Kasım 2008

Ö T E S İ

 

11.10.2024 



Ölçü

 
Cem Sökmen

YERLİLİK VE ORGANİZE OLMAK


Medyanın abartı kültürü, palavraları ve her fırsatta topluma dayattığı yabancılaşma ideolojisi her gün bulduğu yeni malzemelerle tazeleniyor. Hiç ummadığınız şekillerde, adeta sinekten yağ çıkaran bir gayretle Türkiye’de bilinç ve değerler sistemi dönüşümünü gerçekleştirmek için organize çalışılıyor. En son geçtiğimiz günlerde yabancı bir futbolcu kullanılarak mensup olduğu milletin dini bayramının ne kadar önemli olduğu Türkiye kamuoyuna anlatılmış oldu.

Buna belki nabız yoklaması belki de bütün ölçülerin hiçe sayıldığı nokta diyebiliriz. Artık “haber değeri” diye bir ölçü söz konusu değildir, sadece küresel hegemonyanın uyuşturma ideolojisinin haber değeri vardır. Bu ülkede en önemli ve en çok konuşulan hadiseler bu toplumun çoğunluğunu ilgilendiren hadiseler olmalıdır. Fakat biz uzun bir zamandan beri bunun tam tersini yaşıyoruz.

HAÇLILAR SADECE BATI’DA OLSA!
Eylül ayı içinde Ömer Lütfü Mete “Yerli Haçlılık Nasıl Dengelenir?” başlıklı yazısında mevcut anlayışı şöyle ifade ediyordu: “Mesele ideolojik tavrın yansıtılmasındaki farkta... Beyaz Türk azınlığın güdümündeki yayınlarda İslam karşıtı ‘Yükseltilen değer ideolojisi’ sinsice işlenir. Böylece bu yayınlar sanki milletin ortalamasına hitap ediyormuş gibi doğal pazar şartlarında satın alınan ürünler gibi görünürler.”
Buradaki orta yolculuk asla serin duruş değil kitleler halinde uyuşturulmanın kapitalistçe söyleniş biçimidir.
Bu medya ortamının karşısında ise belli kalıpları ezberlemiş ve yeni bakış açılarıyla tanışmaya yeni bilgilerle donanım sağlamaya kapalı büyük bir okumuş/diplomalı kalabalığı bulunuyor. Medyanın ve kapitalist hayat tarzının dayattığı abartı kültürünün tesiriyle en sığ sularda dolaşan, sadece kendisiyle meşgul olan ve bu durumdan rahatsızlık duymayan bir insan tipi, genel kanaatin sahibi ve ortalama kişilik olarak sunuluyor. Bütün bunlardan sonra, yerli düşünmek, yerli yaşamak isteyenlerin derdi kendi gündemimizi oluşturmak olmalı. Malumat istifçiliğini iş edinerek topluma hiçbir şey söylemeden yaşamaya devam edenlerle, sadece doğruları söylemek için yaşayan gerçek aydınların arasına kalın bir çizgi çekmek gerekiyor.

NASIL ORGANİZE OLACAĞIZ?
Seyyid Ahmed Arvasi şöyle diyor: “Kafalarda billurlaşmayan, gönüllerde heyecan uyandırmayan idealler, yapma ve zorlama organizasyonlarla başarıya ulaştırılamazlar. Bütün mesele böyle organizasyonlar yerine, kitleleri, çeşitli açılardan cezbeden bir ruh ve şuur etrafında, kendi kendine oluşan organizmalar halinde büyümektir. Böyle olunca sizlere şunu tavsiye edebiliriz: Her şeyden ve herkesten önce bizzat siz davanızı, en iyi şekilde öğreniniz; bu konudaki kültürünüzü derinleştiriniz; büyük bir iman ve aşk halinde benimsediğiniz davanızı, bilfiil yaşayarak etrafınıza canlı bir örnek olunuz.”
Marifet, vitrindekileri veya sadece vitrinde görünmeye yönelik iş yapanları tanımak değildir. Böyle bir haberdarlık aldatıcıdır. “Çok şeyden haberim var” zannederken, hakkında bilgi sahibi olduğunuz konular, yüzeysellikleri yüzünden sizi sadece seyretmeye ve bilinçsizce taklit etmeye sürükler. Vitrinci anlayışa karşı durabilmek için asıl yapılması gereken iş ise, olup bitenleri sorgulayarak kendilerini bulmuş ve derinlik sahibi olmuş isimleri layıkıyla tanımak, onların düşüncelerini iyi anlamak ve kendi zihninin imkânlarını harekete geçirmektir. Kendi gündemimize sahip olabilmenin yolu ortak kitaplığa ve değerler sisteminin hayat tarzına yansıtılmasından geçiyor. Alternatif bir gelişme yolu takip edilmezse dezenformasyondan etkilenmemek mümkün değildir. Hayatlarının geçmişteki bir dönemini “altın devir” telakki edip ona takılıp kalmış, yeni olgular ve yeni bağlantılar keşfedip bunlardan bugünün sorunlarına cevap üretmek gibi bir derdi olmayanlarla yüzeysel birliktelikler sergilenebilir ancak. Gerçek birlik hayat tarzlarındaki birliktir, tüketim kalıplarındaki ve hedeflerdeki birliktir.


ufuk@ufukotesi.com

Bu yazı toplam 3353 defa okunmuştur.

Ufuk Ötesi Gazetesi'nde yayınlanan yazı, haber ve fotoğraflar kaynak gösterilerek iktibas edilebilir.

UFUK ÖTESİ.COM

BU YAZIYI TAVSİYE EDİN

Adınız  Soyadınız

E-posta adresiniz
Arkadaşınızın e-posta adresi

 

Yazdır  - Sayfanın Başına Dön 

 

 Sayı :79

 KÜNYE
 
 ARŞİV
 
 ABONELİK
 
 REKLAM
 
 
  YAZARLAR
 Ali Arif Esatgil
Bayrak gibi yaşamak...
 Alptekin Cevherli
En zor yazım…
 Doç. Dr. Fethi Gedikli
Şimşek gibi çakıp geçen ülkücü
 Dr. Yusuf Gedikli
Sevgili Kemalciğim, candaşım, kardaşım, arkadaşım…
 Kemal Çapraz
Son söz...
 Olcay Yazıcı
Asil Neslin Son Temsilcisi: Kemâl Çapraz
 Bayram Akcan
“BOZKURT” Kemal ÇAPRAZ
 Aydil Erol
Bu çapraz, kimin çaprazı?!!
 Şahin Zenginal
Sensiz hayat zor olacak
 Ünal  Bolat
Sevdiğini Türk için seven Alperen
 Hayri Ataş
“YA BÖYLE ÖLÜM DEĞİL Mİ ERKEN”
 Mehmet Türker
Türk Dünyasının dervişi
 Mehmet Nuri Yardım
Kemal Çapraz diye bir kahraman
 Prof Dr. Ali Osman Özcan
Ufuk Ötesinde Çapraz Ateş
 Orhan Seyfi Şirin
Çapraz doğuştan ‘Reis’ti
 Rasim Ekşi
Kardeşim Kemal’in Vasiyeti
 Dr. Orhan  Gedikli
Sevgili Kemal Kardeşimin Ardından
 Özdemir Özsoy
Seni unutamayız
 Dr. Ünal Metin
“Ufuk Ötesi” yaşıyor
 Aybars Fırat
Kastamonu Beyefendisi
 Süleyman Özkonuk
Öteki Ufuk
 Coşkun Çokyiğit
Kemal Çapraz “Tek Ağaç”lardandı
 Zeki Hacı ibrahimoğlu
30 yıllık dostumdu
 Baki Günay
Kırım Meclisinde Kemal Çapraz sesleri
 Ahmet Tüzün
İz Bırakan
 Cem  Sökmen
Metropoldeki dâvâ adamı: Kemal Çapraz
 Hüseyin Özbek
Kemal Bey
 Asuman Özdemir
Sermayeye kurban gittin…
           
       
 
   

Karahan 2002