Ermenistan önce Nahçıvan’ı Bakü’ye birleştiren yolları açmalı
Türkiye’nin Iğdır vilayetinde faaliyet gösteren Iğdır Azerbaycan Evinin ve Birinci Dünya Savaşında “Ermeni Taşnak Teröristlerin Kurbanları” Derneğinin geçirdiği (birğe) ikili toplantıda Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasını hızlandırmak isteyen bazı kuvveleri tenkit eden beyanat yayınlandı.
Beyanatta son zamanlar Türkiye’nin Ermenistan’la sınırı olan vilayetlerde özellikle de Kars vilayetinde bazı siyasi parti ve gayri hükümet temsilcilerinin, yerli basın kuruluşlarının Türkiye hükümetinin mevkilerine zıt olarak, Ermenistan’la sınırların açılmasını talep eden miting geçirmeleri ve tebligat aparmaları tenkit edildi. Beyanatta bu kuvvelere Ermenilerin “ASALA” terör örgütlerinin Türk diplomatlarına karşı yaptıkları su-kastı, Ermenistan’ın Türkiye’ye karşı arazi iddialarını, sahte “Ermeni Soykırımı” tebligatı ile Ankara’dan tazminat talep etmesini bir daha hatırlattı. Ermenilerin Azerbaycan topraklarını bu güne kadar işgal altında tutmalarını unutmamak tesviye edildi.
İçimizdeki bu tür Ermeni yanlısı basın kuruluşları ve yazarlar aynı zamanda Türk-Ermeni işbirliğinin işgüzarlığını yansıtmaktadırlar.
Mehmet Altan’ın www.gazetem.net(“http://www.gazetem.net”) internet gazetesinin 13 temmuz 2004 tarihli sayısında yayınlanan makalesinde köşe yazarı 325 bin nüfusa sahip olan Kars vilayetinde 56 bin Karslının Ermenistan ile sınır geçit koridorunun açılması için imza topladığını, lakin bunun Türk basını tarafından gereğince ışıklandırılmamasından dolayı endişeli ve rahatsız olduğunu ifade etmiştir. Sınır geçit koridorunun açılmasının gerekli olduğunu sübut etmek için kendince bazı ekonomik hesaplamalar yapmıştır. Gerçekten de Türkiye’nin bazı şark vilayetleri diğer bölgelere göre ekonomik açıdan daha az inkişaf etmiştir. Yalnız Ermenistan ile sınır geçit koridorunun açılması bu vilayetlerin inkişaf etmesi bakımından tesirli olmayacaktır. Eğer şarkta Türkiye’nin sınır komşusu olan Ermenistan’ın ekonomisi felç vaziyetinde değil, inkişaf etmiş bir ülke olsaydı, tabii ki, Kars ve diğer şark vilayetlerinin ekonomisi kısa bir süre içinde inkişaf edip kalkınabilirdi. Lakin Ermenistan’da en az emek hakkının 9 dolar, emekli maaşlarının 7,5 dolar, orta aylık emek hakkının 35 dolar olmasına karşılık bir ailenin aylık harcamasının 66-70 dolar olduğu dikkate alınırsa, Ermenistan ekonomisinin Kars ekonomisine katkıda bulunacağı imkansız görünmektedir. Bu Ermenilerin düşünülmüş, hileli planları içerisindedir. Belki de “Tsoviç-Ttsov Hayatsan” projelerinin bir başlangıcıdır. Bunları iyi bilmemiz gerekiyor. Konuya dönelim. Ermenistan ekonomik yönden inkişaf etseydi nüfusunun yarıdan çoğu ülkeyi terk etmezdi. Her yıl 50-60 bin civarında Ermeni Türkiye’ye mevsimlik işler yapmak için akın ediyor. Kars vilayetinin karşı tarafında olan Gümrü ve Talin bölgelerinin de Kars’ta olduğu gibi köyde tarlalarda hayvan beslemekle meşgul olduğu dikkate alınırsa, sınır geçit koridorunun açılması hiç şüphesiz ki, Kars ekonomisine oldukça ciddi zarar verecektir. Onun için Türkiye-Ermenistan sınırının açılmasına hiçbir şekilde yol vermemeli, çünkü sınırın açılması Türkiye’yi yeniden bir çıkmaza sokabilir. Nitekim bütün bunları görüp kasıtlı olarak bazı konularda ısrar eden Ermeni yanlısı satılmış köşe yazarları yazmaya devam ediyorlar. Neden bu konuya değindim diye sorarsınız, çünkü birkaç ay önce Star gazetesinde yine bu konu gündemdeydi.
Akyaka sınır geçit koridorunun açılması ile bağlı başka bir gazetede, bu tam Ermeni gazetesi, Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni simasız Hrant Dink’in 15 temmuz 2004 tarihli sayısında “Metsamor kapatılsın… Sınır açılsın” adlı değerlendirmesi yayınlanmıştı. Bu zat Türkiye ve Ermenistan arasındaki problemleri sadece Metsamor AEE ve sınır geçit koridoru ile alakalı bulmakla yetinmiyor. Bu yüzsüz daha çok ciddi problemler olan Ermenistan’ın sözde “soykırım” propagandasını, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımamasını ve 1921 Kars Antlaşmasının lağvedilmesi için propaganda çalışmalarına değinmemekle de Türk kamuoyunun fikir ve görüşlerine tesir etmeye çalışmaktadır. Metsamor. AEE tehlikesizliğinin tasdik edilmesi Ermenistan’ın zayıf yeridir. Türkiye Çernobıl kadar tehlikeli olan bu meseleye özellikle Avrupa kamuoyunun dikkatini çekmeli ve Metsamor AEE’ın bağlanması için her platformda mücadele etmelidir. Sınır geçit koridorunun açılması meselesinde özellikle dikkat edilmesi gereken bir mevzu da, Ermenilerin bunu talep ederken kendilerinden daha çok Türkiye’nin şark vilayetlerinin faydasına olacağını ve bu talebin Türkiye’nin milli menfaatini dikkate almayan satılmış Türk basın ve yayın kuruluşları tarafından gündeme getirilmesine çalışmalarıdır. Burada özellikle Türk- Ermeni İş İnkişaf Ettirme Şurasının Türkiyeli genel sekreteri olan Ermeni asıllı Kaan Soyak’ın faaliyetini vurgulamak gerekir. Amerika ve Avrupa devletleri Türkiye’den Ermenistan ile sınır geçit koridorunun açılmasını talep ederken, Türkiye işgal edilmiş Azerbaycan toprakları olan Daglık Karabağ’dan Ermenilerin çekilmelerini öne sürmeli ve talep etmelidir. Türkiye meselenin mahiyetini bu devletlere açıklamayı başarmalı, sınır geçit koridorunun açılması için Ermenilerin de bazı güzeştlere gitmesini talep etmelidir. Lakin nedense Amerika ve Avrupa devletleri her iki tarafın güzeşte gitmesinden daha çok Türkiye’nin tek taraflı güzeşte gitmesi için bu ülkeye tazyik etmektedir. Not. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırın açılması ile bağlı sadece gayri hükümet veya siyasi partiler değil Ermenistan’ın üst düzey yöneticileri de bu konuda çaba göstermekte gayret ediyorlar. Oskanyan’dan sonra Ermenistan’ın Savunma Bakanı Serge Sarkisyan, The Wall Street Journal’da yayımlanan mektubunda “Soykırım önkoşul haline getirilmeden Türkiye ile diplomatik ilişki kurmak istiyoruz” dedi. Sarkisyan’ın “Geleceğe bakmak istiyorum” açıklamasında; “Umut ediyorum ki, Türkiye’nin AB ile yürüttüğü müzakereler iki ülke ilişkileri, insanlarımız ve bölgemiz için uzun zamandır beklenen fırsatı sağlar” diye yazdı. “Ermenistan, Ankara’yla ilişkilerin bedeli ne olursa olsun başlatmalı demiyorum” ifadelerini kullanan Sarkisyan “Türkiye, Ermenistan sınırını açarsa küçük ülkem jeopolitik açıdan Avrupa’ya daha yakın olur” dedi. Sarkisyan, “Türkiye ile sonsuza dek düşman olamayız. Gelecek için ilerlemeliyiz” diyerek mektubunu bitirdi. Oskanyanlar ve Sarkisyanlar çok iyi biliyorlar ki, Türkiye’nin AB’ye üye olması Ermeniler için inanılmaz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirmek için bütün diaspora Ermenileri büyük faaliyete başlamışlar.
irevanlisevil@yahoo.com.tr