İlk ziyaret Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne. Benim için önemli. Eleştiririm, sevmeyebilirim ama vermek istediği bu ilk mesaj için ona Cumhurbaşkanım diyebilirim. Ve cumhurbaşkanım demeye devam etmek istiyorum. Bu mesajların sürekli ve yürekli olmasını istiyorum.
Cumhurbaşkanımı Kıbrıs’tan sonra Kerkük’te de görmek istiyorum mesela.
Mesela Karabağ için dünyanın diğer liderleriyle görüştüğünü, Karabağ işgalinin bitirilmesi için çalıştığını görmek istiyorum.
Ben ona oy vermedim.
Belki bundan sonra da ona oy vermeyeceğim.
Ama ona rahatlıkla cumhurbaşkanım diyebilirim.
Eski defterleri karıştırmak istemiyorum.
Sevgili eşinin Türkiye Cumhuriyeti’ni Avrupa’da yargılatmak istemesini zor da olsa unutabilirim.
Herhalde Türkiye Cumhuriyeti’ni yabancıların yargısıyla mahkum ettirmek istemesinden dolayı en çok pişman olan adam sayın Gül’dür. Mahkum ettirmek istediği devlet onu başına geçirmiştir.
Sayın cumhurbaşkanımdan günlük politikadan uzaklaşmasını istiyorum. O artık bir partinin üyesi değil. Türk halkının cumhurbaşkanı.
Göreceğiz ve biliyorum. Bu teneke basın biraz zaman geçtikten sonra başbakanla cumhurbaşkanı arasında sorunlar olduğunu yazacak. Birbirlerine karşı güç gösterisi yaptıklarını pompalayacak.
Ben sana sayın cumhurbaşkanım demeye devam etmek istiyorum.
Vermek istediğin ilk mesajla yoluna devam et. Günlük politikadan uzaklaş. Türkiye Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı ol. Sesin gür çıksın.
Ne olur sayın cumhurbaşkanım, bize İran Cumhurbaşkanı Ahmedi Nejad’a helal olsun dedirtme. Sen ondan daha aktif ol. Sen benim cumhurbaşkanım ol. Sen Türk halkının cumhurbaşkanı ol.
Ben sana cumhurbaşkanım demeye devam etmek istiyorum.