Kasım 2008

Ö T E S İ

 

25.04.2024 



-

 
Dilaver Cebeci

Türkler, savaş ve spor


Eski Türkçe de “Erkek” “güç” ve “kuvvet” demektir. “Erk Türkleriniz” veya “Erkek Türkler” gibi... Türk sözü, yani “güçlü” karşılığıdır. “Olgunluk” da “Türklük” idi. Alpaslan, Türklük şuuru tam olarak “Türk adını Ulu Tanrı vermiştir” dedi. Anadolu’nun içlerine yayılan Türkler’in hepsine birden, yalnızca “TÜRK” demişlerdi. 1071 Malazgirt savaşında Anadolu’ya girmişlerdi. Anadolu’nun tamamını Türkleştirerek sağlama almışlardır.

Türklerin oturduğu memlekete “Türk Yurdu” veya Türkiye denir. Marko Polo Anadolu’dan geçerken Anadolu’ya “Turcia Minar” yani “Küçük Türkiye” Araplar da “Türk Dünyası” için Arz-ü Türk demişlerdi. Türklerin Anadolu’yu yurt edinmesinde devletçilik anlayışı önemli yer tutmaktadır. Metehan’ın tarihin derin sayfalarından günümüze kadar gelen şu sözü bize ışık tutmaktadır: “Eşimi, atımı verdim, çünkü benimdir! Toprak verilmez çünkü devletindir.”
Dünya tarihinde savaş sahnelerinin başrollerini genelde Türk’ler oynamıştır. Malazgirt savaşı döneminden bir vesikada; “Bir kimse kendi takımından ayrılıp da onlara ‘’Türkler’e sığınacak olursa o takımın korkusundan kurtulur. O adamla birlikte başkaları da Türklere sığınabilir.”
And içerek söylüyorum:
Ben Buhara’nın sözüne güvenilir imamlarından birinden ve ayrıca Nişaburlu bir imamdan işittim ikisi de senetleriyle bildiriyor ki Peygamberimiz kıyamet belgelerini, ahir zaman karşılıklarından (söz açarken) Oğuz Türklerinin ortaya çıkaracaklarını söylediği sırada “Türk dilini öğreniniz çünkü onlar için uzun sürecek devlet hâkimiyeti vardır!” Buyurmuştur. Bu söz yani hadis doğru ise “vebali kendilerinin üzerine olsun” Türk dilini öğrenmek çok gerekli (vacip) bir iş olur. Yok bu söz (hadis) doğru değilse, akıl da bunu emreder.
Türklerin savaşlarda başarılarını incelediğimizde birçok nedeni görebilirsiniz. Bunlardan en önemlisi kendilerini sürekli savaşa hazır tutmalarıdır. Yaptıkları spor çalışmaları tamamen askerleri dinç tutmak içindir.


.

Bu yazı toplam 3395 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002