yaprakları


Nerde bir 35 plaka görsem peşine takılıp, "Nasılsınız, iyi misiniz, İzmir'in neresinde oturuyorsunuz?" diye sormak geliyor içimden, Hatta zaman zaman 35 buçukluları bile özlüyorum. Onlar da mı kim? Karşıyakalılar. Bir Karşıyakalı asla İzmirliyim demez de, İzmirliler de onlara 35 buçuklular der.

İzmir'i özledim. Kemeraltı’nda gezmeyi, Konak'ta Hasan Tahsin Anıtı önünde kuşlara yem vermeyi, Kordon'da güneşin batışını izlemeyi, fuarda paraşüt kulesinden atlayış yapmayı, vapurla Karşıyaka'ya geçmeyi, Çeşme'de, Urla'da, Foça'da denize girmeyi, Bostanlı'da balık ekmek yemeyi, her köşe başında midyecisini, annemi, ablamı, arkadaşlarımı, herkesi, kısaca İzmir’in her şeyini öz¬ledim.
Aslında İzmir'i İzmir yapan muhabbettir. Özellikle sabah ve akşamları iş yerine gitmek ve eve gelmek için bindiğiniz otobüslerdeki renkli muhabbetler.
Size bir anımı anlatmak istiyorum. Otobüslerde cep telefonunuzu kapatmanız gerekiyor. Bir gün otobüsteyim. Kimi dışarıyı izliyor, kimi muhabbet ediyor, kimi de uyuyor. Yaşlı bir amcanın telefonu çaldı. Herkes amcaya bakıyor, amca hiç oralı olmuyor. Şoför, "Amca telefonla konuşmak yasak, niçin telefonunu kapatmadın?" diye soruyor.
Amca,"Oğlum biz de biliyoruz herhalde telefonla konuşmanın yasak olduğunu. Bak telefona cevap veriyor muyum?" diyor. Ve otobüsteki herkes, şoför de dahil gülmeye başlıyoruz. Amca hepimize kızıp: “Memlekette yaşlıya saygı kalmamış” diyerek bir başlıyor inene kadar konuşuyor.
İzmirliler aceleleri yokmuşçasına yaşar. Sanki her¬kes herkesi bilir. Sokakta yürürken veya balkondan birbirine sevgiyle bakan iki insan gördü mü İzmirli, sanki kendi yaşıyormuş gibi mutlu olur. Amaa! Özgürlüğünü kısıtlayıp çevreye zarar verirseniz, bir de hakkını yemeye kalkarsanız... İşte o zaman yandınız. Birden efe kesilir İzmirli!
Sevda hep gülümsemektir İzmir'de. Sınırı geçtiysen özlem... Uzak diyardan otobüse binip uyuya kaldığınız arkadaşınızla Sabuncu Beli’nde gözlerinizi açtığınızda, "Bak özlem bitti" dersiniz yanınızdakine.
Gece yarısında bile sahil boyu yürüyüş yapan, banklarda oturup çiğdem çitleyip, kaynamış mısır yiyen kadınlara rastlarsınız. En önemli olanı da “çimlere basmak serbesttir.” Düşünsenize, yasak yok! Öğretilenin dışında bir şey.
Vapurlara zevk için binilir. Belki de bu yüzdendir, hiç inmeden geri gitmenin ücretsiz olması.

GEZİP GÖRMEKLE BİTMEZ
Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir; çağdaş, gelişmiş aynı zamanda işlek bir ticaret merkezidir. İzmir Limanı, İstanbul Limanı’ndan sonra ikinci büyük limandır. Uluslararası Sanat Festivali ve Uluslararası Fuarı ile de önemli bir yer tutar.
Yolunuz İzmir'e düşerse, antik kentleri ve ören yerleri gezmeli hatta fotoğraflamalısınız.

"KORDONBOYU SEYRİNE DURDUM"
Şarkılara konu olan Kordonboyu o kadar güzeldir ki. Kafeleri, kızlı erkekli rahatça gidilebilen kahveleriyle sıcak, sımsıcaktır. Kordonboyu'na gidip de faytonla gezmemek olmaz.
Kumruyu sakın kuş sanmayın…
Kumru, İzmir'in geleneksel sandviç ekmeğidir. Nohut mayası kullanılarak yapılan bu tombul sandviç bir kuş gövdesine benzeyen boyutları nedeni ile bu ismi almış. Arasına; İzmir tulum peyniri, sivri biber ve domates konulur. Türkiye’nin hiçbir yerinde kumruyu bulamazsınız.
Böylesi güzel, böylesi aşk dolu, böylesi Akdeniz kokan bir şehirde elbette farklı tatlar yaşanması gerekir.
Size klasik anlamda yemek tarifi vermek istemiyoruz. Bunu her yerde bulabilirsiniz. Ama belki damak tadınızdaki bir değişiklik size İzmir’i hatırlatacak, hatta özletecektir. Hiç sabah kahvaltısında veya işe giderken boyoz ile haşlanmış yumurta aldınız mı? Şimdi boyoz ne demek diyebilirsiniz. Bu poğaça gibi ama daha farklı, ağızda dağılan bir yiyecek. Bizim işimiz yemek tarifi yapmak değil, geldiğinizde bir tadına bakarsınız. Ama adını unutmayın sakın.
Kokoreç, tatmanız gereken diğer bir yiyecek. Sıcak, ekmek arasında ve o da baharatla yeniyor.
Kordonboyu’nda buz üzerinde soğutulan buzlu badem enfes bir çerezdir. Mutlaka denemelisiniz.
Bu yiyecekler İzmir’e has. Gündüz veya gece bulabilirsiniz. Gece eğlence dönüşü acıkırsanız, bu yiyecekleri gece geç vakitlere kadar hatta sabaha karşı dahi her yerde bulabilirsiniz.


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam 4543 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002