Ülkenin dört bir yanına al bayrağa bezeli dönen Mehmetler, epeydir küresel masallarla, AB havucuyla uyutulan devin derin bilinçaltını harekete geçirmektedir. Türk ulusunun ülkenin zor dönemlerinde ortaya çıkan kolektif bilinci tehlikenin gerçek kaynağını gösteriyor onlara. Irak’ın kuzeyinde oluşturulan modern sömürgenin bir ihanet hançeri olarak böğrüne saplanacağını hissediyor Türk ulusu.
Kuzey Irak Operasyonu başlıklı makalemiz Yeni Hayat Dergisinde 2007 Nisan’ ında yayınlandı. Makalemizde; Türk kamuoyunun tırmanışa geçen bölücü terörün kaynağının Irak’ın Kuzeyinde ABD destekli yapılanma olduğunu düşündüğünü, Türk Silahlı Kuvvetleri adına yapılan çeşitli açıklamalarda da buna işaret edildiğini, Genel Kurmay Başkanı Büyükanıt’ ın ABD ziyaretinde ve dönüşte yaptığı çeşitli açıklamalarda bu kaynağın ve güç merkezinin dağıtılması için sınır ötesi operasyon yapılmasının bir zorunluluk haline geldiğine işaret ettiğini, siyasi iradenin karar alması durumunda Türk Silahlı Kuvvetlerinin bu konuda üzerine düşeni yapacağını belirttiğini, Batı güdümlü kukla devlet gönüllüsü aşiret liderlerinin siyasal iktidar yetkilileri tarafından muhatap alınmaması gerektiğinin altını çizdiğini belirtmiştik.
Genel Kurmay Başkanının o dönemde kamuoyu beklentileriyle örtüşen görüşüne karşı küresel sermayenin yanaşması Türkiyeli sermayenin medya operasyonu gecikmedi. 4 Nisan 2007 günlü Milliyet Gazetesi’nde sürmanşetten:” Kuzey Irak’ta Ticari Operasyon: Türkiye’nin Kuzey Irak’taki kırmızıçizgileri aşınırken, artık ticari çıkarların belirlediği yeni çizgiler geleceğe damga vuruyor. Türk firmaları bölgeyi baştan inşa ediyor ” sözleriyle başlatıldı operasyon . Kamuoyunun ortalama değerlerinin, Türk milletinin kolektif bilincinin, ulusal duyarlılığının en ince kıvrımlarına, en ulaşılmaz derinliklerine, en mahrem noktalarına yönelik, bilinç ve sağduyu çökertici bombardıman 8 gün boyunca hız kesmeksizin devam etti:
Kuzey Irak’a olası askeri operasyon bir yana, aşiret liderlerini incitici en küçük beyanlardan bile kaçınılması mecburiyetine askeri ve sivil tüm yetkilerce uyulmasının Türkiye’nin çıkarına olduğunu, aşiret liderlerinin desteklenmesinin, Irak’ın kuzeyinin kalkındırılmasının, imar ve ihya edilmesinin, fiili devlet oluşumunun cesaretlendirilmesinin yine çıkarlarımız gereği olduğunu 8 günlük kesintisiz bilinç bombardımanı sonucu Türk Halkı bir güzel öğrenmiş oldu! Kuzey Iraklı aşiret liderlerinin muhatap alınmaması talebinin Genel Kurmay Başkanının kişisel görüşü olduğuna işaret eden Başbakan Talabani’ yle görüştü.
Bu arada bölücü örgütün terör kampanyası da artarak devam etti. Yüzden fazla şehit verdik! Aylar sonra nihayet 17 Ekim 2007’de TBMM Sınır Ötesi Harekat için yapılan oylamada 19 redde karşın 507 oyla hükümete yetki verildi.
Siyasal iktidar tezkereyi henüz uygulamaya koymadı. Başbakan 5 Kasımda ABD başkanıyla görüşecek. Türk Silahlı Kuvvetlerinin olası operasyonuna karşı Türkiyeli sermayenin önleyici atışlarında Milliyet Gazetesi yine başı çekiyor! Nisan operasyonunun dolma kalemi Serpil Yılmaz’dı. Yeni operasyonunun dolma kalemi Hasan Cemal!
Hasan Cemal’in tam sayfadan bol resimli dizisi Milliyet’te hız kesmeden devam ediyor. Operasyon Harekat merkezinin amacı Türk Silahlı Kuvvetlerinin operasyonunun önlenmesi, şayet bu mümkün olamazsa, dağlardaki PKK hedefleriyle sınırlı kalması! Yani Barzani ve Talabani tarafından yürütülen ABD koruyuculuğundaki modern zamanların sömürgesi Kürdistan’ın hiçbir şekilde zarar görmemesi!
ABD ve AB açısından ileride geliş-tiri-lecek şartlara göre büyütülecek Kürdistan’ın kundak ve emekleme döneminin kazasız belasız, hasarsız atlatılması hayati önemdedir. Ayakları yer tutup bitleri kanlandırılacak petrol bekçisi bu stratejik sömürgenin yaşatılması için ABD ve AB her türlü fedakarlığı yapmaya hazır görünmektedir. Bunun içindir ki; sermayenin dolmakalemleri ellerine tutuşturulan kalemlerle kulaklarına üflenenleri yazıya dökmektedirler.
Ülkenin dört bir yanına al bayrağa bezeli dönen Mehmetler, epeydir küresel masallarla, AB havucuyla uyutulan devin derin bilinçaltını harekete geçirmektedir. Türk ulusunun ülkenin zor dönemlerinde ortaya çıkan kolektif bilinci tehlikenin gerçek kaynağını gösteriyor onlara. Irak’ın kuzeyinde oluşturulan modern sömürgenin bir ihanet hançeri olarak böğrüne saplanacağını hissediyor Türk ulusu.
İşte bu nedenle emperyalist tetikçiliğinin kaşarlanmış liderleri kamuoyuna Türkiye aşığı ve terör karşıtı olarak sunulmaktadır dolmakalemlerce. Ülkenin birçok yerinde şehit cenazelerinin on binlerin katılımıyla kaldırıldığı günün akşamında halkla alay edercesine Talabani çıkarılabilmektedir ekranlara.
Irak’ın emperyalistlerce yağmalanan doğal kaynak sofrasından paylarına düşeceğini düşledikleri kırıntılar için her şeyi yapmaya teşne sofra artıklarını ibretle izliyoruz. Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme karşı verilen ulusal kurtuluş savaşında dökülen kanların bedeliyle çizilen sınırlarını koruma ve savunma iradesine sahipse bunu göstermek zorundadır. Sınırlarına dayanmış, Anayasasında, Sevr hükümlerine gönderme yapan, Lozan’la çizilen sınırları tanımayacağını anayasal hüküm haline getiren bir ihanet oluşumunu ortadan kaldırmak zorundadır Türkiye Cumhuriyeti.
Türkiyeli sermayenin prizmasından Türk ve Türkiye dostu iyilik melekleri olarak sunulan aşiret ağalarının gerçek kimlikleri ve niyetlerini perdelemekte Hasan Cemal’in kaleminin de yetersiz kaldığı bir süreç yaşanmaktadır.
Ak koyunla kara koyunun belli olacağı dönemlerde ak yürekli, ak alınlılarla, içinin karası dışa vurmuşların ayrışmasını da ibretle seyrediyoruz.