Türkiye derhal Irak’la ilgili yeni politikalarını belirlemek zorundadır. Irak’taki bu terör bataklığının ricayla, minnetle kurutulmayacağı bilinmelidir. Kerkük konusu Türkiye’nin öncelikli konularından bir tanesidir. Kerkük’ten asla taviz verilmemeli, bu çete liderlerine de bu açıkça anlatılmalıdır. Bunları devlet başkanı gibi Çankaya köşkünde ağırlarsak bu çete liderleri tehditlerini sürdürürler. Türkiye’nin gücü ve büyüklüğü mutlaka bu eşkıyalara hatırlatılmalıdır.
ABD’nin Irak’ı işgalinden sonra bu ülkenin başına getirilen çete lideri Celal Talabani, Süleymaniye’de düzenlediği basın toplantısında PKK ve PJAK’ın, kuzey Irak’ı terk etmelerini, mücadelelerini kendi ülkelerinin topraklarına kaydırmalarını ya da siyasi mücadeleye yönelmelerini istemiş...
Bu haberi bizim basınımız sanki çok olumlu bir habermiş gibi veriyor. Bu beyanı olumlu karşılayanlar ya Türkçe bilmiyorlar, ya da tamamen bölücülerin değirmenine su taşıyorlar.
Bakın bu bir cümlede neler anlatılıyor.
1-PKK ve PJAk’ın kuzey Irak’ı terk etmelerini istiyor. Peki Irak’ta sen devlet başkanı değil misin? Bu terör örgütü ülkeyi rica ile mi terk edecek. Yeri gelince Irak’a hiçbir devletin müdahale etmemesi gerektiğini söylüyorsun da, terör örgütüne niye rica ediyorsun. Devletsen gereğini yap... Devlet değilsin anlaşıldı, ABD’nin kuklasısın o zaman ABD gereğini yapsın eğer terör konusunda samimi ise... Yok, bu çete lideri ancak rica ediyor.
2-PKK ve PJAK’ın mücadelelerini kendi ülkelerinin topraklarına kaydırmalarını ya da siyasi mücadeleye yönelmelerini istiyor. Yani akıl veriyor. Kendi ülkeleri diyor. Kendi ülkelerinden kasıt neresi, Türkiye ve İran... Yine kendi ülkeleri derken bu kelime ile bu terör örgütlerinin mücadelesinin haklılığını da kast etmiş oluyor. Bu çete liderine birisi burası terör örgütlerinin ülkesi değil. Yüce Türk milletinin kanla, canla kazandığı aziz vatan topraklarıdır diye hatırlatmıyor. Hatırlatmaya dahi yeltenmiyor. Ne diyor, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni seçilen Cumhurbaşkanı, Talabani ile görüşüp görüşmeyeceği şeklindeki soruya, “ Seçilmiş birisidir, tabii ki, temas edeceğiz”
Kerkük konusunda da konuşan Talabani ne diyor peki, “Kerkük’te Türkiye’nin, Suriye’nin ve diğer ülkelerin her türlü yabancı müdahalelerine karşıyız” Sen teröriste sahip çıkacaksın. Devlet başkanı olarak atandığın ülkede barınmalarına müsaade edeceksin ondan sonra da devletim diyeceksin... Tarihi bir Türk yurdu olan Kerkük konusunda Türkiye’nin müdahalesine karşı olduğunu açıklayacaksın... Peki devletsen niye Kerkük ve Irak’ın tamamına Amerikan müdahalesine karşı değilsin? Bağımsız bir devlet olduğunu her seferinde vurguluyorsun da ABD’nin de müdahalesine karşı olduğunu da açıkla da görelim... Yok, çünkü seni oraya atayan güç ABD... O zaman nerede kaldı bağımsızlık?.. Siz ABD postalını öpmeye devam ettiğiniz müddetçe Irak’a barış gelir mi? Siz ABD postalı öptüğünüz müddetçe Irak’ta terörü bitireceğinizi mi sanıyorsunuz? Siz ABD postalı öptükçe sadece Irak’ta değil bütün bölgeyi de tehdit altına soktuğunuzun farkında değilsiniz.
Türkiye derhal Irak’la ilgili yeni politikalarını belirlemek zorundadır. Irak’taki bu terör bataklığının ricayla, minnetle kurutulmayacağı bilinmelidir. Kerkük konusu Türkiye’nin öncelikli konularından bir tanesidir. Kerkük’ten asla taviz verilmemeli, bu çete liderlerine de bu açıkça anlatılmalıdır. Bunları devlet başkanı gibi Çankaya köşkünde ağırlarsak bu çete liderleri tehditlerini sürdürürler. Türkiye’nin gücü ve büyüklüğü mutlaka bu eşkıyalara hatırlatılmalıdır.
Rüzgâr ekenin fırtına biçeceği de mutlaka gösterilmelidir. Türkiye bu çete liderlerini önemseyip kabul ederse ve de onlara gereken hatırlatmalar en ciddi ama devlet başkanlığı nezdinde değil onların anladığı şekilde yapılmazsa terörle mücadelemiz zaafa uğrar.
Bunları görmek için âlim olmaya, strateji uzmanı olmaya, siyaset sanatını iyi bilmeye gerek yoktur. Bunları aklı olan herkes açık ve net bir şekilde görebilir. Görüyor da zaten, göremeyenler ise politikalarını küresel gücün rotasına göre ayarlayanlardır.
ABD’nin yazdığı oyunu oynamak bizi figüranlıktan ileri götürmez. Türkiye figüran mı yoksa oyun kurucumu olmak istiyor? Öncelikle bunun kararını vermeli... Bunun kararını vermediğiniz müddetçe figüranlığa devam edersiniz.
Beş bin yıllık tarihi bir geçmişe sahip olan Türk devletine inanın figüranlık hiç yakışmıyor. Ayrıca bu coğrafyada figüranlık yapanlar hep yok olmuştur. Oyunu siz kurmazsanız yok olmaya mahkûm olursunuz.