Ortadoğu’da ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın çıkarları çatışmaktadır. Ortak emperyalist politikalar dünyanın her yerinde olduğu gibi Ortadoğu’da da ABD tarafından planlanır. Askerî operasyonları ABD icra eder, istihbarat çalışmalarını İngiltere, kültürel faaliyetleri Fransa yürütür. Amaca ulaşmak için çeşitli dolapların çevrilmesi ve ortalığın karışması gerekir, bunu tezgâhlayan da Almanya’dır.
Ortadoğu’da Büyük Ortadoğu projesi hızla gerçekleşiyor. Bu projenin esas gayesi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölmek, parçalamak ve yeni bir Yugoslavya meydana getirmektir. Sonra da ABD Kürt Devleti sayesinde Ortadoğu’ya yerleşerek petrol kaynaklarını ele geçirecektir.
Bu iş kiminle başladı derseniz Turgut Özal dönemini hatırlayın: Talabani ve Barzani isimli Peşmergelerin cebine Türkiye Cumhuriyeti’nin kırmızı pasaportunu koyup Çankaya köşkünde ayaklarına kırmızı halı sererek karşılayan Özal, benim de damarlarımda Kürt kanı dolaşıyor diyen Özal, Güneydoğu’da federasyon tartışılabilir diyen Özal, Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’ni federasyonu denemek için kurdum diyen Özal.
Terörist başı İmralı’daki ilk sorgusunda mahkeme heyetine tehdit savurarak “eğer beni asarsanız Türkiye 1925 yılında kaybettiği topraklardan daha fazla toprak kaybeder” demiştir. Terörist başı 1984 yılında eylemlerine başlamış ve 1998 yılına kadar tam 14 sene Güneydoğu’da 30 bin insanımızı şehit etmiştir. 14 sene sonra Atilla Ateş Paşa Suriye hududuna inerek meşhur beyanatını vermiş; “Eğer Abdullah Öcalan’ı Suriye’den çıkarmazsanız savaş sebebi sayarız” demiştir.
Bunun üzerine Suriye teröristbaşını ülkeden çıkarmış ve ABD Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne teslim etmiştir. Merhum Bülent Ecevit de son zamanlarında “Acaba Amerika Abdullah Öcalan’ı bize niye teslim etti diye düşünüyorum” demiştir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin sınırları Irak ve Suriye devleti ile çizilmemiştir. Bu sınırlar İngilizlerle, Fransızlarla çizilmiştir.
Ortadoğu’da ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın çıkarları çatışmaktadır. Ortak emperyalist politikalar dünyanın her yerinde olduğu gibi Ortadoğu’da da ABD tarafından planlanır. Askerî operasyonları ABD icra eder, istihbarat çalışmalarını İngiltere, kültürel faaliyetleri Fransa yürütür. Amaca ulaşmak için çeşitli dolapların çevrilmesi ve ortalığın karışması gerekir, bunu tezgâhlayan da Almanya’dır.
Hatırlarsanız bundan epeyce önce Tuzla Piyade Okulu’nun önündeki tren istasyonu durağına bomba atılmış, ölenler, yaralananlar olmuştu. Meclis’te milletvekili olan Hatip Dicle “Savaş halidir, olur” diye konuşma cesareti göstermişti. DTP eşbaşkanı Aysel Tuğluk teröristbaşının zehirlendiği iddiaları karşısında “Eğer bu doğru ise Türkiye’nin coğrafyası değişir” demiştir. Yine milletvekilliği yapmış olan Leyla Zana “Benim üç liderim var; Talabani, Barzani ve Apo” demiştir. Diyarbakır DTP İl Başkanı “Eğer Türkiye Kerkük’e müdahale ederse bunu Diyarbakır’a müdahale sayarız” demiştir.
Aynı sözü peşmerge Barzani “Türkiye Kerkük’e karışırsa biz de Diyarbakır’a karışırız” demiştir. Arkasından ABD’nin eski Genel Kurmay Başkanı “Türk ordusu Kuzey Irak’a giremez, girerse karşısında Amerikan askerlerini bulur” diyor ve çuval olayını hatırlatıyor.
Barzani’nin bu meydan okuyuşuna karşılık Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ABD Dışişleri Bakanı’nı arayıp peşmerge Barzani’yi şikâyet ediyor; “Şuna bir şey söylesene bizi tehdit ediyor” diye dert yanıyor. Yani çocuklar sokakta oynarken yaramazlık yapıyorlar, birisi rast gele topa vuruyor ve komşusunun camını kırıyor. Komşu da çocuğun babasına “oğlunuza sahip çıkın evimizin camını kırdı, yoksa ben döverim haaa” der gibi hiçbir ciddi devlet adamına yakışacak tavır değil.
Barzani’ye kardeşim diye hitap ederseniz, Talabani ile kucaklaşırsanız, peşmerge Barzani’nin bulunduğu bölgeyi Türkiye ile sınırdaş olan Kuzey Irak diye tanımlarsanız olacağı budur. Bunlar tarihe not düşülmektedir ve yarın bunları belge olarak karşınıza çıkardıklarında şaşırmamalısınız.
Kırmızıçizgilerimiz vardı, onlara ne oldu, kimler çizdi o çizgileri?
Sonra kimler sildi bu çizgileri?
Hasan Pulur köşesinde yazmış:
“Ölene tabut, kalana zabıt, maktül derdest, katil firar, asayiş berkemal…”
Bir de cenaze töreni:
Şehitler ölmez, vatan bölünmez, akan kan yerde kalmaz…