Toroslara doğru atını sürüp karlı zirvelerde imi timi bellisiz olan İnce Memet, Türkiye’de solun yükseliş sürecinde roman sayfalarından çıkarak ezilenlerin destansı simgesine dönüşür. İnce Memet tiplemesi ezilen emekçinin, ağa kapısındaki yoksul köylünün direnişinin, Abdi Ağa ise sömürünün sembolüdür artık. Teorik olarak köylüyü sömüren ağa, işçiyi sömüren burjuva karşıtlığı yoksullar açısından olması gerekendir.
Yaşar Kemal’in İnce Memet romanında Çukurova’nın yoksul köylülerinin sömürü düzeninin simgesi Abdi Ağa’ya karşı destansı mücadelesi anlatılır. Türkmen boylarının geleneksek kültür havzası Torosların, Çukurova’nın destanlarını, ağıtlarını, her türlü folklorik ürününü derleme sürecinde edindiği dil ve anlatımın yazarın romanlarına yansıdığını görürüz.
Topraklarına el koyup adeta köleleştirdiği köylülerin Abdi Ağa’ya ırgat, yarıcı, maraba olmak dışında bir seçenekleri yoktur. Abdi Ağa’nın yarıcılarından biri de İnce Memet’tir. Gelişen olaylar sonucu silaha sarılıp Toroslara çıkan eşkıya İnce Memet çukurdaki yoksulların umudu, Abdi Ağa’nın korkusudur. At ayağı çabuk, ozan dili çevik olur, biz romanın sonuna gelelim. İnce Memet Abdi Ağa’yı cezalandırır, topraklarını yoksul köylülerle taksim eder.
Toroslara doğru atını sürüp karlı zirvelerde imi timi bellisiz olan İnce Memet, Türkiye’de solun yükseliş sürecinde roman sayfalarından çıkarak ezilenlerin destansı simgesine dönüşür. İnce Memet tiplemesi ezilen emekçinin, ağa kapısındaki yoksul köylünün direnişinin, Abdi Ağa ise sömürünün sembolüdür artık.
Teorik olarak köylüyü sömüren ağa, işçiyi sömüren burjuva karşıtlığı yoksullar açısından olması gerekendir. Sınıfsal konumu gereği ezilenin yanında olması gerekirken sömürüye hizmet edenler tarih boyu var olagelmiştir. Abdi Ağa’nın yanaşmalığını tercihle, İnce Memet’le birlikte saf tutmak olarak da niteleyebiliriz bu durumu.
Yaşar Kemal okurlarını İnce Memet safına yönlendirir. Roman sayfaları içinde kaybolan okurlar Anavarza’da köylülerle birlikte çakırdikeni yakıp, Abdi Ağa’nın evini basar, İnce Memet’le at sürer, Ağanın yanaşmalarına lanet okurlar. Edebiyatın gücü burada ortaya çıkar: Bazı roman kahramanları yazarından daha çok ün kazanır. Bir karakter tanımı olarak, bir simge olarak insanların, insanlığın ortak değerlerine dönüşür. Türk okuru için İnce Memet bu tanımlamaya fazlasıyla uymaktadır.
Çukurova’dan, Toroslardan, giderek Türkiye’den daha geniş bir coğrafyaya, dünyaya baktığımızda Abdi Ağa olarak tanımlanabilecek devletlerle, ezilenler, sömürülenler olarak tanımlanabilecek devletleri, halkları topluca görebiliriz.
Abdi Ağa yoksul köylülerin topraklarına el koymuş, onları kapısına bağlamıştı. Küreselleşme çağının Ağaları ABDi ve ABdi Ağaların ise Çukurova’nın bir bölümüyle yetinmeleri söz konusu bile olamaz! Onlar kendilerini yoksulların coğrafyasında bulunan petrol başta olmak üzere her türlü enerji ve zenginlik kaynağının sahipleri saymaktadırlar. ABDi ve ABdi Ağanın yanında yoksulların, tüm geri kalmış halkların ancak ve ancak ırgatlık, marabalık gibisinden özgürlükleri olabilir. Yarıcılık, ortakçılık haklarını özgürce kullanabilirler!
Genişletişmiş Ortadoğu Projesiyle 22 ulus devleti dağıtacağını, doğal kaynaklarına el koyup halklarını sürüleştireceğini ilan eden ABDi Ağanın yanaşmaları kimler dersiniz? Roman kahramanlarının sanal dünyasında İnce Memet’e alkış tutup, Abdi Ağaya lanet okumak çok kolay. ABDi Ağanın racon kestiği gerçek dünyada İnce Memet yandaşlığı, yoksulların omuzdaşlığı zor olsa gerek! Bazı fonlu aydınlarımız, seçkinlerimiz ABDi Ağaya yanaşıp yanaşmalığına soyunmayı çıkarlarına daha uygun bulmuş olacaklar…
ABDi’nin petrol kuyularının başına nöbetçi dikip yanaşmalık görevi verdiği peşmergelere methiyeler düzmek, ulus devlete karşı emperyalist arkalamalı demokratlığa soyunup, bölücü terörü kutsamak aslında bizleri şaşırtmamalı.
Toroslarda Yörüklerin kıl çadırlarında kökboyalı kilimlerin üzerinde dinlenen Avşar bozlakları, Çukurova’dan Halep’e yankılanan barak havaları yazarlarımızın hem ilham kaynağı, hem de halk pınarının katışıksız gıdasıydı. Yaş kemale erdikten sonra uzandıkları Stokholmler, Bürükseller, gördürülen Nobel rüyaları, uyandırılan ödül hülyaları ileri yaşlarda dengeleri bozmuş olmalı. Kamil olunacak kemal yaşlarında İnce Memet yandaşlığından ABDi ve ABdi yanaşmalığına soyunmanın bu açıdan aslında şaşılacak hiçbir yanı yok…