Kasım 2008

Ö T E S İ

 

21.12.2024 



Ünlem !

 
Asuman Özdemir

Allah ıslah etsin!


Geçen ay ki yazımın konusu olan hanım yazarımız sanki mümtaz basınımızda tek “o” varmış gibi oldu ve kendisine büyük bir haksızlık yapmış olduk. Bu tip yazarlar maalesef uzun zamandır varlar ve bir ağaç kurdu gibi işlerini görmekteler. Hedef kitleleri kadınlar. Yazdıkları sabun köpüğü yazılarında özel hayatlarının en özeline kadar yazan bu hanımlar, sık sık değiştirdikleri sevgilileri ile zaman içinde o kadar ünlü oldular ki, köşe yazılarını toplayıp kitap yaparak, kitaplı yazarlar grubuna dahi girdiler.

Ve yine geçen o zaman içinde aklı başında kadın okurlarını kaybettiklerini, okurlarının artık yeni yetme gençlerle, müstehcen fıkra niyetine yazılarını okuyan erkekler olduğunu halen fark etmiyorlar.
Akılı başında bir kadın için o yazıları okumak zaman israfından başka bir şey değildir. Bütün millî değerlerimize saldırıldığı, kalelerimizin tek tek yıkılmaya çalışıldığı şu hassas dönemlerde bu yazarlar, yazdıkları ile Türk aile yapısını doğrudan hedef alıyorlar. Hatta bu işi kendilerine verilen bir görev olarak yapıyorlar.
Türk kadını aile de belirleyici bireydir. Hatta evin yani yuvanın sahibidir. Evini, yuvasını, ailesini bir arada tutan, bir ömür boyu sırtlayıp taşıyan kadındır. Bu hanımlardan asla,
“saçımı sizler için süpürge yaptım,”
“gençliğimi heba ettim,”
“beni kimler istemişti de varmadım,”
“senin gibi kıymet bilmeze vardım” gibi abuk sabuk sözleri duymazsınız.
Bunun eğitimle bir ilgisi yoktur. Çok gördük iki üniversite bitirmiş de dillerinden bu sözleri düşürmeyenleri. Kadın bunu ailesinden alır. Demek ki “aile” bozulmaması gereken çekirdek yapıdır. Burada konumuz erkekler olmadığı için ailenin yıkılmasına neden olan beyler ve onların kötü alışkanlıklarından bahsetmiyoruz.
Biraz önce değindiğimiz yeni yetişme çağında olan bu yazarların okurlarında, bir özentinin başlaması da kaçınılmaz oluyor. Teşbihte hata olmazmış derler, beş kocadan geçmiş, on beş sevgili değişmiş, üstelik koskoca bir gazetenin köşe yazarı olmuş bir hanım bu kadar rahat anlatıp yazıyorsa “ben neden yapmayayım?” sorusu onlar için kaçınılmaz oluyor. Zaten arayışların olduğu bu yaş yanlışlıklar silsilesini de arka arkaya getiriyor. Aileyi bir arada tutan anne istediği kadar çırpınsın. Genç örnek olarak anneyi değil o yazarın anlattığı vidaları çıkmış hayatı kendine örnek alıyor.
Etrafımız da bu kadar çok, kısacık evlilikler yaşamış, boşanmış gencin olmasında katkı payları nedeniyle bu yazarları ayrıca kutlarız! Çünkü boşanma ve üst üste yeni sevgili edinmeler sıradan bir olay oldu. Eskilerin “Amasya’nın bardağı, biri olmazsa biri daha” sözü sanki onlar için söylenmiş. O kadar da rahatlar ki, asla dönüp hatayı kendilerinde aramıyorlar. Daha boşanmadan da çoğunun yeni sevgilileri hazır. Boşanmışlarda ahir ekserinin böyle olduğunu ben de bilmiyordum. İki genç erkek arkadaşın anlatması ile öğrendim. Yeni sevgililer internette daha evlilik devam ederken bulunuyormuş. Arkadaşların verdiği internet sitesinde bütün yazışmalarda rumuz kullanılıyor. Genç hanımların hemen hepsi kocalarını anarken beni bağışlayınız “öküz” olarak tanımlıyorlar. Mutsuz bir genç hanım tablosu çizen bu bayanlara sitede aleste bekleyen beyler yorumlar göndererek teselli ediyorlar ve tanışma başlıyor. Bu tanışma ile de maalesef aldatma da başlıyor. Böylece hepimizin kınadığı aldatma da onlar için sıradanlaşmış. Ve de en ilginci bu iğrenç olaylar onlar için o kadar normal ki, hiç utanmadan
“buradan tanıştığım şu rumuzlu kişi beni aldattı, bıraktı” ya da
“ilişkimiz devam ediyor. Yaşasın! Yakında evleniyoruz” diye yazabiliyorlar. En kötüsü ise;
“hem kocamı hem sevgilimi bırakamıyorum” diyenler.

Çocuklara “siz bunun böyle olduğunu bütün ayrıntıları ile nereden biliyorsunuz?” diye tüm saflığımla sordum. “Aşk olsun, kaç defa doğru mu diye denedik. Oltaya gelmeyen yok!” diye bir de benle dalga geçtiler.
Söyleyecek lâf bulamadım. Allah şirazeden çıkan hem bu yazarları hem de gençleri ıslah etsin.


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam 3839 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002