Orhan Pamuk davası ülkenin tek gündemi oldu. Gazeteler ve televizyonlar sanki Türkiye’de ve dünyada başka haber yokmuş gibi sürekli bu davayı gündemde tutuyor. Medyada küçük bir azınlık hariç, büyük çoğunluğu da Orhan Pamuk’u savunuyor. Neredeyse Orhan Pamuk’a karşı çıkmak, suç olarak gösteriliyor. Aslında onlara söylenecek fazla bir söz yok. Söylemenin de faydası yok.
Bu konuda Adalet Bakanı Cemil Çiçek’in net olmayan tavırları, Başbakan Erdoğan’ın duruşma öncesi ve sonrasında Orhan Pamuk’a tepki gösterenlerin cezalandırılmasını istemesi de beni şaşırtmadı, şaşırtmıyor.
Beni asıl şaşırtan ve üzen Türk aydınlarının, vatanını, milletini seven, devletine bağlı Türk aydınlarının bu konuda çok sessiz kalmaları… Yahut seslerinin yeterince çıkmaması…
Gazetelerde ve televizyonlarda sık sık aydınların (!) bildirileri yayımlanıyor. Üç beş kişi veya 30- 40 kişi bir araya geliyor ve bildiri yayınlıyor, devletten çeşitli taleplerini dile getiriyorlar.
Hep aynı isimler.
Son olarak da Orhan Pamuk davasıyla ilgili bir bildiri yayınlandı. Bu aydınlarımız (!) Türk Ceza Kanunu’nun Türklüğe hakareti düzenleyen 301 ile “Temel milli yararlara karşı hakaret” başlığını içeren 305. maddelerinin kaldırılmasını emir buyurmuşlar.
Bu kez imza sayısı daha fazla; 169.
Topu topu o kadarlar zaten. Belki bu sayı zorlamayla 200’ü bulur.
Buna rağmen onların sesi çıkıyor. Hürriyet gazetesinin internet sitesinde haber “Aydınların 301 bildirisi” başlığıyla verilmiş. Öğle saatlerine kadar habere 29 yorum yazılmış. 27 tanesi, bu aydınlara da Orhan Pamuk’a da tepki göstermiş. Sadece 2 yorumda destek var.
Bu da şunu gösteriyor. Halkımız bu insanlara destek vermiyor. Aksine tepki gösteriyor. Gel gör ki, sesini duyuramıyor.
Ama devletini ve milletini seven kurum ve kuruluşlar, sendikalar, dernekler, vakıflar, profesörler, yazarlar, gazeteciler, bilim adamları, doktorlar bir araya gelip bunu yapabilir.
Her gün bıkmadan usanmadan bildiri yayınlayabilirler, konferanslarla, panellerle bu konuyu sürekli gündemde tutabilirler. Hatta her ilde miting düzenleyebilirler.
Ama maalesef yeterince sesleri çıkmıyor. O zaman da meydan kendini aydın sanan insanlara kalıyor.
Ve bu aydınlar (!) meydanı boş buldukları için de Türklüğe ve devlete hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin kaldırılmasını istiyorlar.
301. madde kalkacak, kendileri istedikleri gibi Türklüğe, devlete sövüp sayacaklar, bol bol hakaret edecekler.
Yaptıkları hakaretlere ve küfürlere tepki gösterilince de “düşünce özgürlüğü ve demokratikleşme” diye bas bas bağıracaklar.
Dünyanın hangi ülkesinde kendi milletine, kendi devletine hakaret etme özgürlüğü var.
Fransızlar’ın Cezayir’de katliam ve soykırım yaptığını bütün dünya biliyor. En iyi de Fransızlar biliyor. Buna rağmen Orhan Pamuk, “Fransızlar, Cezayir’de binlerce insanı öldürdü” dese bir daha Avrupa’ya ayak basabilir mi? Kazara Fransa’ya gidebilse yıllarca hapis yatmaktan kurtulabilir miydi?
Vatanını milletini seven insanların bütün bunları dile getirmesi ve meydanı kendini aydın sanan bu insanlara bırakmaması lâzım.
Bu görev hepimizin.