Bunlar Türk’ü, Türk Milleti’ni tanımıyor. O millet ki, genlerinden gelen hasletle; başına kimlerin çorap ördüğünü biliyor. Evet bugün ekonomik olarak, siyasi ve sosyal anlamda oyunu bozmaktan çok uzak. Ancak, yemiyor. Yüzyıllar geçse de yemeyecek. Vakit geldiğinde taşı öyle bir gediğine koyuyor ki, onun dize gelmesini bekleyenler, “Yahu bizim akademisyen akıl hocalarımız bile çuvalladı” diye içerleniyor.
Neyi ve niye? Bu testi öyle bir kırıldı ki, getiren de, yere vuran da bu hale geleceğini tahmin edemiyordu. Hoş kimin getirdiği, kimin yere vurduğu da bir muammadır. Sanıldı ki, sıkışılan yerde ‘bir ölçek milliyetçilik’ o öne çıktığında bir tutam ‘devrimcilik’ onda doz kaçarsa bir miktar ‘ılımlı islam’ işi yoluna koyarız... Peşine siz de ekleyeceklerinizi ekleyebilirsiniz. Haksız kazanç mı, köşe dönme mi, örtülü ödenekten besleme mi, kamu imkanlarından nemalandırma mı... Fakat hep birlikte gördük işte: Maya tutmadı.
Bunlar Türk’ü, Türk Milleti’ni tanımıyor. O millet ki, genlerinden gelen hasletle; başına kimlerin çorap ördüğünü biliyor. Evet bugün ekonomik olarak, siyasi ve sosyal anlamda oyunu bozmaktan çok uzak. Ancak, yemiyor. Yüzyıllar geçse de yemeyecek. Vakit geldiğinde taşı öyle bir gediğine koyuyor ki, onun dize gelmesini bekleyenler, “Yahu bizim akademisyen akıl hocalarımız bile çuvalladı” diye içerleniyor. Bu sayının kapak konusu bir başka yazıydı. Sabah vapurda gazeteyi okumaya başlayınca, vazgeçtim. Ve o gazeteden derlediğim bazı haberlerden paragraflar alıp, sizlerle paylaşmak istedim. Aynı gün, aynı gazete ve “Biri çıkıp açıklasın, ne oluyor bize?” dedirtecek paragraflar... Aslında cevabı herkesin kendisi vermeli. Fakat daha çok da başımızdaki idarecilerin vermesi gerekmiyor mu?
Buyurun, seçme haberler:
510 PREZERVATİF
Rock’n Coke İstanbul’un ilk günü prezervatif satışlarıyla da dikkat çekti. Festivalin ilk günkü prezervatif satışının 510 olduğu belirtildi. Festivalin dördüncüsüne katılan firmalar arasında Eczacıbaşı Firması bünyesinde faaliyet gösteren OK Prezervatif markası da yer aldı. Stand yetkilileri 22.30’da kapattıkları standda 510 prezervatif sattıklarını açıkladılar. (Festivale katılanların yaş ortalaması 19-23)
İMAMA BIÇAK
İsmailağa Camii’nde Bayram Ali Öztürk, sabah namazından sonra vaaz verdiği sırada 27 yaşındaki Mustafa Erdal tarafından kalbinden bıçaklanarak öldürüldü. Görgü tanıkları Erdal’ın linç edilerek öldürüldüğünü söyledi. Polis ise katilin mihraba kafasını vurarak intihar ettiğini açıkladı. (İntihar ettiği söylenen şahsın yaşı 27)
ŞEHİT DEĞİL
Bursa’daki cenazede Jandarma Asteğmen Zeki Burak Okay’ın babası Sezai Okay, “Benim oğlum Anafartalar’da, Çanakkale’de savaşmadı. O şehit olmadı. Oğlumu ne idiğü belirsiz savaş denilen bir olayın içine soktular” diye konuştu. Sinir krizi geçiren anne Neriman Okay ise “Oğlumu bisiklete bindirmedim ben, kaza yapıp, ölür diye. Ben onu öldürün diye mi verdim?” diye isyan etti. (Z. Burak Okay da 20-25 yaşlarında)
O HAİN SATTI
Hakkari’de 2 askerimizin şehit olduğu saldırı öncesi içerden biri ‘oynak mevziler’in yerini PKK’ya bildirdi ve firar edip terör örgütüne sığındı. (Muhtemelen o da 20-22 yaşlarında.)
Evet, kavramlarla, kutsallarla oynana oynana, toplumun getirildiği nokta bu. Bir yanda cami içinde cinayet, öte yanda festival çadırı kurup prezervatif satışını patlatan gençlik. Sahi biz hangisiyiz? Eğer ikisi de değilsek, bu topluma biçilen rol ne ola ki? Birinin mutlaka çıkıp açıklaması gerekiyor. Daha fazla vakit geçirilmeden...