Yüzyıllardır aynı oyunu oynuyorlar ama hep aynı akıbete uğruyorlar. Bu haçlılar ve içimizdeki haçlı zihniyetliler hiç akıllanmayacak. Zaten akılları olsa Türk’le uğraşılamayacağını anlarlardı. En son örneğini Çanakkale de, Sakarya da, Dumlupınar da, ve Türk’ün zaferiyle sonuçlanan ve daha bir çok yerde aldıkları yenilgileri çok çabuk unuttular.
Şimdi geçmişi unutmuşlar, vatanımın üzerine saldırıyorlar, haince pilanlar yapıyorlar. Neymiş; orası senin burası benim diğer yer onun. Türkiye’yi kendi aralarında bölüp paylaşacaklar. Bildikleri yöntem de bu, böl-parçala-yönet sonra bahçe duvarına çık seyret. Her seferinde vatanımın başına terör belası musallat etmeye çalıştılar. Yine aynı oyunu oynuyorlar. Maşa olarak kullandıkları terör örgütünün arkasında bizzat kendilerini olduğu gün gibi ortaya çıkınca, güzel sözlerle zaman kazanmaya çalışıyorlar.
Siz en iyisi geçmişi bir hatırlayın. Siz en iyisi Türk milletinin özelliklerini iyi inceleyin. Savaşı bir ordunun, siyasetin değil bir milletin insanı nasıl kazandığını iyi görün. Bir ülkede tavizkâr, milli olmayan siyaset yapıldığında, bu görevi milletin alacağını unutmayın. Bu millet, milli hassasiyetlerinde verilen tavizlere bir noktaya kadar sessiz kalır. Konuştu mu tam konuşur, gereken dersi vermesi gerektiği zaman tam verir. Bakın terör mitinginde milletimin gözünün içine. İyi bakın o gözler, o yürekler neler söylüyor. Bir dönem sağ-solla, bir dönem dinci-dinsizle, bir dönem alevi-Sünni, şimdide Türk-Kürt ile birbirine düşürmeye çalışıyorlar. Zor oyunu bozar derler, bizde diyoruz ki Türk oyunu bozar. Bunun örneklerini çok gördünüz ve yine göreceksiniz bundan emin olun. Kurtuluş savaşı mücadelesinde Türk milletinin malını, canını zerre kadar düşünmeden vatan uğruna nasıl feda ettiğini iyi görün.
Biz, bizim düşmanlarımızı biliyoruz. İçimizdeki aynı zihniyetteki işadamlarını, televizyon sahiplerini, gazeteler ve köşe kalemşörlerini de. Bir yerlerden yemlenip bu haçlı zihniyetine hizmet etme gafletinden hala uyanamadılar. Son verdiğimiz şehitlerden sonra timsah gözyaşları dökmeye çalıştılar. Sizi tarih yazacak hiç merak etmeyin. Şehit olaylarından sonra televizyon kanalları aynı timsah gözyaşı dökmeye devam ettiler. O kadar tepki gelmişti ki bir önceki Şehit verdiğimiz olaydan sonra. İkinci kez verdiğimiz 13 şehitten sonra utanma belasına yayınlarında değişiklik yaptılar. Ama şuna eminiz ki şu günler geçse de normal yayınımıza dönsek diye iç geçirmişlerdir. İçinizi saklayamazsınız ne olduğunuz alnınızda yazıyor. Hala gaflet ve delalet içindesiniz. Ordunun terör operasyonlarını da kerhen ve reyting uğruna veriyorsunuz. Şaşalı hayatınız, cebinize para koyanınız, her anlamda dış desteğiniz devam ediyor nasıl olsa. Devam edin bakalım nereye kadar. Yürek yanmanın ne demek olduğunu bilemezsiniz. Ateş sizi değil düştüğü yeri yakıyor nasıl olsa. Geçtiğimiz günlerde bir televizyon kanalında haber sunan sipikerin son şehit haberlerini verirken yüzündeki gülümsemeyi andıran ifadesini de hiç ama hiç unutmayacağız.
Ve sizlere aklınızda bir şeylerin iyi yerleşmesi için Büyük önder Atatürk’ün birkaç sözünü hatırlatıyorum:
‘Türkiye Türklerindir’.
‘Bir gün ressamlar Türkün simgesini kaybederlerse yıldırımı alsınlar yapıversinler’.
‘Bu ülke, tarihte Türk’tü bugün de Türk’tür ve sonsuza kadar Türk kalacak’.
‘Türk çetin işleri başarmak için yaratılmıştır’.
‘Tas kırılır, Tunç erir, ama Türklük ebedidir.’