Tasarıya özel okulda eğitim görüp belirli bir başarıyı yakalayan öğrenciye yılda 1000 YTL başarı ödülü verilmesi de eklenmiş. Özel okulların ödediği elektrik ve su paralarının da devlet okullarında olduğu gibi aynı tarifeden olması kararlaştırılmış bu tasarıda.
Tasarıya göre yabancı uyruklu öğrencilerin okuduğu uluslararası okullara eskiden olduğu gibi Türk öğrenciler gidemeyecek. Buna göre Türkiye’de sadece büyükelçilik veya şirketlerde çalışan yabancı uyruklu kişilerin çocuklarının gittiği International Comunity School, MEF ve Bahçekapı Uluslararası Okulu gibi 11 uluslararası okula, Türk öğrencilerin gidebilmesinin yolunu açan madde taslaktan çıkarıldı.
Özel okul sahipleri ve dernekleri de yeni tasarıyla ilgili endişe ve isteklerini bir rapor halinde Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’e sundu. Özel okul sahiplerinin istekleri arasında ölünce Türk bayrağına sarılmak ve kendilerine yeşil pasaport verilmesi bulunuyor. Özel Okullar Birliği Başkanı Dr. Rüstem Eyüboğlu, özel okul sahibi ve müdürlerinin resmi okul müdürleri gibi ölünce Türk bayrağına sarılması gerektiğini öne sürdü.
Gelişmiş ülkelerde özel okullarda okuma oranı bizimkine göre çok fazla. Bunun sebebi devletin özel eğitime verdiği destek.
Hazırlanan bu taslak özel eğitime destek anlamında tam anlamıyla yeterli olmasa bile atılması gereken önemli bir adımdır.
Taslak daha Başbakana ulaşmadan eleştiriler de geldi.
Eleştiri elbette her zaman yapılmalıdır. Eleştiriler daha doğruyu, güzeli yakalamanın bir anahtarıdır.
Tasarının yanlış kısımları tespit edilip yerine neyin konulması gerektiği belirtildiğinde daha mükemmelin yapılması anlamında görüş belirtilmiş olur. Ülke için lazım olan bir tasarıya kökten kaldırılması anlamında yapılan bir eleştiri zamanı, günün şartlarını okuyamamaktır.
Muhalefet partisi CHP’den gelen eleştiri yine alışılmış türden. Bu tasarı bir kısım vakıf okullarına destek verme amacı güden bir tasarıymış. Eleştiri bu ve yerine ne konulması gerektiği her zamanki gibi belirtilmiyor.
Daha önce 10000 öğrenciyi özel okullarda devlet yardımıyla okutulması planı benzer bir gürültü sonucu iptal edilmişti.
Ben o zaman da yazmıştım yine yazıyorum. Bu okullar anayasal çerçevede eğitim vermiyor ise niye gereği yapılmıyor. Eğer anayasal çerçevede eğitim veriliyor ise ki kesinlikle öyle neden her özel eğitim tasarısı çalışmasında bu okullar öne sürülerek tasarının çıkması engelleniyor. Devletin müfettişinin denetlediği bir kurumun anayasa dışında olduğu düşünülebilir mi?
Türkiye’nin en başarılı okulları birkaç devlet Fen Lisesi hariç bu özel okullar arasında bulunuyor. Uluslararası olimpiyatlarda başarılı olan öğrencilerin yüzde 90’ı bu okullardan. Çağdaş eğitim veren bu okullar niye öne sürülüp tasarılar engelleniyor?
Bu hazretler şunu bilmeliler bu okullar hep olacak. Özel eğitimde reform şart ve bir hukuk devletinde bu okullar hariç denilerek bir tasarı çıkarılamaz. Bu anayasal eşitliğe aykırı.
Bu durumda özel eğitimi kimler vermeli şeklinde bir soru otaya çıkar. Gürültü çıkaranlar kabul etmese de bu sorunun cevabı kanunlar çerçevesinde herkes özel okul açabilir.
Durum böyle olunca özel eğitim reformu yapılmayacak mı?
Vakıf okulları Avrupa’da da var. Kiliseye bağlı olarak açılan özel okullara da devlet aynı desteği vermekte.
Demokrasi kavramı her unsuru yasalar içinde yaşatan bir kavramdır. Demokrasilerde her güce saygılı olmak gerekir. Herkes kendi unsurlarına göre tasarı çıkaramaz demokratik düzenlerde. Çıkarılan tasarı veya yasa her unsur içindir.
Eğitimin önemli bir ayağı olan özel eğitimde reform şart. Zamanı iyi okuyamayıp incik boncuk şeylerle gürültü çıkarıp ülke için elzem çalışmaları engelleyenler hem ülkeye hem de kendilerine zarar veriyorlar.
Kamuoyu yoklamalarında bazı partilerin oy oranlarının düştüğü söyleniyor.
NEDENDİR ACABA?