Papa, Hıristiyan dünyasının lideri ve İtalya’da Papalığı temsil eden Vatikan’ın Devlet Başkanıdır. Papa kendisi Katolik olup Hıristiyan dinindeki diğer mezhepleri (Ortodoks – Protestan) birleştirmek için çalışmaktadır. Hatta Museviliğin de kendi dininin içerisinde olduğunu iddia etmektedir. İslam dinine de hakaret etmekten geri kalmamakta hatta İslam dinini ve onun Yüce Peygamberini aşağılamakta ve eli silahlı, İslamiyet’i silah zoruyla kabul ettirmeye çalışan bir zorba olarak tanıtma gayreti içerisinde çalışmalar yapmaktadır.
Papa bu çalışmalarını yaparken AB’den büyük destek almakta AB içerisindeki bütün devletler Papaya maddi ve manevi destek vermektedirler zaman zaman da sözcü olarak kullanmaktadırlar. AKP şu anda iktidarda ve 4 senedir de Türkiye’nin yönetimini elinde bulundurmaktadır. AKP, AB’ye girme sevdasıyla Türkiye’de büyük değişiklikler yaptı. Kanunlarımız Anayasamız değiştirildi ve değiştirilmeye devam ediyor. Bütün bu değişiklikleri AB’nin talimatlarıyla yapıyorlar. Topraklarımız ve bankalarımız satılıyor. Türkiye bir tarım ülkesi ancak tarım ve hayvancılık yasaklanıyor. Türkiye’nin her yerinde Hıristiyan olsun olmasın kiliseler açılıyor.
AB ve ABD Türk Milletine kim daha fazla söverse onları ödüllendiriyor. Büyük para yardımları yapıyor ve Nobel ile ödüllendiriyor. AB ve ABD’den gelen misyonerler mahalle aralarında küçük çocuklara İncil hediye ederken kitap aralarına da 100 dolar koymayı ihmal etmiyorlar. Böylece Türkiye’de bilhassa büyük şehirlerde gençlerimizi Hıristiyan dinine özendirerek İslam dininden uzaklaştırmaya çalışıyorlar, AKP de bu davranışlara göz yumuyor, hatta yer yer destek bile veriyor.
Biz Türkiye Cumhuriyeti Devletinde yaşayanların yüzde 99’nun Müslüman olduğunu biliyorduk ancak Sayın Başbakan bu oranda bir indirim yaparak Papaya yüzde 95’inin Müslüman olduğunu söylediğine göre demek ki yüzde 4 oranında bir azalma olmuş.Bu azalma acaba kiliseler sayesinde Hıristiyan dinini seçenler oldu da ondan mı oldu, bunun açıklanması gerekmektedir.
Hıristiyan âlemine bir tavsiyemiz var öncelikle İslam dininin Yüce Peygamberinin manevi huzurunda secdeye kapanarak ondan özür dilemelidirler.
Yüce Peygamberimiz Allah’tan aldığı vahiy yoluyla gelen ayetlerde Hz. Meryem’in namuslu bir kadın Hz. İsa’nın da babasız Meryem oğlu İsa olduğunu ve Allah’ın Peygamberi olduğunu kabul etmiş ve İslam âlemine duyurmuştur. Hz. Peygamberimiz bu durumu gizleme yoluna da gitmemiştir. Çünkü Allah’ın emridir ve böyle duyurulması gerekmektedir. Babasız bir doğumun gerçekleşmesi ancak imanla kabul edilebilir, başka türlü ispatı mümkün değildir. Bunu da ancak bir Peygamber yapabilir ve de Allah’ın kendisine verdiği bu görevi yerine getirmiştir.
Dinler arası diyalog arayanlara şunu hatırlatalım ki, Müslümanlar bütün Peygamberlere Kitaplara inanıyorlar. Diğer dinin mensupları da önce İslam dinine, onun Peygamberine ve kitabına inansınlar, ondan sonra zaten diyaloga da gerek kalmaz, çünkü son din İslamiyet, son kitap Kuran-ı Kerim’dir.