Putin Türk Devletlerinin Başkanlarının sırtını sıvazlarken, biz soydaşlarımızla görüşmek yerine AB’nin üçüncü sınıf görevlilerinin sırtını sıvazlıyoruz. Batı ülkeleri, tabi kaynaklar hazinesi olan Doğu ülkeleriyle “diyalog” kurmak için yol ararken, Türkiye Hıristiyan dünyası ile diyalog kurmanın peşinde koşuyor.
Ekonomimizi kurtarmadan vatanı kurtarmanın bayraktarlığını yapıyoruz.
Sen mi bana bağlısın, ben mi sana bağlıyım?
Ordu kimin emrinde? Kim benim emrimde?
Kim kimden daha üstün?
Benim yasam senin anayasanı döver.
Benim muhtıram, senin mitingin, ötekinin halk hareketi…
Kim kimden daha güçlü?..
Kim kimden daha çok siyasetçi?..
***
Milletçe çok gaza geliyoruz.
Akıl mantık hak getire…
Etkiye tepki…
Vay sen misin öyle söyleyen…
Al sana böyle…
Hepsi laf
Kuru kuruya kahve ağzı…
Mağdura oynama edebiyatı tam gaz.
“Halktan korkuyorlar.”
Siz korkmuyor musunuz?
Onun için mi halka “ananı da al git lan!” diyebiliyorsunuz?
Halktan korkmamanın kriteri ne?
Halk kim?
Hangi halk?
Kimin halkı?
***
Al bayrağı kapan kapana… Bayrak gibi yüce bir sembol siyasetin flaması olmak üzere…
Karşısındakine öfkelenen sarılıyor bayrağa.
Sen misin bayrak kapıp sokağa çıkan
Haydi bizimkiler… Kapın bayrağı da yürüyün mitinge!
Ne olacak?
Bayrak görsünler…
E görsünler…
Kimin bayrağı daha çok? Kimin bayrağı metrelerce uzun?..
Gaza gelen gelene…
***
İşte Türkiye’nin siyasetçisi…
İşte liderlerinin çapı… Vizyonu…
Al birini vur ötekine…
***
Ben Lider’e Putin derim… Putin’e de Lider…
1923’lerde Osmanlı’nın bakiyesinden Cumhuriyeti kuran Mustafa Kemal gibi, dağılan Rusya’yı tekrar BDT ile entegre etmeye yürüyor.
ABD’yi de AB’yi de birer birer mat ediyor.
***
Türkiye’yi gaza getirirlerken,
Putin, Türk Devlet Başkanlarıyla oturup “gaz” pazarlığı yapıyor.
Türkmenistan ve Kazakistan Putin’e “evet” diyor.
Oysa bu doğalgazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya nakli planlanıyordu.
Türkiye’de liderim diyenler laf yarışında iken Putin gazı götürdü…
Çünkü o
Sözde değil özde liderdi.
Ülkesini özde seviyordu…
Laf değil iş üretiyordu…
***
Kahrolmamak elde değil…
Putin Türk Devletlerinin Başkanlarının sırtını sıvazlarken, biz soydaşlarımızla görüşmek yerine AB’nin üçüncü sınıf görevlilerinin sırtını sıvazlıyoruz. Batı ülkeleri, tabi kaynaklar hazinesi olan Doğu ülkeleriyle “diyalog” kurmak için yol ararken, Türkiye Hıristiyan dünyası ile diyalog kurmanın peşinde koşuyor.
Ekonomimizi kurtarmadan vatanı kurtarmanın bayraktarlığını yapıyoruz.
Ekonomiyi kurtarıyoruz diyenlerse, vatanın en güzel yerlerini ve kaynaklarını satıyorlar.
Hasılı
Eller iş yapıyor biz ya peşkeş çekiyor ya peşrev çekiyoruz.
Ve daha da acısı…
Gelecek seçimlerde bu laf üreticiler iki ay boyunca kafa ütüleyecek…
Milleti yeniden gaza getirecek.
Yeni meclis bu lafçı liderin kontrolünde olacak.
Millet yine perişan iken bu lafazanlar Dünya platformunda günden güne eriyen Türkiye’nin kaptan köşkünde laf edebiyatı yapacaklar.
***
Sussan gönül razı değil, söylesen kâr etmiyor.