Türk insanının kültür kodlarının değiştirildiğini ifade etmiştim. Artık toplumcu insan yerine bireyci, insan tipi oluşmuştur. Toplum menfaatlerini her türlü menfaatin üstünde tutan insanımız gitmiş, her şeyi kendi faydasına endekslemiş bir insan tipi ortaya çıkmıştır. Batı tarzı bir kültür yapısında yetişen insanımız bencil, egoist, maddeci olmaya başlamış onun için küçük menfaatler toplumun ileri menfaatlerinin önüne geçmiştir.
“Türkiye’nin ufkunda ne var” diye sorarsanız inanın ben bilmiyorum. Türkiye, cumhuriyet tarihinin en önemli seçimini geçirdi. Halkımızın neredeyse her iki kişisinden bir tanesi AKP iktidarına oy verdi. Peki bu netice Türkiye’yi nereye götürür? Türkiye gerçekte iyi mi yönetiliyor? İyi yönetiliyor da biz mi görmüyoruz? Yoksa, bu seçimin sonuçlarını etkileyen başka başka faktörler mi var? Bu soruları tabi ki, en ince ayrıntılarıyla araştırmak ve seçimin doğru bir tahlilini yapmak gerekir. Teşhisi doğru yapmazsanız, tedaviyi yapamazsınız. O zaman bu sonuçların iyi bir şekilde tahlil edilmesine ihtiyaç var.
Öncelikle milletin verdiği karara hepimiz saygılı olmalıyız. Ama millete bu kararı aldırtan sebepler nelerdir? Milletimizin öncelikleri değişmiş midir? Milletimizin karar vermesindeki önemli etkenleri değiştiren kuvvetler nelerdir? Bu seçim sonuçlarının Türkiye’nin geleceğine ve sosyal yapımıza ne gibi değişimler sağlayacağı da daha kestirilememektedir.
Öncelikle şunu ifade etmek gerekir ki, Türk milliyetçilerinin seçim boyunca dile getirdiği çok önemli hususların toplumumuzda yeteri kadar ilgi görmediği anlaşılmıştır. Yani, ya Türk milliyetçileri kendilerini anlatamamış ya da gerçekten ülke insanımızın tehdit algılamalarında çok önemli değişmeler yaşanmıştır.
Daha önce birçok yazımda ifade ettim, ama yine ifade etmeden geçemeyeceğim. Toplumumuz kitle iletişim araçları vasıtasıyla uyuşturulmaktadır. İnsanımızın tehdit algılamaları değişmektedir. Türkiye yeni bir kültür kuşağının içine doğru hızla sürüklenmektedir. Bu sürüklenmede kültür kodlarımız hızla değişime uğramaktadır. Böyle olunca da vatandaşın tercihlerindeki öncelikleri farklılaşmaktadır. Siz istediğiniz kadar Türkiye parsel parsel satılıyor, Türkiye’nin bütün birikimleri peşkeş çekiliyor, Türkiye’nin kırmızıçizgileri yok oluyor, Kıbrıs elden gidiyor, Irak’ın kuzeyinde bir kukla devlet kuruluyor, meclise terör örgütünün siyasî uzantıları giriyor diye feryat edin, kimsenin umurunda olmaz. Çünkü toplumun gündeminden maalesef bu maddeler çıkarılmış. Artık insanlar kitle iletişim araçlarının pembe tablolarına inanır hale gelmişler. Sosyolojik ve psikolojik olarak toplumu tamamen etkisi altına alan bir propaganda yöntemi ile vatandaşlarımız yönlendirilmişlerdir.
Vatandaşlar üzerinde en etkili kitle iletişim aracı bugün televizyondur. Televizyonları, gazeteleri, radyoları, internet sitelerini iyi kullananlar bu başarıyı göğüslemişlerdir. Tabi ki, seçim çalışmalarında bunlar da yeterli değildir. Kapı kapı dolaşan, vatandaşlara en iyi ulaşan teşkilatlar da çok önemlidir. Çünkü en etkili iletişim, yüz yüze iletişimdir. Yüz yüze iletişimde AKP çok önemli bir yol katetmiştir.
CHP’nin seçimi etkileyen faktörler olarak sıraladığı maddelerin hepsi doğrudur. Ama bu maddelere karşı muhalefet partilerinin ne gibi çalışmalar yaptığı da önemlidir. Evet, AB, ABD, Türkiye’de köşe başını tutmuş ikinci cumhuriyetçiler, ABD’nin ılımlı İslam projesinin Türkiye temsilcileri bu seçimde önemli roller oynamışlardır. Ama bu oyunu muhalefet bozamamıştır. Adeta, seçim AKP’nin istediği kulvarda yönlendirilmiştir. AKP, Türkiye’de seçimi laik-antilaik kavgasına çekmek istiyordu, bunda da başarılı oldu. Hâlbuki bu seçim millî olanla gayri millî olan arasında bir tercihe çekilebilseydi bu sonuçlar çok daha farklı çıkabilirdi. Ayrıca bu seçimde cumhurbaşkanlığı seçimindeki kriz de etkili olmuştur. Açık ve net bir şekilde görülmüştür ki, millet meclise yapılacak hiçbir dayatmayı kabullenmemektedir. O zaman halkın iradesiyle seçilmiş olan meclise dış dayatmalar yapılmamalıdır.
Türk insanının kültür kodlarının değiştirildiğini ifade etmiştim. Artık toplumcu insan yerine bireyci, insan tipi oluşmuştur. Toplum menfaatlerini her türlü menfaatin üstünde tutan insanımız gitmiş, her şeyi kendi faydasına endekslemiş bir insan tipi ortaya çıkmıştır. Batı tarzı bir kültür yapısında yetişen insanımız bencil, egoist, maddeci olmaya başlamış onun için küçük menfaatler toplumun ileri menfaatlerinin önüne geçmiştir. Bir torba kömür, belki de onun için Kıbrıs’ın peşkeş çekilmesinden daha önemli hale gelmiştir.
Bu insan tipinin kültürel yapısını kitle iletişim araçları oluşturmaktadır. Eğer siz kitle iletişim araçlarına sahip olamazsanız, geleceği düşünen değil bugünü yaşayan insanların verdiği oylarla seçilenlere tabi olursunuz.
Yani seçim stratejileri üretilirken bu hususları öncelikle ele almak gerekmektedir. AKP iktidarı satılacak bir şey kalmayıncaya kadar başımızdadır. Çünkü anı yaşayan insanlar bırakın Ufkun ötesini görmeyi ufku bile görememektedirler.
Bu seçim sonuçları bizlere çok daha sorumluluk yükledi. Bu sorumluluğun idrakinde olarak çalışmalarımızı çok daha yaygınlaştırmak zorunda olduğumuzu da bir kez daha belgeledi.
Demek ki, Ufuk Ötesi’nin ulaşmadığı il, ilçe, belde, köy kalmamalı...
Kolayı herkes başarır, mühim olan zoru başarmaktır. Zoru hep birlikte başarmaya var mısınız?