Aynı halka metro gibi raylı sistemi mi tercih edersiniz ya da tıka basa otobüslerle devam etmek mi istersiniz diye soran yok… Sormazlar zaten… Çünkü alacakları cevabı biliyorlar ve bu cevap işlerine gelmez… Kaldırım taşlarını mevsimlik mi değiştirelim ya da o parayla okul mu yapalım diye soran hiç olmaz… Şu günlerde birçok partide kongre süreci yaşanıyor… İllerde ilçelerde başkanlar belirleniyor. Ancak başkanlar genel merkezin, daha doğru ifadeyle liderin istediği kişiler oluyor. “Tek liste istiyorum” diye Ankara’dan emir buyruluyor. Tek liste seçime giriyor… Kazara birileri aday olmaya kalksa susturuluyor, sindiriliyor, önü kesilemezse hain ilan ediliyor… Hesap basit… İl ve ilçelerde kongreler yapılıyor… Ama kimin başkan, kimin yönetim kurulu üyesi, kimin de delege olacağına Ankara’daki genel başkan karar veriyor… Sonra genel başkanın isteğiyle seçilen delegeler, büyük kongrede oy kullanacak. Onlar da haliyle kendilerini seçen genel başkanlarına oy verecek… Ne güzel demokrasi… Önce delegeyi genel başkan seçiyor, sonra delegeler genel başkanı… Al gülüm ver gülüm demokrasisi… Niçin seçilen bir kişi ölene kadar veya kendi isteğiyle istifa edene kadar onca seçim yenilgilerine rağmen o partide genel başkan kalabiliyor sanıyorsunuz… Al gülüm ver gülüm demokrasisi sayesinde… Genel başkanlar sadece delegeleri veya il, ilçe başkanlarını belirlemiyor. Kimin milletvekili, kimin belediye başkanı, hatta kimin belediye meclis üyesi olacağına bile karar veriyor… Sonra da genel başkanların belirlediği listeleri oylamak için sandıklar kuruluyor. Halk da genel başkanın belirlediği milletvekili veya belediye başkanı için oy kullanıyor. Özünde halk sadece partiye oy veriyor, kimin milletvekili veya belediye başkanı, bakan olacağına ise genel başkan karar veriyor… Sonra da biz buna demokrasi diyoruz…

Benim oyumla seçilecek milletvekilini, belediye başkanını Ankara’da oturan genel başkan belirleyecek… Ben onun belirlediği kişiyi milletvekili seçeceğim, o milletvekili de Ankara’da beni temsil edecek… Buna da demokrasi diyeceksiniz… Tek kelimeyle, ayıptır… Yıllardır AB için demokratikleşme paketi, uyum paketi adı altında onlarca kanun çıkarıldı. AB’imiz şu kanunu da çıkarın, şu kanun çıkmazsa demokrasi olmaz diye sürekli baskı yaparlar… Siz hiç siyasi partiler ve seçim kanunları ile ilgili AB’nin baskı yaptığına şahit oldunuz mu? Yapmazlar, bu sistem onların da işine geliyor… Siyasi partiler ve seçim yasası değişmediği sürece, krallardan çok yetkili olan parti genel başkanları tek belirleyen olduğu sürece demokrasi ülkemizin kıyısına köşesine bile uğramaz…