Kasım 2008

Ö T E S İ

 

26.04.2024 



Ünlem !

 
Asuman Özdemir

Affetmem asla seni!


Tam otuz bir yıl Korhan Abi Nebiye Ablayı böyle sevdi ve başına taç etti. Çok mutlu idi Nebiye Abla! Hangi kadına kısmet olurdu böylesine sevilmek ve korunmak? Geçen otuz bir yılda kimselere muhtaç olmadan kendi tırnakları ile başlarını kaşıdılar. Çocuklarını okuttular, meslek sahibi ettiler, evlendirdiler. Hatta kızları onları torun sahibi bile etti. Komşuları ile dostluklar apartman merdivenlerinde bir selamlaşmadan öteye gitmedi.

“Biz ikimiz birbirimize yetiyoruz…”
“Zaten çocuklar ve ev hem bütün zamanını alıyor hem de seni çok yoruyor. Bir de hanımlar arası ziyaretlerle helâk etme kendini…”
“Bugün yine yorgunluktan yüzün solmuş! Yeni komşulara “hoş geldin” ziyareti kalsın! Hem bakalım biz onlarla anlaşabilecek miyiz? Sen benden iyi biliyorsun. Herkesler bir âlem oldu!”
“Mutfağımızda senden başka bir kadın görmek istemiyorum. Bir kahve içmeye geldiyse arkadaşın mutfağımıza kahve fincanını bırakmak bahanesi ile giremez. Bu bizi kontrol ediyor demektir!”
“Güvenme! Sakın kimselere güvenme! Derler ya söyleme sırrını dostuna, söyler dostunun dostuna. Bu işler böyle! Dedikodu yaparlar, ailemize nazarları değer, huzurumuz bozulur!”
“Ben burada seninle Türk Sanat Müziği dinlerken içtiğimiz çayın zevkini hiçbir şeye değişmez iken, senin hanım günlerine mutlulukla katılmak istemeni anlamıyorum. Onlar için yapacağın masrafla biz Boğaz’da bir yemek yeriz. Üstelik yorulmazsın da! Böyle bir şeye kalkışırsan affetmem asla seni!”
Tam otuz bir yıl Korhan Abi Nebiye Ablayı böyle sevdi ve başına taç etti. Çok mutlu idi Nebiye Abla! Hangi kadına kısmet olurdu böylesine sevilmek ve korunmak? Geçen otuz bir yılda kimselere muhtaç olmadan kendi tırnakları ile başlarını kaşıdılar. Çocuklarını okuttular, meslek sahibi ettiler, evlendirdiler. Hatta kızları onları torun sahibi bile etti. Komşuları ile dostluklar apartman merdivenlerinde bir selamlaşmadan öteye gitmedi. Bu arada biz, “Vatan, Millet, Sakarya” diyerek, derneklerde, gazetelerde, çalışma hayatının tam orta yerinde koştururken bizlere karı koca ikisinin biraz alaylı biraz da acıyarak hatta hafife alan bakışları da gözlerimizden kaçmıyordu. Ama bir fincanın kahvenin kırk yıl hatırına sustuk! (Burasını yazmazsam çatlardım…)
Nebiye Ablanın kocasından bir tek şikâyeti vardı. Sigarası! Günde üç paket sigara içen Korhan Abinin mazereti hep “Nebiyeciğim, bütün ömrümü ben sizlere hasrettim. Bir tek lüksüm var o da bu meret. Dokunma şuna!” İşte burada Nebiye Abla “kör gözüne kör” misali bu koskoca tenakuzu ya fark etmedi ya da anlamazdan geldi. Bilemiyorum! Ben daha taziyeye gidemedim. Bundan sonra gidenlerin anlattıklarından yazıyorum.
Altı ay önce hak vaki oldu. “Lüks hayat sigara” Nebiye Abla ile Korhan Abinin arasına girdi. Nebiye Abla, Korhan Abinin acısını bırakmış yalnızlığına feryad edip yanıyormuş!
“Ne gelen var ne giden? Kapımı bir çalan yok! Cenaze sonrası ilk kalabalıklar yavaş yavaş tenhalaştı sonra hiç kimseler gelmez oldu! Ne günler bitiyor ne de geceler! Sessiz sedasız bu koskoca evde çocukların gelmesini bekler oldum. Onların da işleri, gidecek yerleri oluyor. Bazen iki hafta kapımı çalan yok! Komşuluk ölmüş! Şurada otuz altı daireyiz. Bir Allah’ın kulu çıksın da sorsun! Bu kadın öldü mü kaldı mı? Keşke ben de sizler gibi bir işin ucundan tutsaydım. Bir derneğe yazılaydım. Şimdi hem oyalanır hem de çevrem ve dostlarım olurdu!”
En ilginç olanını bir başka arkadaş anlattı.
“Ben taziye için orada iken kızı aradı. Rahmetli Korhan Abinin ne kadar söyledikleri varsa “Kimselere güvenme, biz aile olarak birbirimize yeteriz” muhabbetinin aynısını kızına yaptı. Aynı baskıyı şimdi kızına o kuruyor… Bir de ısrarla “bak dediklerimi dinlemezsen affetmem asla seni” dedi…”
“E be Nebiye Abla sen ne yapıyorsun. Bunun adı asosyalliktir demedin mi? “
“ Yooo… Kendini öyle bir kaptırmış ki, böylesi aile kaynaklı asosyalliğe devlet bile çare olamaz! Ne desen boş! ”


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam 5144 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002