Karaylar, değişik milletlerin hizmetinde ve hanedanların muhafızlığında bulunmuşlardır. Bunun sebebi klasik Türk mantığına bağlıdır ki o da verdiği sözden dönmemek, yalan söylememek, adil olmak, yönetime itaat ve ihanet etmemek gibi vasıflardır. Türk soylu olduğunun şuurunda olan Kefeli’nin kaleme aldığı metinler, günlüğünden değil, olaydan yaklaşık otuz sene sonra yazdığı anılarından meydana gelmektedir.
Tıp doktoru, General ve Rusya’nın Azınlık Teşkilatları’nın son resmi vekili Yakov Kefeli, Karay cemaatinin en büyük gazhan ailesindendir. Nikolayev şehrinde doğdu. Her Kırım Karay Türkü gibi Kırım onun ata yurdudur. Baba tarafı Kırım’ın Kefe şehrindendir, annesi Arzu Hanım da, Sakızcı-Ağa soyundandır. (Sakızcı-Ağa sülalesi: Kırk Yer’de (Çift Kale) hüküm süren Karayların asil sülalelerindendir,). Karay Dinlidir.
Çocukluk çağı Nikolayev şehrinde geçti. Simferopol’de, Sivastopol’da, Odessa’da da ikamet etmiştir. Ana dili Karay Türkçesi’ni, folklorunu, geleneklerini, halkının adetlerini çok iyi bildiğinden Kırım Türkleri, Kazan ve Sibir Tatarlarıyla rahatlıkla anlaşırdı.
Nikolayev şehrinde Aleksandrov Lisesini bitirdikten sonra, doktor olmak arzusuyla 1896 senesi Rusya İmparatorluk-Askeri Tıp Akademisine girdi ve iyi notlarla 1901 senesinde hekim diplomasını aldı. Bu senede süvari hekim olarak orduya katıldı.
1902 senesinde Çin’in Nyuçvang şehrine, kolera salgını ile mücadele için gitti. 1902-1904 “Zabiyaka” kruvazöründe gemi hekimi olarak uzak yol seferlerinde bulundu. 27 ocak 1904 Port-Artur’da Japon savaşına katıldı. Port-Artur ablukasında 1. Deniz hekim müfrezesinin başkanlığını yaptı. General Kondratenko tümeninde “Yeşil dağlarda” 13 - 15 Temmuza kadar Sanitariya tümeninin komutanlığını yaptı. 15 temmuz 20 Aralık’a kadar Port-Artur kalesi savunmasına katıldı. 1905 senesi Nikolayev Karadeniz filosundaki deniz hastanesinde hizmet etti. Sonra Baltika filosuna atandı.
Birinci Dünya Savaşında Sivastopol ve Odessa’da komutanlık yaptı. 1916-1917 Yıllarında Trabzon, diğer bazı Anadolu vilayetleri gibi Rus işgaline uğrar. Bu sırada, Rus ordusu içinde pek çok Türk asıllı subay da vardır. Bunlardan birisi de Karay Türklerinden Yakov Kefeli’dir. İşgalci Rus kuvvetlerinde Donanma doktoru olarak görev yapan Kefeli, sağlık nedenleriyle Kars’tan, bölge komutanının emriyle geldiği Trabzon’a, belediye başkanı olarak atanır. Kars’ta iken yaptığı gezileri ve Kars şehir altyapı çalışmaları hakkında verdiği bilgilerle, o dönemin sosyal yapısı üzerine önemli bilgiler elde etmekteyiz. Trabzon şehir komutanı ve Belediye başkanlığı görevinden sonra anlaşma gereği geri çekilen Kuvvetlerle birlikte Rusya’ya döndü. Daha sonra İstanbul’da askeri hastanenin komutanlığına atandı. Burada iken Osmanlı Saray hanedanlığı ile tanıştı. İhtilalden sonra Paris’e göçtü ve Paris’te vefat etti. Halen Paris’te onun soyundan gelme Karaylar yaşamaktadır.
Daha önce başka savaşlara da katılmış ve bu nedenle çarlık Rusyasından çeşitli madalyalar da almıştır. Bunlardan birisi de Port Arthur Deniz Savaşıdır. Bu savaşta pek çok Türk soylu insan görev almış, hatta bu savaşla ilgili olarak bir de, günümüzde varyantlarıyla bilinen türkü yakılmıştır.
Kefeli’nin, yazdığı anılarını halen Ukrayna Cumhuriyeti, Kırım Özerk Cumhuriyeti’nde ve Fransa’da, Paris’te yaşayan akrabalarından aldık ve Rusça’dan Türkçeye tercüme ettik. Tercümelerimizi İzmir Ege Üniversitesi’nden Muvaffak Duranlı beye kontrol ettirip yayına hazır hale getirdik. Üzerinde, Kırım Karayları Ulu Biylik üyesi Tasa Palkanova çalışmış, bilim uzmanlığı tezi hazırlamıştı. Anıların orijinalleri, Akmescit (Simferopol)’deki Kırım Karayları Ulu Biylik Bilim Kurulu üyesi ve başkanı Prof. Dr. Yuri Palkanov’un ve Fransa’da yaşayan torunlarından Michel Kefeli’nin özel koleksiyonundadır. Anılar fotoğraflarla da desteklenmiştir.
Karaylar, değişik milletlerin hizmetinde ve hanedanların muhafızlığında bulunmuşlardır. Bunun sebebi klasik Türk mantığına bağlıdır ki o da verdiği sözden dönmemek, yalan söylememek, adil olmak, yönetime itaat ve ihanet etmemek gibi vasıflardır.
Türk soylu olduğunun şuurunda olan Kefeli’nin kaleme aldığı metinler, günlüğünden değil, olaydan yaklaşık otuz sene sonra yazdığı anılarından meydana gelmektedir. Görevi sırasında yaptığı işlerden kendisini eleştirenlere cevap niteliği taşıyan anılarda, Rusların Osmanlı İmparatorluğu sınırlarındaki azınlıklara veya Osmanlı tebaasına bakışını, onları hangi yollarla kışkırttıklarını, Türk soylulara karşı takındıkları tavrı, halk kültürü, ekonomisi ve inançları ile efsaneleri, bölgeye işgalci kuvvetler tarafından getirilen salgın hastalıkları, Rus yayılmacılığının yöntemlerini ve teşkilatçılığını, dinin emperyalizme alet edilişini ve din adamlarının birer entelijans servis üyesi gibi çalışmalarını, işgalci kuvvetlerin psikolojik durumlarını, Trabzon ve çevresinde girişilen bölücü faaliyetleri bulmaktayız.