Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu’nun Kayseri’de yapılan ‘Türk Tarihi ve Kültüründe Avşarlar’ konulu sempozyumdaki “Kürtler ve Kürt Alevileri” ile ilgili açıklaması üzerine büyük tartışmalar yaşandı.
Halaçoğlu’nun bu açıklamasından sonra Halaçoğlu’na karşı, Türkiyeli medya bir linç kampanyası başlattı! Yalnız onlar mı? Elbette değil. Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hrant’ız diyen güruh, bölücü terörün içimizdeki maşaları ve işte bil cümle Türklük düşmanları…
Ne demişti peki Halaçoğlu?
“Türkiye’de yaşayan Kürtler, Türkmen kökenli; Kürt Alevileri ise Ermeni kökenlidir”
Halaçoğlu bir ilim adamı olarak, Atatürk’ün kurdurduğu Türk Tarih Kurumu’nun başkanı olarak elindeki bilgi ve belgelere dayanarak bir açıklama yaptı. Türkiye’yi mozaikistan olarak gören Türkiyeliler hemen saldırıya geçti!
Faşist Halaçoğlu! Irkçı Halaçoğlu! Asimilasyoncu Halaçoğlu!
Hiç kimse Halaçoğlu’na, “lütfen söylediğiniz sözlerin belgelerini gösterin” demiyor. Demiyor çünkü işlerine gelmiyor! Çünkü Halaçoğlu gözlerine sokacak o belgeleri şak diye! Bu “saldırganlara” hani sizin belgeniz diye sorduğunuzda dut yemiş bülbüle döneceklerdir. Sahi nerede sizin belgeniz?

SLOGANİK SALDIRILAR!

Halaçoğlu’na saldıranlar ne hikmetse ortaya bir belge de koyamıyorlar. Bozuk bir plak gibi her zaman duyduğumuz, alıştığımız türden kelimelerle saldırıyorlar. Halaçoğlu söylediklerinin belgesini kim isterse ortaya koyabileceğini söylüyor ama saldıranlar bu belgeleri hiç ama hiç umursamıyorlar. Bu “hazır kıtalar” ne keramettir bilinmez ama hep aydın, ilerici geçinirler de ilmi belgelere hiç ama hiç saygı göstermezler.
Bu saldırganlar sloganik laflar etmeye bayılırlar. Bilimsel konuşurlar ama bilime saygıları yoktur. Atatürkçü geçinirler ama Atatürk’ü tanımazlar. Türkiye’yi severler ama bir türlü Türk’ü sevemezler!
Peki, Halaçoğlu gibi düşünen başka kimse yok mu? Olmaz olur mu? Var da onlara küfretmeye cesaret edemiyorlar! Kim var mesela Halaçoğlu gibi düşünen? Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere İsmet İnönü, Kazım Karabekir vs…
Bakın ne diyor Mustafa Kemal Atatürk: “Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlâtları, hep aynı cevherin adamlarıdır.” (Genelkurmay Başkanlığı, Atatürk Özel Arşivinden Seçmeler IV, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Bşk. Yay., Ankara, 1996, S:14) Neymiş? Hep aynı ırkın evlatlarıymış… Halaçoğlu’na hiçbir ilmi gerekçe göstermeden, ortaya herhangi bir belge çıkarmadan pervasızca saldıranlar acaba Atatürk’e bir şey söylemeye cesaret edebilirler mi? Edemezler, edemezler ama Halaçoğlu’na saldırırlar. Çünkü Halaçoğlu’nu sahipsiz sanıyorlar, tek başına biliyorlar!

DİKKATE ALMALIYIZ!

Halaçoğlu’nun açıklamasına göre bazı Ermeni dönmeleri kendisini Kürt gibi göstermektedir! Sahi Artin Agopyan ismi size bir şey hatırlatıyor mu? Artin Agopyan acaba şu terörist başı olabilir mi, ne dersiniz? Evet, ta kendisi! Hiç düşündünüz mü öldürülen yahut yakalanan PKK militanlarının içinde birçok sünnetsiz kefereye rastlandığını! İşte Halaçoğlu’nun dikkat çekmek istediği birinci önemli nokta burasıdır! Yani kendini Kürt gibi göstererek Türkiye’yi bölmeye çalışan hainlerin kimliklerini deşifre etmek istedi Halaçoğlu.
Halaçoğlu’nun dikkat çekmek istediği ikinci önemli nokta ise zamanda kendisini Türk’ten ayrı Kürt zanneden Türkmenlerin varlığıydı.
Yeri gelmişken şu önemli iki bilgiyi de aktarmalıyız…
Orta Asya’da “Yenisey Yazıtları (kitabeleri)” vardır. Bu kitabe 650 yıllarından önce ölen Kürt Elkan’lığı hükümdarı Alp-Urungu’ya aittir ve ölünün ağzından Türkçe bir ağıt gibi yazılmıştır. “Elegeş-Yazıtı” da denilen bu anıt Kürtler’in Türk kökenliği olduğunu göstermektedir! Aksi takdirde bu kitabenin Orta Asya’da ne işi vardır ve neden Türkçe yazılmıştır?
Kürt Teali Cemiyeti’nin kurucularından Dr. Şükrü Sekman, daha sonra gerçeği anlamış ve 1933 yılında Paris’te Fransızca “LA QUESTİON KURDE” (Kürt Meselesi) isimli kitabında şunları söylemiştir: ‘‘Antropolojik bakımdan, saf Türk olan Türkmen ile Kürd’ü ayırdetmek güçtür.”
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu kamuoyunun dikkatini bu önemli noktalara çekmek istemiştir. Ve söylediklerinin belgelerinin olduğunu da açıklamıştır. Fakat işine gelmediği hiçbir tarihi belgeyi kabul etmeyen mihraklar hemen saldırıya geçmiş ve gerçeklerin bırakın gün ışığına çıkmasını ciddi bir şekilde tartışılmasını bile engellemeye çalışmışlardır! Halaçoğlu söyledikleri gibi ne faşist, ne ırkçı ne de asimilasyoncudur! Halaçoğlu ilmi kendisine rehber edinmiş, tarihi belgeler ışığında milletini aydınlatmak isteyen sorumlu bir tarihçi, değerli bir vatansever, kıymetli bir bilim adamıdır!