Bu nasıl ikiyüzlülüktür, bu nasıl milletin gözüne baka baka yalan söylemedir? Seçim meydanları akepe’nin mavralarıyla dolup taşmaya başladı. Buna inanacak kim ya da kimler var bilmiyoruz. Ama eminiz ki inanan yüz binler olacaktır. Ülke ekonomisine pembe tablolar çizilmeye başlandı. Hani derler ya duvarların dili olsa da konuşsa diye. İyi de rakamların dili var konuşuyor. Her şey göz önünde, görünen köye istenmeyen kılavuzu kim gönderiyor?
Boşuna mı demiş atalarımız ‘görünen köy kılavuz istemez’. Ülke ekonomisini tozpembe gösteren iktidar partisine bir soru soralım. Siz geldiğinizde ne kadar iç ne kadar dış borcumuz vardı?
Bu soruya isterseniz biz cevap verelim. Akepe iktidara geldiğinde yani 2002 yılında Türkiye’nin iç borcu 99.525 milyar dolardı. Yıl 2006 Türkiye’nin iç borcu 174 milyar dolar. 2002 yılında Türkiye’nin dış borcu 131.407 milyar dolardı. 2006 yılında Türkiye’nin dış borcu 198 milyar dolar. Aradaki farkı anlamayacak kimse yok sanırım. Bir ülkenin insanına yapılan en büyük saygısızlıktan biri de alınan vergi. İnsanımın boynuna ilmek geçirmekten hiçbir farkı yok. Hiçbir ülkede millete bu kadar vergi yüklenmez. Hiçbir şey yapmadan bütün gelir umudunu vergiye bağlayan bir iktidar olur mu?
2002 yılında 59.631 miyar dolar olan vergi gelirleri 2006 yılında 137.4 milyar dolar.
Kişi başına düşen vergi 2002 yılında 857 YTL iken 2006 yılında 1883 YTL. Bu mu ülke insanına olan sevginizin ölçüsü?
Ülke insanına verdiğiniz değer çok iyi anlaşılıyor. Akepe iktidar olduğu dönem içinde, ya milletin boğazına çöktü para bulmak için, ya da ne varsa sattı. Bu dönemi böyle geçirdiniz. Peki bundan sonra neyi satacaksınız? İdare ettiniz bu sıcak paralarla. Günü ya da yılı kurtardınız. Karşınıza geçer ve sorarlar. Eee, şimdi neyi satacaksınız?
İnsanlar arasında bir söz vardır böyle bir durumda, herkes birbirine söyler ötekiler de anlar. Biz burada yazamıyoruz. Anlayan anlar..
Kişi başına düşen gelir 5 bin dolarlarla telaffuz ediliyor. Neye göre hesaplıyorsunuz bunu kardeşim? Demez mi insan madem öyle verin bana 5 bin doları?
Zengin olanları daha da zengin yaptınız. Para babalarını para paşaları yaptınız. Hangi yatırımı yaptınız da insanlara gelir kapısı açtınız? Zaten zengin bir kesim olan, belli bir kesimin parasına para katıp sonra da kişi başına düşen geliri 5 bin dolar diye yaygara yaptınız.
Yalan söylüyorsunuz, insanların gözünün içine baka baka yalan söylüyorsunuz! Ayıptır ayıp!
Yalan söylemek yoksa insan için en önemli meziyet mi oldu siz iktidar oldunuz olalı?
Öyle ekonomist diliyle konuşmadık. Gayet açık ve net olarak sizin yaptığınız ‘olağanüstü icraatlardan (!)’ bahsettik. Öyle fazla detaya da girmedik. Sadece en önemli birkaç konuyu hatırlatmak istedik. Eğer inanmayan varsa araştırsınlar. Biz araştırdık da söyledik.
Bunu elbet milletimiz bir tarafa not edecektir. Ve o notu sandığın başına gittiğinde çıkarıp okuyacaktır.
Daha yapacak çok işimiz var diyor akepe.
Hayrola yaptığınız yetmedi mi? Daha ne kadar dinamit döşeyeceksiniz vatanımın altına.
Ülkeyi bölmenin eşiğine getirdiniz. Ekonomiyi bitirdiniz. Adam kayırmacılığı, yolsuzluğu, kendinize en güzel meslek edindiniz.
Çekin kirli ellerinizi Türkiye’min üstünden, çekin!...
Cihangir_arik@yahoo.com