Türk kamuoyu da Türkiye’ye karşı olanın A.B.D. olduğuna çoktan karar vermiş durumda. A.B.D. işte burada panikliyor. Türkleri laf salatalarıyla yatıştırmaya çalışıyor. Türk kamuoyunu oyalamak için de yıllardır yeşilliklerle beslediği, semirttiği kafakağıdı Türk, içimizdeki yerel yabancıları kullanıyor.
Görünen o ki; vatanımızı tehdit eden, milletimizin birlik ve bütünlüğünü bozmaya gayret gösteren Kuzey Irak’ta barınan ve beslenen yılanlara karşı önümüzdeki günlerde bir operasyon yapacağız. Operasyonun mahiyetinin ne olacağı ise şimdilik meçhul. Ortada bir sürü senaryo var. Sıcak takip, havadan bombalama, sınır ötesi harekat ...
Başbakan operasyonun limiti için A.B.D.’li yetkililerden görüş almaya gidiyor ( Ben “görüş” diyorum siz nasıl anlarsınız bilmem ).
Askerlerimiz, vatandaşlarımız hain pusularda, kalleş mayınlarla şehit edilirken; Türkiye’nin şer odaklarını yok etmek için harekete geçmek istemesini A.B.D’li yetkililer uzun süredir engelliyorlar. A.B.D’liler Kuzey Irak’a operasyon yapmanın tehlikeli ve riskli olacağını söylüyorlar. Tehlikenin nereden geleceği ise malum. Bölgedeki herşeye egemen güç A.B.D. Türkiye’yi o bölgede istemeyen kuvvet A.B.D.
Türk kamuoyu da Türkiye’ye karşı olanın A.B.D. olduğuna çoktan karar vermiş durumda. A.B.D. işte burada panikliyor. Türkleri laf salatalarıyla yatıştırmaya çalışıyor. Türk kamuoyunu oyalamak için de yıllardır yeşilliklerle beslediği, semirttiği kafakağıdı Türk, içimizdeki yerel yabancıları kullanıyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nde maalesef Dışişleri Bakanlığı yaptırılmış olan İlter Türkmen adlı zat televizyonlarda çıktığı programlarda “Benim görevim A.B.D.’yi beraat ettirmektir” diyebiliyor. Gerine gerine konuştuğu programlarda Türk halkını pasifleştirmeye gayret ediyor.
TAHRİK BOMBALARI – TAHRİP BOMBALARI
İlter Türkmen A.B.D. tezlerini televizyonlarda rahatça savunurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan terör olaylarının gemi azıya alması üzerine halkın öfkesini temsil eden diğer konuşmacılara tahrik bombaları deyiverdi. Başbakana göre teröre karşı en üst düzeyde görev yapmış bu emekli generaller halkı tahrik ediyorlardı.
Hükümet basına sansür koyuyor, Milli Eğitim Bakanı öğrencilerin ve öğretmenlerin şehit cenazelerine katılmasını yasaklıyordu.
İyi niyetli olabiliriz. Başbakanın ülkede kaos çıkmaması için uğraştığını düşünebiliriz.
Tam burada insanın aklına bir soru geliyor. Eski generallere bu kadar kızan ve onları tahrik bombaları diyen başbakan, acaba yıllardır bu ülkenin bütün değerlerine saldıran, hırpalayan entel kuntel takımına neden bu kadar sabır göstermiştir? Barzani ile ortaklık yapan gazetecileri başbakanlık uçağında niçin yanına oturtmuştur? Neden onları ağırlamıştır?
Türkiye’de tahrik bombaları var mıdır bilmiyorum ama bir hayli miktarda “TAHRİP BOMBASI” vardır.
Bu tahrip bombaları ne yazık ki itibar gömüşlerdir. Türk halkının her kutsal değerine saldıran bu yerel yabancılar ülkemizin değerlerini tahrip etmişlerdir ve yok etmek için de hala uğraşıyorlar.
Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı asıl bu TAHRİP BOMBALARI ile uğraşmalıdır. Bu tahrip bombalarını yok etmelidir. Çünkü ya bu tahrip bombaları Türkiye’yi yok edecek ya da Türkiye onları.