Türkiye Cumhuriyeti kadar eski tarihe dayalı olmasa da, yıllardır Azerbaycan’ın Avrupa birliğine üye olma girişimleri devamlı kayaya saplanıyor. Tüm istekleri yerine getirmeye çalışan Azerbaycan’ın karşısına yeni yeni bahaneler konuluyor. Her fırsatta Azerbaycan’ın yanı sıra Müslüman ve özellikle de Türk kökenli halklardan oluşan devletlere açıkça art niyetli yaklaşım siyaseti yürüten AB, bu politikasını hiç bir şekilde değiştirmese de, ülkelerimizde satın almış olduğu guruplar tarafından her zaman destek bulmaktadır. Yıllardır Türkiye’ye her defasında yeni bahane uyduran AB şimdi de Azerbaycan’ı oynatmaya devam ediyor. Azerbaycan’ı Avrupa Parlamentosunda temsil eden milletvekillerimizin de büyük çoğunluğunun dış politika anlayışının ne olduğunu yeterince bilmemesinden faydalanan AB Parlamentosu Azerbaycan konusunda istediği kararı hiç müzakeresiz alabiliyor. Nitekim bu kurumda Azerbaycan’ı temsil eden milletvekillerimizin bırakın politik tecrübelerini, büyük çoğunluğu İngilizceyi bile bilmiyorlar. Birçoğunun oraya neden gittiklerinden haberleri olmadığı gibi, alınan kararlardan ve müzakere edilen meselelerden de habersizlikleri her defasında kabarık bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Birçoğunun parlamentoyu unutup alışveriş merkezlerinde alışveriş yaptığı da bilinmektedir. İşte bu gibi sorunlarımız bizi ileriye götüremediği gibi, bulunduğumuz noktadan da geriye doğru sürüklemektedir. Azerbaycan’da politik bilgisi olmayanların siyaset yapmaları çok rastlanan bir olay. Hatta yıllarca sinema, tiyatro oyunlarında oynayan, albümler, kasetler ve klipler çeken başarılı sanatçılarımız yurt dışında büyükelçi olarak görev yaptıkları bir gerçektir. Sanat dünyasında gerçekten de başarılı olan bir insan dış politikada da illa başarılı olacaktır diye bir anlayış söz konusu olamaz. Bunlar tamamen farklı şeylerdir. Hayatı boyunca öğretmenlik, şairlik, gazino sanatçılığı, esnaflık gibi işlerle uğraşanların milletvekili, diplomat yapılması çok yanlış. Halkımızın elbette bu insanlara da ihtiyacı vardır. Yalnız bunları hükümet, milletvekili yaparsa işte böyle başarısız sonuçlar olur.
Avrupa Parlamentosu geçen günlerde Azerbaycan arazilerinde Ermenilere mahsus mezarların sözde Azerbaycanlılar tarafından dağıtılmasına ilişkin bir karar kabul ederek, Azerbaycan’ın neredeyse Ermenilerden özür dilemesi talebinde bulundu. Bizleri vahşi ve barbar ilan etti. Bunlar yetmedi, AB Parlamentosu Dış Meseleler Komisyonu Güney Kafkasya’da karmaşalara dair hazırlamış olduğu raporda Karabağ’ı Ermenistan’ın arazisi gibi gösterdi. Azerbaycan’ın aleyhine her fırsatta çalışmalarını aksatmaksızın yürüten Avrupalılar, Ermenilere vermiş oldukları desteği bir kez daha dünya karşısında sergilemiş oldular. Bu mu Avrupa’nın yeni komşuluk siyaseti? AB Parlamentosu bu adımla bir kez daha açık bir şekilde dünyada terörizmi desteklediğini göstermiş oldu. Bu başarıyı elde ettiklerini gören Ermeniler daha da ruhlanarak AB Parlamentosuna artık diğer bir müracaat hazırlamaktadırlar. Ermeniler hazırlamış oldukları müracaatta Azerbaycan’dan göç etmiş Ermenilerin emlak ve mülkiyetlerinin değerini Azerbaycan tarafından ödenmesi talebinde bulunacaklar. Böyle bir talep Azerbaycan için oldukça tehlikelidir. Artık ülkemiz aleyhine Avrupa Parlamentosu resmi olarak parlamento seviyesinde iki toplantı gerçekleştirdi. AB parlamentosu Ermenilerin 3 talebini de hiç müzakeresiz kabul edecektir. Ama maalesef bu adımların karşısı ne dış işleri bakanlığı tarafından, ne de Azerbaycan Millet Meclisi tarafından alınmıyor. İki kardeş ülke birleşip Ermenilerin bu çalışmaları karşısında çok önemli adımlar atması gerekirken, yetkililerimiz sadece söz üretiyorlar. İşte Yüce Milletimizi “lan” seviyesinde gören nazırlarımız sayesinde ne Türkiye ve ne de Azerbaycan hiç bir ilerleme elde edemiyor.